Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '06

 
Kategori
Futbol
 

Tatlı rekabet

Tatlı rekabet
 

Yaklaşık 4 aydır kimi zaman sık periyotlarda kimi zaman uzun aralıklarla yazı yazıyorum. Şöyle geri dönüp bir baktığımda yazdığım 35 yazının 32 tanesinin konusunun futbol ve Fenerbahçe olduğunu farkettim. Bu da çok doğal. Çünkü Fenerbahçeliyim. Aslında bunu farketmemde asıl etken " 6S: Resultante Importante " başlıklı dün yayımlanan yazıma Sevgili Pelin Kalyoncu tarafından yapılan yorumdur.

Benden 2004-2005 sezonunda Galatasaray'ın 5-1 kazandığı maç hakkında da yazı yazmamı istemiş. Tabi ki bunda tatlı bir hiciv var. Yorumdaki esas amaç bana bir hatırlatma yapmak. " Biz de 5-1 yendik " 'in farklı bir ifadesi. Aradaki fark ise, Sevgili Pelin'in sözkonusu maçın tarihini hatırlayamaması. Oysa yukarıdaki bilete bakanlar benim her ayrıntıyı net bir şekilde hatırlayabileceğimi sanırım farketmişlerdir.

Türkiye'de 80'li yıllarda çok tatlı bir rekabet yaşanırdı. Hem de ülkenin her köşesinde. Mesela İzmir'de Göztepe Karşıyaka rekabeti vardı ki, Atatürk Stadında oynanan hem de 2.Ligde iken 80.000 kişilik maçı yaşı yetebilen kimse unutamaz. Aynı okulda aynı sınıftaki sıra arkadaşlarımızla farklı takımlar tutar ve her pazartesi tuttuğumuz takımların aldığı sonuçlara göre birbirimizi kızdıran zekice espriler yaratırdık. Bunlar öğrenim yıllarında herkesin en iğrenç gün olarak nitelediği PAZARTESİ günlerini en keyifli kılan olgulardı.

Peki ne oldu da bu rekabet düşmanlığa dönüştü. Bu böyle blog köşelerine sıkışamayacak kadar çok ama çok uzun araştırılması gereken bir konu. Ama sadece bir ipucu vermek istiyorum ki, tıpkı bizlerin bile buralarda yaptığı gibi, objektif olamayan rengi belli taraftar spor yorumcuları ve yazarları gazete köşelerini ve TV ekranlarını işgal etmeye başlayınca tatlı rekabet yavaş yavaş acı düşmanlığa dönüşmeye başladı. En son evre ise, bu rekabetin federasyon tarafından yayıncı kuruluş adı verilen paralı amcalara satılmasıyla alevlendi. Bu konuyla ilgili bu iki ipucundan yola çıkarsanız, bir de endüstrileşen futbolu ve futbol yöneticilerini de işin içine sokarsanız o tatlı rekabetten nasıl eser kalmadığını anlamakta hiç de zoruluk çekmezsiniz.

Dönelim tatlı rekabet yıllarındaki o yaratıcı esprilere. O günleri hatırlamak adına Pelin'in de hatırlattığı 5-1 lik maç hakkında bir kaç şey yazayım.

Bu arada Pelin'e de hatırlatmak açısından Galatasaray'ın 5-1 kazandığı maç Türkiye Kupası final maçıydı. İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadında oynanmıştı. Eğer maçı seyretmek için İstanbul'a gitmemişsem Fenerbahçe'nin maçlarını İzmir Mavişehirde bulunan eski adıyla EGS yeni adıyla EGEPARK'taki Planet Bowling salonunda barın sağ tarafındaki televizyonda seyrederim. Yanılmıyorsam 7 sene oldu. 7 senedir de ordayım. Pelin'in bahsettiği 5-1 lik maçı da orada fanatik Galatasaraylı arkadaşlarımla beraber eğlenerek seyretmiştim. Maç bitiminde doğal olarak hepsi ellerinin parmaklarını açarak 5 işareti yapar şekilde "BEŞ, BEŞ, BEŞ" diye bağırınıyorlardı. Coşkularının bir anlık durgunluğundan faydalanarak onlara tek bir cümle sarfettim "ATTIKLARINIZ BİR ELİN PARMAKLARINI GEÇMEZ" ....

Onlarda aynen bu yukarıdaki paragraf gibi bittiler. Neyse sonra o zamanlar bu geceyi kutlamak için iki arkadaşın barına gittik. 2 ortak biri Galatasaraylı biri Beşiktaşlı. Bu arada geceyi kutlamak diyorum çünkü bu ülkede oynanan her Galatasaray -Fenerbahçe maçı gecesi sonucu ne olursa olsun coşkunun kutlanması gereken bir gecedir. Hem de elele kolkola. Çünkü bir Fenerbahçeli olmadan hiçbir Galatasaraylı galibiyetin tadını çıkaramaz o gecede, veya aynı şekilde bir Galatasaraylı olmadan da hiçbir Fenerbahçeli galibiyetin tadına varamaz. Bunlar ortak eğlenceler ve temeli sağlam dostluklardır. Herneyse bardan içeri girmemizle barın sahibi olan çocuklar beni gördükleri anda elleriyle bana maç skorunu işaret ediyorlar. Sağ eller havada 5 parmak açık sol eller havada tek parmak. Öyle bir kahkaha attım ki, sanıyorum biraz da abartmışım, herkes bir anda sustu ve bana döndü. Bende onlara aynı işaretle karşılık verdim ve tekrar kahkaha attım.... Artık benim kollarım yorulmuştu 6 sayısını ifade etmek için iki kolumu da kaldırmaktan... O gece öyle bir skor olmuştu ki, artık Sevgili Galatasaraylı dostlarım 6 sayısını kendileri ifade ediyorlar ve beni büyük bir zahmetten kurtarıyorlardı....

O gece güle oynaya keyifli bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı gecesi yaşadık. Hala da Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında bu keyfi yaşarız. Maalesef Fenerbahçe'nin evinde oynanan maçlarda bu keyfi yaşayamıyoruz. Çünkü ben İstanbul'da maçta oluyorum ve o keyfi tek taraflı olarak yaşamak zorunda kalıyorum.

Umarım bu şölenler hiç bitmez ve eski tatlı rekabet günleri tekrar geri gelir, barlarda cafelerde hem de içkili olmamıza rağmen dostça yaşadığımız bu rekabeti tribünlerde de ele kolkola yaşarız ya da biz yaşayamasak bile bizden sonraki nesil bunu yaşar.

 
Toplam blog
: 85
: 1006
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1971 yılında Ankara'da doğdum. İzmir'de yaşıyorum. En büyük tutkum FutBol. Ve tabi ki Fut-Bol da bil..