- Kategori
- Öykü
Tefrika romanımın 5.bölümü(1,2,3,4,)
Haminnemin gezindiği tekduygularını canlı tutan bahçesi
Haminnem neşeli dolaşıyor. Haminnem mi? Pembe beyaz tenli, badem gözleri çizgilerle karışmış, yüzü konuşurken; hep itiraz edeceği andıran inip kalkan alın çizgileri yüzündeki diğer çizgilerle karışsa da, tombul bir yüz. Pamuk elleriyle okşarken ipek gibi yüzünü öpmek isteyince hemen çeker.Yaz kış eldivensiz dolaşmaz ellerine dikkat eder. Misafire candan davranır, içtendir ama;içini göstermezdi.
Yılların acısı yüzünde ki derin izler de . Daha derine gitsin ister gibi hafif ama sık tebessüm eder. Acaba zamanın hanımlarının hepsi mi böyleydi, derin acılarını sevinçlerini, paylaşırken bile, garip bir kıskançlık bir gizemde saklı.
Çok bilemem ama, onun bazen sessiz bir nakarat sonucu dolu danesi gibi gözyaşı döktüğünü de gördüğüm zamanlarda bile; kuzucuğum şu tozdan kurtulamıyorum, silmek zorundayım derdi.
Giyinmek için odama gittiğim de orta masa da bir sürü evrak gördüm..Karıştırdım mektup….evet bana mektup vardı ASKER MEKTUBUYDU.
Dilberim benim……
ESKİŞEHİR
Günlerdir senden habersizim anlayacağın sensizim su kadar mübarek ekmek kadar elzemsin yoksun yoksulum.
Burada günler çekilmiyor, askerlik;belki çok şer de öğreniyorum bir komutanım var !biraz sert ama bana iyi davranıyor.Ankara Haymana’nın bir köyünden mi, yetim kalmış, köyde muhtar yardım edip, okutmuş adamı baba bellemiş. Bahsederken ne çok değer verdiği anlaşılıyor.Ben de senin hasretini işte aralarda hafiften dokunduruyorum sazımın tellerine, bir iki değip cızlatırken koğuş arkadaşlarım teker teker, namelerime katılıyorlar., belli herkeste ben gibi hasretlik, bekleyenleri var.
Ben de hasretle kucaklarım Allah a emanet ol derim ,
Cemal İskilip