- Kategori
- Haber
Tehlikenin farkına varanlar

Sabah uyanır uyanmaz ilk işim, kuzeye ve güneye bakan iki balkona da ayyıldızlı bayrakları asmak oldu. Mitinge katılamadım, bari kendi çapımda destek vereyim dedim. Sonrasında; gelişmeleri televizyondan, e-gazetelerden ve mitingi canlı yayınla takip eden (bildiğim kadarıyla) tek radyo olan "Alem FM"den takip ettim sürekli.
Anladım ki en sonunda "tehlikenin farkına varanların" sayısı düşündüğümden daha çokmuş. Mitinge katılanlar arasında (tabi ki) başta Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri olmak üzere, bazı parti mensupları, çeşitli akademisyenler, üniversite öğrencileri, halk ve bunların yanında az sayıda türbanlı vardı. Elbette binlerce de polis memuru.
Ata'mın biz gençlere verdiği birinci vazifeyi (Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmeyi) uzaktan da olsa yerine getirmek gurur verici. Ata'm bu görevi bizlere verirken, ne kadar ileri görüşlü olduğunu; bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersek ne yapacağımızı öğütleyerek belki de bininci kez kanıtlamıştır. Sözü geçen bu mecburiyeti yerine getirmek için yüzbinlerce kişi, içinde bulunduğu vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeksizin düştü yollara; kimi alyansını sattı, kimi sağlık problemini hiçe sayarak her şeyi göze aldı...
Bugün annemle gelişmeleri takip ederken, annemin "Keşke biz de gitseydik" dediğini duyduğumda gülümsemekten alamadım kendimi. "Bak gördün mü, anamı da aldım geldim" demek güzel olacaktı çünkü. Askerliğin yan gelip yatma yeri olmadığı gerçeğini, "Bunları mı dinleyeceğim" diyerek elinin tersiyle itiveren birinin Çankaya'ya çıkması düşüncesi bile korkutuyor beni ve oradaki yüzbinlerce kişiyi...
Televizyonda gösterilen kuşbakışı görüntüler, en duyarsız insanların bile boğazında bir düğüme sebep olmuş olmalı. O kocaman alanda, kadını-erkeğiyle, genci-yaşlısıyla o kocaman kalabalık, ellerinde gururla tuttukları kırmızı-beyaz bayraklarla dayanışma halindeydi. Anladım ki, vaktinde anayurdumuzu demir ağlarla ören bu millet, gerektiğinde sınırlarımızı etten duvarla örebiliyor harici bedhahlara karşı. Dahili bedhahlar için ise her türlü yol zaten mübahtır diye düşünüp bugün de bunu kanıtlayabiliyor canım milletim.
Şimdi, "haticeye değil, neticeye bakarım ben" diyenlere sözüm: Hatice aşamasını kısmen de olsa geçtik, şimdi merakla neticeyi bekliyoruz...
<özlem boral="">özlem>
Anladım ki en sonunda "tehlikenin farkına varanların" sayısı düşündüğümden daha çokmuş. Mitinge katılanlar arasında (tabi ki) başta Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri olmak üzere, bazı parti mensupları, çeşitli akademisyenler, üniversite öğrencileri, halk ve bunların yanında az sayıda türbanlı vardı. Elbette binlerce de polis memuru.
Ata'mın biz gençlere verdiği birinci vazifeyi (Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmeyi) uzaktan da olsa yerine getirmek gurur verici. Ata'm bu görevi bizlere verirken, ne kadar ileri görüşlü olduğunu; bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersek ne yapacağımızı öğütleyerek belki de bininci kez kanıtlamıştır. Sözü geçen bu mecburiyeti yerine getirmek için yüzbinlerce kişi, içinde bulunduğu vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeksizin düştü yollara; kimi alyansını sattı, kimi sağlık problemini hiçe sayarak her şeyi göze aldı...
Bugün annemle gelişmeleri takip ederken, annemin "Keşke biz de gitseydik" dediğini duyduğumda gülümsemekten alamadım kendimi. "Bak gördün mü, anamı da aldım geldim" demek güzel olacaktı çünkü. Askerliğin yan gelip yatma yeri olmadığı gerçeğini, "Bunları mı dinleyeceğim" diyerek elinin tersiyle itiveren birinin Çankaya'ya çıkması düşüncesi bile korkutuyor beni ve oradaki yüzbinlerce kişiyi...
Televizyonda gösterilen kuşbakışı görüntüler, en duyarsız insanların bile boğazında bir düğüme sebep olmuş olmalı. O kocaman alanda, kadını-erkeğiyle, genci-yaşlısıyla o kocaman kalabalık, ellerinde gururla tuttukları kırmızı-beyaz bayraklarla dayanışma halindeydi. Anladım ki, vaktinde anayurdumuzu demir ağlarla ören bu millet, gerektiğinde sınırlarımızı etten duvarla örebiliyor harici bedhahlara karşı. Dahili bedhahlar için ise her türlü yol zaten mübahtır diye düşünüp bugün de bunu kanıtlayabiliyor canım milletim.
Şimdi, "haticeye değil, neticeye bakarım ben" diyenlere sözüm: Hatice aşamasını kısmen de olsa geçtik, şimdi merakla neticeyi bekliyoruz...
<özlem boral="">özlem>