Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '07

 
Kategori
Futbol
 

Tehlikeli oyun

Tehlikeli oyun
 

Fenerbahçe’nin pazar akşamı Beşiktaş’a karşı aldığı galibiyet kağıt üzerinde bir Süper Kupa zaferi olmakla birlikte, ortaya konan futbolun yetersizliği düşünüldüğünde sarhoşluk yaratacak bir tablonun oluşturulmaması gerektiği de algılanabilmelidir. Fenerbahçe’nin, maçın ilk on dakikasındaki temposunu oyun boyunca bir daha ortaya koyamamış olması 2. ve 3. bölgede rakibe baskı kurması gereken Uğur, Kezman, Alex, Deivid, Aurelio, beşlisinden Deivid ve Alex’in tempodan düşerek pres bağlantılarının kopartmasının bir ürünüdür. İkinci yarı başladığı andan itibaren, Uğur’un da tempo kaybetmesi, hücum presinde Kezman’ın orta alan savunmasında ise Aurelio ve Deniz’in yalnız kalmaları Beşiktaş’ın akıl almaz bir baskı oluşturmasına neden oldu. Eğer Fenerbahçe savunması biraz sallanmış olsa, yada karşılarında kendilerini zorlayabilecek bir santrfor olmuş olsa, bugün ne Deivid kalırdı, ne de Zico.

Beşiktaş maçı gösterdi ki; Fenerbahçe’nin orta alan ve hücum bloklarında oluşturması gereken baskı ve tempo şuan için rakibi boğabilecek düzeyde bir devamlılık gösteremiyor. Önümüzdeki dönemde de bunun çok fazla değişebileceğini düşünmüyorum. Ayrıca Alex ve Deivid sitilinde oyuncuların baskılı ve tempolu futbolu ne denli kaldırabilecekleri de ortada. Futbol basını Deivid’in Beşiktaş maçında ortaya koyduğu oyunu sansasyonel boyutlara taşıdı. 28 yaşında bir futbolcunun birkaç ay içerisinde oyun yapısında bu denli büyütülecek bir devrim yaratabilmesi çok mümkün gözükmüyor. Deivid’ de özellikle Zico’nun telkinleri sonucu göze çarpan bu hareketlilik, devamlılığının boyutu görülmeden bu denli abartılmamalı. Ayrıca Fenerbahçe’nin gol bölgelerindeki pres, tempo ve pozisyon zenginliği sorunu Deivid’de ortaya çıkan bu hareketlilikle aşılabilmesi de mümkün değil.

Sorunun çözümünün Zico’nun düşünce yapısında yattığı kanaatindeyim. Brezilyalı çalıştırıcı Fenerbahçe’nin geleceğini oluşturabilmek için atılması gereke adımları kendi yurttaşlarını takımda tutabilme pahasına erteliyor. Geçen sezon Zico’nun tek bir sözüyle apar topar İstanbul’a gelen Deivid’in Zico tarafından gönderilmemesinin altında Zico’nun bu oyuncuya olan sempatisinin ve vefa borcunun yanı sıra, Alex baskısının da yattığı tartışılamaz. Deivid gönderildikten sonra yapılacak forvet transferinin Kezman’ın yanına monte edilmesi düşünülüyordu. Bu transfer için ayrılan rakamlar on iki milyon dolarlarla telaffuz ediliyor ki, bu rakamlara gelecek futbolcunun vazgeçilemeyecek bir fark oluşturması da muhtemeldi. Bu durum söz konusu olduğunda, Fenerbahçe’nin oyun yapısı bir anda 4-4-2’ye doğru sürüklenecekti. İşte bu durum takım savunmasına hiçbir katkısı olmayan Alex’in de yerini de tartışılır hale getirecekti.

Tüm bu veriler ışığında Zico büyük bir inatla, modern futbolun gerekli kıldığı savunma prensiplerden taviz vermek pahasına Deivid’e sahip çıkıyor. Hepsinden önemlisi ona sahip çıktığını gösterebilmek için olmadık yerlerde oynatıyor. Sağ kanatta. Durum onu gösteriyor ki; sarı lacivertli yöneticiler Zico’ya “Deivid’i gönderip sana üst düzey bir sağ kanat oyuncu getirelim” deseler bile Zico’yu ikna edemezler. Brezilyalı çalıştırıcının Deivid ve Alex inadı, Fenerbahçe’yi, savunmayı ilerde başlatabilecek, gerektiğinde pres yapabilecek ve rakip stoperleri huzursuz edecek prese dayalı hücum prensiplerinden mahrum ediyor, etmeye devam edecek.

Sonuç olarak Zico Atlantik ötesi bir oyun oynuyor. Takım içerisindeki Brezilyayı dokunulmaz hissettiriyor. Eğer tüm bunlar yanılsamaysa ve ben kuruntu yapıyorsam zaten bir sorun yok demektir. Ama eğer yanılgı değilse bu oyun Fenerbahçe için çok tehlikeli olabilir

Fotograf: Cesur Haber

 
Toplam blog
: 32
: 823
Kayıt tarihi
: 29.09.06
 
 

Soccer Scout & Researcher & Databank Developer Çeşitli kulüplerin altyapı ve profesyonel şube..