Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Tehlikenin farkında mısınız? 2

Tehlikenin farkında mısınız? 2
 

Gerçekten farkındamısınız?

Aşağı yukarı 1071 Malazgirt Zaferini Anadolu’ ya girişimiz sayarsak 936 yıldan beri , bu topraklarda ve bu coğrafyadayız. Balkanlardan , Afrika’ya kadar Ortadoğu dahil olmak üzere büyük bir alanda kültürümüzü , kardeşliğimizi , değer yargılarımızı etnik köken ayrımcılığı yapmadan , yaşadık ve yaşattık. Milliyetçilik duygusunu , hiçbir fark gözetmeden bireyden , aileye , kabileye , aşirete ve daha da yukarı çıkararak ulusal birlikteliğe ve kimliğe kadar getirdik.

Ulusal birlik çatısı altında hiçbir etnik köken ayrımı yapmadan , yıllarca hep birlikte omuz omuza yaşadık , düşmana karşı dünyada eşi benzeri görülmemiş bir ruhla savaştık. Yeri geldi hepimiz , canımızı verdik. Yeter ki , birliğimiz , beraberliğimiz bozulmasın diyerek.

Artık zaman değişti. Savaşların cephede değil masa başında kazanıldığı bir döneme geçiyoruz. Ulusal birliğimize , fitneler sokulmaya çalışılıyor. Bu fitneler , bazen demokratikleşme arkasına gizlenerek , bazen insan hakları arkasına gizlenerek , bazen AB nin gerektirdiği bir koşul olarak , içimize atılmaya çalışılıyor.

Sanki demokratikleşme , etnik kökeni ortaya çıkararak olacakmış gibi , sanki insan hakları etnik köken belirlendiği takdirde daha bir güzel işleyecekmiş gibi , sanki etnik kökenlerin ön plana çıkması uygar Avrupa için bir ön koşulmuş , uygarlığın ön koşuluymuş gibi sunulmaya çalışılıyor.

Ulusal birliğe ve kardeşliğe , demokratikleşme çatısı altında , demokratikleşme kalkanına sığınarak , ayrımcılık yapanlar içimize girmeye çalışıyor. İnsan hakları yokmuş ve işlemiyormuş gibi gösterilerek , ayrımcılık yapmak isteyen provakatörlerinin hakları , tarzında lanse edilmeye çalışılıyor.

Amaç ulusal birliği bozmak ve yıkmak. Ayrımcılığı , etnik kökeni ön plana çıkartarak gerçekleştirmek ve farklı kutuplaşmalar yaratmak. Sonrada bu kutuplaşmayı birbirine düşman hale getirmek.

Bu fitne , bugünkü Irak’ı ortaya çıkarmıştır. Irak bu tuzağa düşmüş ve şuanda bu fitne ve ayrımcılığın meyveleri olarak kan , ölüm , gözyaşı olarak kendini göstermektedir. Artık Irak diye bir devlet yoktur. O coğrafyada , suni-şii , Türkmen , Kürd gibi gruplar vardır.

Gözümüzün önünde cereyan eden ve sonuçları ortaya teker teker çıkan bu gidişata Türkiye’ de sokulmak isteniyor. Bunu alenen görüyoruz. Daha şimdiden bir kesim , kendine yandaş toplamaya çalışarak Kuzey Irakta oluşturulmak istenen yapay Kürd devletine , eleman toplamaya çalışmaktadırlar. Orayla Diyarbakır ve ülkenin güneydoğusunu özdeşleştirerek daha şimdiden bir ülke kurmak istiyorlar. böyle bir ülkenin kurulmasına civar ülkelerden hiçbirinin izin vermeyeceğini bilerek , görerek yinede bu ideal peşinden koşuyorlar. Halbuki asıl amaçları Kürdistanın kurulması değil , esas amaçları civar ülkelerin yapıtaşlarıyla oynayarak onların birliğini bozmak ve Irak haline getirmek maksatları. Bu durum kimin işine gelir sizce.

İlkönce ulusal birlikteliğin ana hammaddesi olan milliyetçilik duygusunu incelediler. Bu inceleme birkaç bayrak yakmak ve en sonunda da Hrant Drink suikastı ile tepeye tırmandı. Hassas olan bu duyguyu tahrik ettiler ve sonunda istediklerini de aldılar. Milliyetçilik günah keçisi olarak ortaya atıldı. Maalesef bu tuzağa başbakanımızda düştü.

Hala birçok yönden saldırıyorlar. Yapay haritaları , yapay videoları oynatıyorlar. Bunu öyle bir yapıyorlar ki , ülkemizin dışında yaşayan bir insan biz tepki vermediğimiz veya onların silahlarıyla savaşmadığımız için onlara hak veriyor. Gün gelicek haklılığımızı anlatacak kimseyi bulamayacağız. biz Sırpları nasıl görüyorsak , dünyada bizi öyle görecek….

Ülkenin aydın kesimine bakıyorum , burada bile aynı , herkese hayat toz pembe. Yazılan yazılarda , cinsellik , sosyoloji , feminizim , gündelik yaşam aşk , en fazla reyting alan yazılar. Sanki onlar başka bir coğrafyada yaşıyorlar. Onları hiç ilgilendirmiyor bu gidişat. Hiçbir şey yapmıyorlar. Halbuki asıl savaşı buralarda vermeliyiz. Çünkü uygulanmaya çalışılan kumpas psikolojik kumpastır. Bize topla tüfekle çok şükür saldırmıyorlar , internetten saldırıyorlar , yazıyla kalemle saldırıyorlar. Top tüfek işin sonraki merhalesi kanımca.

Yurt dışından birisi geliyor ve milliyetçilik gurursuzluktur diyor. Bu adamlara çok dikkat etmek lazım. Bunların elinden tutup durun bakalım sizin ne işiniz var burada demek lazım.

Güneydoğu illerimize gelip halkımıza , biz sizin dostunuzuz , burası bizim ikinci vatanımız diyorlar. amaç sevgilerini çalmak. Kurtuluş savaşını ve Sevr i unutturmaya çalışıyorlar.

Şu Almanya başbakanı Merkel’e gerçekten saygı duyuyorum. Çünkü bir rahibin kızı olarak , hanımefendi dürüst davranıyor. Biz ise hala AB üyesi olma hayaliyle yanıp tutuşuyoruz.

Türkiye ‘de yaşayan tüm arkadaşlarımız , bacılarımız , kardeşlerimiz , özellikle aydın kesim , artık uyanalım. Bizi bekleyen tehlikenin farkına varalım. Aramıza nifak tohumları sermek isteyenlere meydanı bırakmayalım. Ben Türkiye’de yaşayan , Türkünden , Kürd’ünden , Lazından veya etnik kökeni ne olursa olsun memnunum. Girmeyin aramıza diyelim.

Sevgili Milliyet blog yazarları , Milliyet gazetesi gerçekten çok ciddi bir gazete , yazılarımız sadece bloglarda değil , google da veya tüm büyük arama motorlarında çıkıyor. Gelin şimdilik aşkı meşki , bir kenara bırakalım. Birer aydın olarak görevimizi çocuklarımız için , kendimiz ailemiz için yerine getirelim. Herşeyi devlete bırakmayalım.

Not: Yazdıklarımdan bazılarını Deniz Baykalın bir konuşmasından esinlenerek yazdım.bilginize.

 
Toplam blog
: 116
: 735
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

1994 Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. İktisat bölümü mezunuyum. Aynı üniversitede Genel İktisat Polit..