Tarihteki bilinmeyen aşk hikayelerinden ...

Hep bildik aşk ve ayrılık hikayelerinden bir an için sıyrılıp çok değişik bir hikayeye var mısınız? Buyrun.

Timur’un güzeller güzeli hatunlarından bir tanesi de Bibi Hatundur. Bir Çin prensesi olan Bibi Hatun, eşinin Hindistan seferi dönüşü şerefine çok güzel bir cami yaptırmak ister. Caminin tamamlanmasının gecikeceğini anlayan Bibi Hatun, mimara giderek elini çabuk tutmasını söyler. Ancak güzeller güzeli prensesi çok arzulayan mimar, bir öpücük vermediği sürece işe devam etmeyi reddeder. Başka bir adamla öpüşürse başına geleceklerden korkan prenses ‘’bütün kadınlar aynıdır, haremden istediğin kızı al’’ der. Hatta bir kase dolusu yumurta getirir ve ‘’hangisini istiyorsan kır, içlerinin aynı olacağını görürsün’’der. Bunun üstüne mimarda bir benzetme yapar, bir bardağa su, bir bardağa votka doldurduktan sonra şunları söyler; ‘ Görüyorsun hem renkleri hem biçimleri aynı, fakat içerikleri tamamen farklı. Kimi kadınlar su gibi soğuktur. Diğerleriyse ateşe benzer, votka gibi insanın kanını tutuşturur.‘’ Mimarın görünüşünden çok bu mantığına karşı koyamayan Bibi Hatun yanağını eliyle kaplayarak bir öpücük vermeye razı olur.

Cami tamamlanır fakat kara sevdalı mimarın prensese verdiği öpücük, aşk ateşinden elini yakıp geçerek yanağında iz bırakmıştır. Karısının ihanetini keşfeden Timur, Bibi Hatunu minarenin tepesinden attırarak öldürtür. Mimarda aynı şekilde ölüme mahkum edilir. Fakat mimar minareden atılınca son anda kanatlanır ve cennete gider.

Hikaye bu. Mimar cennete mi gitti bilinmez ama Bibi Hanım ya da Sultan Ana Camii, tarz olarak diğer mimarları da derinden etkilemiştir. Bu tarz daha sonra Tac Mahal de ve Rusya da kullanılmış, en bilinen örneği ise Kremlin sarayı ile karşımıza çıkmıştır.