Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '12

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Tarımda İthalatçı olmayalım !

Tarımda İthalatçı olmayalım !
 

Hızla artan nüfus, bozulan iklim dengesi ve doğal afetlerin üretimi olumsuz yönde etkilemesi dünyamızı içinden çıkılmaz bir gıda krizine doğru götürmektedir. Bu gerçeği artık tüm dünya ülkeleri ve yöneticileri kabul etmektedir. Ancak verilen sözlere ve imzalanan protokollere rağmen düne göre olumlu bir gelişme görülememektedir.

Ülkemiz yıllar öncesinin söylemiyle gıda üretimi yönünden kendi kendine yeterli sayılı ülkelerden biri idi. Yıllar sonra temel gıda maddelerinin ithal edilir olması, sürekli artan talebe rağmen hayvansal üretimde kayda değer bir gelişmenin olmaması geleceğin ciddi bir şekilde planlanması gereğini zorunlu kılmaktadır. Türkiye’ nin 2000 yılında tarım ürünleri ihracatı 1.659 milyon dolar, ithalatı ise 2.123 milyon dolar, tarımsal dış ticaret açığı 464 milyon dolar olarak gerçekleşti.

2005 yılında tarım ürünleri dış ticareti 528 milyon dolar fazla verdi. Tarım ürünleri ihracatı 3.329 milyon dolar, ithalatı ise 2.801 milyon dolar oldu.

Tarım ürünleri dış ticaretindeki sorun 2007 yılında başlamış olup, halen daha devam etmektedir. Türkiye 2007 yılında 916 milyon dolar açık vermiştir. 2008 yılında ise 2.455 milyon dolar açık vererek Cumhuriyet tarihindeki en yüksek düzeye ulaşmıştır. 2007 yılında gerçekleşen 4.640 milyon dolarlık tarım ürünleri ithalatının 973 milyon doları hububat yani temel besin maddesi ithalatıdır.

Türkiye 2010 yılında yine Cumhuriyet tarihindeki en yüksek tarım ürünleri ithalat rakamlarını gerçekleştirmiştir. 2010 yılı tarım ürünleri ithalatı 6.457 milyon dolardır. Bu yılda canlı hayvan ve et ithalatının yanı sıra kurbanlıklar dahi ithal edilir duruma gelinmiştir. 2010 yılı tarım ürünleri dış ticaret açığı 1.837 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2011 yılı Ocak-Kasım dönemi rakamları geçmiş dönemleri de aratır düzeyde gerçekleşmiştir. Bu tablo ülkemizin temel ekonomik sorununun cari açık olduğu bir dönemde ortaya çıkmıştır.

2011 Ocak-Kasım döneminde tarım ve hayvancılık ithalatı 7.945 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve en fazla ithalatın yapıldığı 2010 yılını geride bırakmıştır. Ülkemiz artık hayvansal ürünler, bitkisel yağlar ve hububat gibi temel besin maddelerini dışarıdan karşılar hale gelmiştir.

Aynı dönemde tarım ürünleri dış ticaretindeki cari açık 3.381 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve böylelikle Cumhuriyet tarihindeki en yüksek düzeye ulaşılmıştır.

Bu tablonun oluşmasında, dünyada gıda arz ve talebini olumsuz etkileyen gelişmelerin yanı sıra, Türkiye’nin tarım sektörüne gereken önemi vermemesinin, yanlış tarım politikalarının etkileri bulunmaktadır. Bu kapsamda,‘’ daha ucuzunu ithal ederek ihtiyaçları karşılarız’’, düşüncesiyle oluşturulan politikaların yanlışlığı yıllar sonra ortaya çıkmıştır. Ulaşılan sonucun önemi, dış ticaret açığı verilmesinden çok halkın gıda güvenliğiyle ilgili bulunmaktadır. Gıda ve temiz su kaynaklarının stratejik öneme sahip oldukları, bu önemin gelecek yıllarda daha da artacağı artık bilinen ve kabul edilen bir gerçektir.

Gıda güvenliğinin önemi önümüzdeki yıllarda daha da artacaktır. Diğer yandan, pek çok ülkede buğday, mısır ve şeker pancarı gibi temel besin ürünleri enerji üretimi için kullanılır olmuştur. Ülkemizin doğa koşulları her türlü tarım ürününü üretmeye uygundur. Bu nedenle, serbestleştirme, özelleştirme, kuralsızlaştırmaya yakın tarım politikaları yerine halkın gıda güvenliğini temel felsefe alan politikaların uygulanması günümüzde  kaçınılmaz olmuştur. Tarım ürünleri dış ticaretine sadece kar zarar hesabı olarak bakılmamalı, üretemediğimizi ucuza alırız ucuzluğundan kaçınılmalıdır.

Belki de, zaman gelecek petrolden ziyade tarımsal üretim gücüne sahip ülkeler ön plana çıkacak, söz sahibi olacaktır.

 

 

 

 
Toplam blog
: 43
: 801
Kayıt tarihi
: 23.01.11
 
 

1981 yılında Eğe Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden mezun olmuştur.1984-1992 yıllarında Türkiye Z..