- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Tataristan'da ilk parlemento seçimi

"Tataristan'ın Dünü-Bugünü" kitabından ilk meclis seçimi konusundan alıntı
Muammer MURAT
1. Tataristan Seçimin ardından Rusya seçimleri hakkında basın
Martın ilk pazar günü yapılan milletvekili seçimleri yüksek denebilecek katılımla geçti. Bizdeki siyasi partilerin bayram şenlikleri gibi şatafatlı gösterileri olmasa da halk ve basın bu seçimlere uzak durmadı. Basında tenkitler, övgüler, ümitler dile getirilip yazıldı.
“Tataristan Zaman Gazetesi”nin siyasi gözlemcisi Abdullah Keli makalesinin başında şu ifadelere yer veriyor:
“Nihayet gerçek demokrasiyi de öğrenmeye başladık. Yetmiş yıldan fazla devam eden katı işkence altında inleyen halkımıza, hiç beklemediği, düşünmediği bir rahatlığı, azatlığı Hüdamız verdi. Ülkede saf yeller esmeye başladı. Totaliter rejim dedikleri “haşerelere ölüm” kanunu nihayet teslim-i can etti. Tesiri tamamen bitmedi, bir süre daha devam etti, hatta hâlâ çalışıp ona can üflemek isteyenler de var. Hem de kendi cumhuriyetimizde. 1990 yılında yapılan halk referandumunda % 61, 4 Tataristan için bağımsızlık isteği çıkınca, yeni sistem için güçlenen, hızlanan çalışma bu seçimle de iyice pekişti”.
Siyasi gözlemci olarak halkın içindeki tansiyonu iyi değerlendiren Keli, totaliter rejmi hâlâ bir kısım insanların bir fırsat arayarak diriltmeye çalıştıklarını, yani bir azınlığın istifade ettiği sistem olarak gözönüne seriyor.
“Çıkmamış canda ümit vardır” diye ümitle yaşayan eski rejim sempatizan veya çıkarcıları ekonomik sıkıntıları da bahane ederek yer yer halkın içinde eskiye özlem düşüncesi uyandırmaya çalışıyorlar. Bu düşüncelerin yayılmaya başlaması günlerinde Tataristan televizyonu halkla kısa röportajlar yaptı. Halk; “demokratik şartlar şu anda bizim için daha ağır ama geriye dönme düşünülemez” diyordu.
Yaşlı bir Rus kadını sorulara şu cevabı verdi.
“Gorbaçov bizi mahvetti, cumhurbaşkanlığına yeniden aday olsa katiyyen ona oy vermem.”
Perestroyka’nın 10. yılına denk gelen soruların ikincisi, kimi seçerdiniz Jirinovski, Yeltsin: “Hiçbirini. Ben de bilmiyorum, Yeltsin’e de oy vermem, hele Jirinovski! Yok yok ben de kime oy vereceğimi bilemiyorum.”
Etrafındaki 20’ye yakın insan “Gorbaçov dâhil bunların hiçbirine de güvenilmez. Hangisi gelse şartlar daha da ağırlaşıyor”. Bu görüşlerin sahibi Rus-Tatar onlarca insan vardı. Sonra başka bir bölgede gençlerle görüşülüyor. “Demokrasi getirilmesi neyi değiştirdi?”
– “Bence şimdi herşeyi okuyoruz, dünyayı biliyoruz, ticaretimiz genişledi, alıp satıyoruz, ayrıca başka ülkelere hiç problemsiz seyahatlerim oluyor. Bunlar değişti güzel oldu.”
– Problemler yok mu?
– “Problem vergiler. Ben küçük çaplı işyeri açtım. Yüzde yüzlere varan vergiler alınıyor. Bize hayat hakkı tanınsın. Yeni ekonomik sistem halkı da rahatlatacaktır.
Yine değişik şahıslara sorular yöneltiliyor. “Önceki rejimle bu yeni sistem arasında neler değişti sizce?” Orta yaşlı Tatar kadını, “Ben üç çocuk büyüttüm, hiç bolluk rahatlık görmedim. 5 sum maaş alırdık evi geçindirmeye yeterdi, şimdi 100 bin sum alıyoruz yine karın doyuracak kadar. Ne o zamanlar çok iyiydi ne de bugün daha rahatız”.
Görüşler aşağı yukarı aynı ifadelerde yarım saat sürdü. Anlaşılan o ki halk yeni sistemin enflasyondan gelen ağırlığını yaşıyor ama hürriyete, insan haklarına, seçme-seçilme haklarına, şahsi teşebbüs imkanlarına ait çok şeyi bilmiyor ve önemini de fark edememiş.