Tarlamızda piknik

İlk haftanın hızlı girişinin ardından, o gerçek köy ortamının tadını da çıkarmamak olmazdı. Gittiğimiz her hafta sonu mangal, köfte, tavuk, semaver kahvaltılar yaptık, hiç boş geçirmedik.

Araya girerek şunu belirtmek isterim, son bir kaç yıldır, iş hayatının hızından mevsimlerin nasıl geçtiğini bir türlü yakalayamıyordum. Bir bakıyorum bahar gelmiş, bir bakıyorum yaz gelmiş, bir hafta yaz tatili, sonra da kış gelmiş oluyordu. Klimalı ortamlarda ne yazı anlayabiliyordum, ne baharın ne zaman başlayıp, ne zaman bittiğini fark edebiliyordum. Yani doğanın doğal akışından tamamen uzak, kafamı gömmüşüm işe, kendimi o sarmaldan bir türlü ayıramıyordum.

Bu sene, tarlayı almamla birlikte, tarlada leylekleri gördüm, papatyaların açtığını gördüm. Her yerin yemyeşil büründüğünü gördüm. İneklerin otlamasını seyrettim. Kuş seslerini duydum, meyve diktim, sebze diktim, elimi toprağa vurdum. Susamış bir fidana dereden su taşıdım. Şimdi sıcaktan kuruyan otları görüyorum. Kısaca mevsimleri dışarıdan değil, içine girerek yaşadım. İliklerime kadar o havayı çekmek istedim, istiyorum. :)

Bu hafta sonu hem piknik yaptık hem de bahçede birkaç iş yaptık. bunlardan birisi kendi piknik masamızı yapmak oldu, bir tanesi de bir tente kurmak. Piknik masası için malzemeleri kereşteciden alıp gerekli çivi, keser vs aletlerle zorda olsa bir masa yapmayı başardık. :) 3 aydır kullanıyoruz, çok memnunum. İsteyene tarifini verebilirim.