Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '13

 
Kategori
İnançlar
 

Taşlar nasıl sihirli olabilirler?

Taşlar nasıl sihirli olabilirler?
 

taşlar-nazan şara Şatana


Kara Taş (Hacer-ül esved):

Kâbe’deki siyah Hacer’ül Esved Taşı’nın da cennetten geldiğine inanılır.

Benim dikkatimi çeken bir konudan söz edeceğim sizlere.

Tılsımlı Taşlar

Nedir tılsımlı taşlar dediğimizde o kadar çok alteratif varki analtılacak! Bakın mesela bazı taşlar vardır çevrelerine belirli etkiler yayarlar, bazıları canlılar üzerinde etki yaratırlar, bazıları uğurludur, bazıları uğursuzdur. Bazıları şifadır, bazıları da beladır. Taşların işleri ve yaptıkları çok şeyler var. Taşlar benim hayatımda da önemlidir. Benim yazıp bitirdiğim fakat daha yayınlanmamış:

“Taşlar – Kıyamet”

Adlı kitabım var. Bunu yazmak için taşlarla ilgili araştırmaları sadece yurt içinde değil yurt dışında da yapmıştım. Taşların çeşitlileri var elbette… Kitabelerde taşlar sınıfındadır. Benim söz edeceğim taşlar bunlardan değil. Benim anlatacağım taşlar etkili, sihirli taşlar…

 

Taşlar; bütün uygarlıklarda dikkate alınan bir konu olmuş. Eski uygarlıkların kültürlerinde ve ezoterik (gizem)çalışmalarında da bu tür taşlar varmış. Geçmişten şimdiye bazı uygarlıklarda bazı taşların ilahi anlamları olduğu, kutsal sayıldığı bilinmektedir. Bu taşların göklerden, cennetten yani bu dünyanın dışından geldiğine inanılmış, inanılıyor. Bazı taşların gerek renklerinden veya parlaklıklarından dolayı düz taşlardan farklı oldukları anlaşılınca onlar kutsanmış, farklı görülmüş. Birçok uygarlıklarda taşlar için özel ayinler düzenlenmiş, onlar için özel gösteriler yapılmış. Adetlerinde taşlara yapılanlar önemli planlarda olmuş. Mitolojide de taşlarla ilgili çok anlatılar vardır.

 

Bazı taşlar öyle taş gibi değilmiş. Sade, yalın yâda masum değilmiş.

Yerkürede yaptıkları olaylar varmış.

Çekme,

Biriktirme,

Dönüştürme,

Yayma özelliklerine sahiplermiş.

Araştırmalar bu taşlarda; özellikle üzerinde durulan konular; insanlığa ne gibi faydaları dokundukları olmuş. Öyle ya! Bu taşların yaptığı bu kadar olay varsa bunlardan nasıl yararlanılır? Çok mantıklı. Bunun üzerine araştırmalar daha bir derinleştirilmiş.  İlk elde edilenlerde zaten çok eski uygarlıklardan beri bazı taşların önemli olduğu ve bir çok konuda yararlanıldığı olmuş.

 

Günümüzde de yeni – yeni taşların kıymeti anlaşılmaya başlandı. Değerli taşların ve kristallerin sözleri geçer olmaya başladı. Ben eskiden kristal denildiğinde evlerimizdeki sehpa ve orta masa üstündeki şekerlikler; kültablaları ve vitrindeki bardakları bilirdim. Onların başka ne tür bir işe yarayacakları ya da yarayabilecekleri hakkında en ufak bir bilgim yoktu. Okudukça şaşırıyorum haliyle… Gerçi hala o kristallerle şimdi sözü edilen şifali kristaller aynımıdır inanın bundan da çok emin değilim…

Şimdi uzmanlar bu taşların kadrini kıymetini biliyorlar. Demekki deneyler yapıyorlar ve bir netice elde ediyorlarki, bunlardan söz ediyorlar ve kıymetliler sınıfında kullanıyorlar…

Taşlar doğru bilenlerin elinde doğru kullanıldığında şifalı oldukları kesileşmiş.

 

Bir yerde okuduklarımdan toparlayabildiklerimi sıralayacağım sizlere…

 

Çok eski uygarlıklarda; özel işlemlerden geçen taşlar, biçimlendirildikten sonra enerji santrallerinde kullanılmış. Tabi bu taşlar bazı kristaller ve farklı olan taşlarmış ki bunlara özel taşlar deniliyormuş...

 

Bazı taşlardanda söz ediliyor ama şu anda yoklar. Neredeler veya neden kayıplar bilinmiyor. Bilinenler o zamanda kullanıldıkları. Mesela; bazı mabetlerde kullanıldıkları biliniyormuş. Psişik çalışmalarda kullanılan ve neden olduğu bilinmeyen bu taşlar ancak o zamandan kalan kitabelerde yazılanlardan biliniyorlarmış.

 

Burada enteresan bir şey var. Bu taşlar için düşünülenler:

 

Atlantis kökenli olabilecekleri,

Kozmik kökenli olabilicekleri,

Yeryüzünün bazı yerlerinde saklandıkları!

 

Babil ve Hindistan’da; MÖ.3000 yıllarda kıymetli taşlar sihir amaçlı da kullanılıyormuş.  Sihirli taşların gezegenlerle bağlantıları olduğu kabul görüyormuş.

O dönemde bile taşların tedavi etkileri olduğu biliniyormuş. Hangi taş hangi hastalığa iyi geliri bildiklerinden ona göre taşları kullanıyorlarmış.

Küçük bir alıntı yapacağım:

 

Yakut beyin ve zihin hastalıklarının tedavisinde,

Ortaçağ' da veba salgınından korunmak için kullanılmış.

Zümrüt' ün göz hastalıklarına iyi geldiği düşünülmüş.

Açık kırmızı Akik anemi ve kansızlık tedavisinde,

Koyu kırmızı Akik karaciğer hastalıklarında,

Kahverengi Akik ise dalak hastalıklarında tedavi amaçlı kullanılmış.

 

Sihirli taşlardan yâda tılsımlı taşlardan başka birde güzel taşlar vardır ki, biz bayanlar bayılırız o taşlara…

Değerli taşlar, doğada 3 bini bulan minarellerin çeşitlendirildikten yani işlem görüp, parlatıldıktan sonraki halleridir.

Bu taşlar üç ana unsurla değerlendiriliyormış.

Güzel olması,

Duyarlı olması,

Nadir olmasıda gerekliymiş…

70’e yakın değerli taş grubu olmasına karşın 20 kadarı yaygın olarak biliniyormuş.
 

Taşlar her anda yanınızda bulabildiklerinizdir.

Sahilde yürürken ayaklarınıza batarlar,

Çocukken onlarla beş taş oynarsınız,

Denize taş sektirirsiniz,

Taş – taş üstüne koyarak; evler, barajlar, anıtlar, köprüler, yollar yaparsınız…

Taşlarla süslenirsiniz, yüzükler, kolyeler, küpeler olurlar.

Taşları ısıtırsınız soğuk kış gecelerinde ayak ucunuza koyarsınız.

Belirli taşlar sırtınızdaki, omuzunuzdaki belinizdeki ağrıları giderir.

Birinden çokmu korktunuz hemen bir taş alıp atarsınız…

 

Taşlar önemlidir… Yol Işığım Mevlana Celaleddin-i Rumi diyorki:

“Taş, taşlıktan çıkıp yok olmadıkça, mücevher olup yüzüğe takılır mı hiç?”

“Denizin dibinde incilerle taşlar karışık bulunurlar. Övülecek şeyler de kusur ve yanlışların arasında bulunur.”

 

 

Nazan Şara Şatana

Aşağıda yazılanları mutlaka dikkatle okuyunuz:

 

Bizim enerjimiz taşı etkilemez ama taşın enerjisi bizi değişime uğratır. Bu sebepten dolayı taş hiç bir enerjiden olumsuz etkilenmez

 

Taşları kullandıkça biriken negatif enerjiden arındırmak veya gerekiyorsa pozitif enerjiyle yükleme amacıyla temizlenmesi gerekiyor.

 

Taşların özelliğine göre akan suyun altına tutularak temizleneceği gibi toprağa gömerek, ay ışığında veya güneş ışığı altında bekleterek temizleme yapılabiliyor.

 

Yeryüzünde gözünüzün gördüğü her şey bir sebeple yaratılmıştır. Taşlar da bu halkanın en önemli araçlarıdır. Milyarlarca yılda magmanın çekirdeğinden hareket halindeki lav seli olarak yukarıya çıkması, çatlaklarda toplanıp oluşması ve bu arada gördüğü basınç ve içinde bulunan mineraller sayesinde kazanmış olduğu bir enerji vardır.

 

Taş alırken dikkat edeceğiniz en önemli unsur taşı severek almanız olmalıdır. Kesinlikle tavsiyeyle taş alınmaz, niye ihtiyacınız varsa onu almalısınız.

 

Ellenmiş, dokunulmuş, kullanılmış taşların arındırılmadan kullanılması sakıncalıdır.

 

Şifa için alınan taşların ilgili olduğu çakralarda kullanılması gerekir. (Çakra: Vücudun enerji alış- veriş noktalarıdır. Vücudumuzda 7 tane çakra vardır)

Kuars kristallerinin taşlar arasında özel bir yeri olup, insan hayatı üzerinde büyük etkileri vardır. En basit anlatımla enerji yönlendiricidir.

 

Enerji tanzimi, tansiyon tanzimi, radyasyondan korunma, medyumluk niteliklerini geliştirmede, çakra açılmasında, şifacılıkta vb. kullanılır. Bilinçli kullanılması tavsiye olunur. Yanlış kullanımlarda zarar verebilir.

Mücevher niteliğindeki taşlarda rengin başladığı gibi bitmesine ve içinde nokta, çizik, çatlak olmamasına dikkat edin.

 

Yarı kıymetli taşlarda tam tersidir. Hiç bir yarı kıymetli taş başladığı gibi bitmez ve hiç bir zaman bir öncekinin aynı olmaz.

 

Kristal yapılı taşların natürel halleri insanlara daha fazla şifa ve fayda temin eder.

Burçlarla şifa taşları arasında hiç bir alaka yoktur. Bir taş bir işe yarıyorsa burca göre ayrım olmaz, evrenseldir, herkese aynı faydayı sağlar.

Taşlarınızı sevin, onlarla konuşun, onlar sizi anlayacaktır.(alıntı)

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....