Uğur Mumcu ve Kürt dosyası

24 Ocak 1993... Türk ulusu, kendini en iyi anlatan aydınlarından birini kaybetti. Yaşamını Türk ulusunun, Türk yurdunda, tam bağımsız olarak yaşamasına adayan Uğur Mumcu, bu tarihte, Türklüğün adını tarihten silmek isteyenler tarafından şehit edildi. Üstelik bu cinayet, hâlâ çözülemedi. Daha doğrusu çözülmedi. Çünkü gözü Türk toprağında ve Türk’ün kanında olan bazı güçler, çözülmesini istemedi.

Bir noktanın altını özenle çizmekte idi, Uğur Mumcu. Ne diyordu? “Kürtler, emperyalistler tarafından, tamamen, ele geçirilmiştir ve onlar tarafından kullanılmaktadır.”

Bu sözü kaç kişi söyleyebiliyordu? Hep şu cümlelerle uyutulduk. “Kürtler, Türk’tür. PKK’lı olmayan Kürtleri incitmeyelim.” Uğur Mumcu, gerçeğin farkına varmış ve bunu belgelemiştir. PKK ve Kürtlerin arkasındaki güç kim, amaçları ne? Bunu ortaya çıkarmıştı. Ama tam bunu açıklayacakken, bir pazar sabahı, arabasına yerleştirilen bir kahpe bomba ile şehit edildi.

İşin acı yanını görebiliyor musunuz? Bu yurt için, bu ulus için kendini ortaya atanların bu yurtta yaşamları tehlikeye giriyor. Neden? Çünkü bazıları, bu ülkeyi ve bu ulusu karşılık sevenleri kendilerine tehlike olarak görüyorlar. Ama ne yazık ki, bu ülkeyi yönetenler ile bu ulustan olduğunu söyleyenler, bu ulusun kahraman evlatlarının şehit edilmesine ses çıkarmıyorlar.

Şehit olmak ... En büyük istek hepimiz için. Ama şehit olmak, toplum tarafından önemsenmiyorsa ve buna karşı insanlar ayağa kalkmıyorsa ... İşte acı olan bu.

PKK’nın ortaya çıkışından sonra Uğur Mumcu, büyük bir araştırma yapıyor. Çok önemli sonuçlara ulaşıyor. Yukarıda da dediğim gibi Kürtlerin arkasındaki güçleri açığa çıkarıyor. Sona yaklaşıyor, noktayı koyacak. Bir bomba ve şehit. Birkaç gün sonra eski DEP milletvekili PKK’lı Yaşar Kaya bir açıklama yapıyor. Diyor ki; “Uğur Mumcu, Kürt halkına karşı olan düşmanlığını ve ihanetini ortaya koymuştu.” Neydi ki, bu düşmanlık ve onlara göre ihanet. Olan şuydu. Kürtlerin artık tamamen emperyalistlerin hizmetine girdiğini söylemişti. PKK’nın ele başı, bebek katilinin, 1972’de Deniz Gezmişlerle birlikte içeri alındığını, ama onların asılıp, Abdullah Öcalan’ın nasıl serbest bırakıldığını kanıtlamıştı ve bu kanıtları, açıklamak üzere idi.

Bugün bazıları bir Kürt Sorununun olmadığını söylemektedirler. Bugün bir Kürt Sorunu vardır. Kürtler, bugün sorundur. Çünkü, emperyalistlerin hizmetindedirler. Biz her ne kadar uzaktan incitmeme palavrası ile davranacak olursak, ne bu sorun çözülür, ne de Türkiye’nin toprak bütünlüğü korunabilir. Artık soruna doğru bir yaklaşım yapıp, çözümleri ona göre üretmeliyiz.

PKK’nın ve Kürtlerin arkasındaki güçleri anlamak istiyorsak, Kürtlerin neden artık Türklerle birlik içinde ve Türkiye’ye bağlılık duygusu içinde yaşayamayacağını anlamak istiyorsak, Uğur Mumcu’nun Kürt Dosyası ve Silah Kaçakçılığı ve Terörizm kitaplarını okumamız gerekir.

Aslında onun amacını ve yaptıklarını, neden şehit edildiğini, yıllar önce yazdığı “Sesleniş” şiirindeki bir parça ortaya koyuyor.

Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi... Bağımsızlık, Mustafa Kemal’den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.

Kutlu Altay KOCAOVA

28 Şubat 2005 Pazartesi