Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '16

 
Kategori
Sinema
 

Tarık Akan "mücadele hiç bitmeyecek!"

Tarık Akan "mücadele hiç bitmeyecek!"
 

Değişim, dönüşüm her insan için olduğu gibi onun için de kaçınılmazdı.


İnsan bir yolcudur ve yolculuğun gözle görülen kısmı bu dünya üzerinde olanıdır.

Dünya üzerindeki yolculuk bir din aliminin, Said-i Nursi'nin ifadesiyle "sebavetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre" kadar sürer.

Bu dünya yolculuğuna diğer insanlar görüp anlayabildikleri ölçüde tanıklık ederler. Kimisi yolcunun çok yakınında olur, hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olur, kimisi de uzağında kalır ve bilgisi de sınırlı olur.

Tarık Akan'ı pek çok kişi gibi ben de, gençlik zamanımın romantik filmlerinin yakışıklı oyuncusu olarak tanıdım.

Televizyonun olmadığı ve televizyon yayınlarının sınırlı olduğu zamanlarda filmlerini izledim. Güler yüzüyle, uzun boyuyla, duygusal ve esprili rolleriyle hemen beğendiğim aktörler arasında yerini aldı.

Sebavetini bilmem ama gençliğine, olgunluğuna ve bu süreçteki sanatsal etkinliklerine ülkenin diğer ucundaki ilgili başka herhangi bir kişi kadar tanık oldum.

Romantik filmlerini de, komedi tarzı olanlarını da, toplumsal içeriklilerini de seyrettim.

Uzaktan diyebileceğim bir yerden gidişatını kendimce anladım, anlamlandırdım.

O da bu toplumun her ferdi gibi 12 Eylül'ü hazırlayan süreçleri yaşadı. Bir sinema sanatçısı duyarlılığıyla yapılan yanlışlara karşı durulması gerektiğinin ayrımına vardı ve senaryosunu Yılmaz Güney'in yazdığı "Sürü" filminin başrol oyuncularından oldu.

Yılmaz Güney'le yakınlaşması, oynadığı film, o süreçte ülkemizde yaşanmakta, tartışılmakta olan olaylar doğal olarak onun inanç ve düşüncelerini de etkiledi. Daha sonra da uluslararası sermaye çevrelerini ve onların uzantılarını rahatsız ettiği için uzun zaman ülkemizde yasaklanacak olan kimi diğer filmlerden biri olan "Yol" filminde rol aldı. Değişim, dönüşüm her insan için olduğu gibi onun için de kaçınılmazdı ve bu değişimine neden olan şey kesinlikle kişisel çıkar hesapları değildi. Tarık Akan o günlerde ülke yönetimini ele geçirmiş olan güçlerin hoşlanacağı Hollywood tarzı duygusal komedi türü filmlerde oynayarak çok daha rahat, sorunsuz bir yaşam sürebilirdi. Bunu yapmadı.

Kendi bildiği doğruları izledi. Halk kitlelerinin yanında durmayı seçti ve vakti geldiğinde de gözünü kırpmadan bedellerini ödedi. Bana göre kişisel inancı ve ideolojisi ne olursa olsun kendi bilgisi, görgüsü, kültürü çerçevesinde ve iyi niyetle, çıkar hesabı yapmadan inandığı yerde, mazlumun yanında duran herkes takdiri ve alkışlanmayı hak eder.

Tarık Akan öyle biriydi.

 

Adana'da, 7 Eylül'de düzenlenmiş olan Yılmaz Güney'i anma gecesine telefonla bağlanarak "mücadele hiç bitmeyecek" derken aslında esas olarak aralarındaki uçurum gittikçe hızla açılan kalabalık yoksullarla az sayıdaki süper zenginlerin mücadelesini dile getirmiş olduğunu düşünüyorum. Dünyada süren yüzlerce çeşit mücadele içinde öncelikli olarak bunu kastettiğine inanıyorum.

 

Her insanın sevenleri, sevmeyenleri, alkışlayanları ve sırt çevirenleri vardır. Biz insanlar başka birilerini değerlendirirken nadiren onun bütün yönlerini birlikte düşünürüz, düşünebiliriz. Genellikle çok daha kolay olduğu için tek bir sözü ile, tek bir duruşu ile notunu vermeyi tercih ederiz. Ben onun kendi yaşam akışı içinde, kendi koşullarında tutarlı ve ezilen olarak bildiği kesimlerden yana bir duruş göstererek yaşadığını düşünüyorum. Elbette onun da görebildikleri, göremedikleri; anlayabildikleri, anlayamadıkları vardı. Belki birilerimizi rahatsız eden sözleri ve hareketleri de vardı.

 

Hangimizin yok ki!

 

Yakınlarına, sevenlerine sabırlar diliyorum.

 

Yolun açık olsun diyorum.

 

 

17.09.2016

10:55

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..