- Kategori
- Trafik
Tek taraflı kaza tek taraflı mı?
Sn. Reha Muhtar 20 Mayıs Tarihli Vatan gazetesinde köşesinde "Sol lastiğin patladığı an ve nazar" ara başlıklı bölümde Sn. Özgener' in anlattıklarını yazmıştı. 130-140 km rakamını okuyunca gözlerim faltaşı gibi açıldı ve bu sabah Sn. Muhtar' a bir mail attım ama sürekli olarak geri döndü. Geri dönen mailde Selatin tüneline girmeden 80 km hız limitinin ışıklı olarak yer aldığını ve yazmasa dahi tünel içinde bu hızın korkunç olduğunu belirtip ve eğer yazıyor ise bir trafik suçu da söz konusu diyerek eğer kaza yapan aracın arkasında bir şehirler arası otobüs seyretseydi olayın bir faciaya dönüşebileceğini ekledim. Saati ile bilgisayarımda kayıtlı. Şimdi Milliyet internet sayfasına girdiğimde Sn. Özgener' in tünel içi hızının 165 km olduğunu okudum. Ve daha vahimi "Kazanın tek taraflı maddi hasarlı olması nedeniyle de Özgener'e herhangi bir cezai yaptırım uygulanmadı." cümlesini okudum.
Öncelikle hiç kimse ille de bir ceza alsın peşinde değilim. Ama çok açık bir soru hepinize. Bu tünelde kaza yapan aracın arkasında yakın sayılabilecek bir mesafede 2 veya 1, 5 kat gibi tabir edilen bir yolcu otobüsü olsaydı, o yolcu otobüsünde siz veya yakınlarınız olsaydı ve o otobüs sürücüsü o otobüsü orada toparlayamasaydı ne olurdu ? Ki elinizi vicdanınıza koyun, istediği kadar son teknoloji ile donanmış olsun o kütle 70 km civarı ile hareket halindeyken dahi önünden bir araba yolu iki kez enlemesine geçerse ve kaptan ikinci bir çarpışma ve/veya devrilmeyi önleyemezse, önleyemedi diye onu suçlama hakkımız olurmuydu? Ama eğer bu kaza olur ise yasal sorumluluk o zaman mı devreye girerdi ? Bilmem ne kadar ilgilenirsiniz bazı detaylar ile ama ben size söyliyeyim özellikle yaz ve/veya tatil dönemlerinde İstanbul' dan Bodrum Marmaris yönüne genelde çift katlı otobüsler yola çıkıyorlar. Mutlaka görmüşsünüzdür özellikle büyük firmalarımızın çift katlı otobüslerinin kütlelerini. Şimdi o kütlenin aradan geçmeye veya durmaya çalıştığını yeniden düşünün. Sonra eğer sadece ikinci bir çarpma dahi olsaydı o tünelin hali nice olurdu iyice düşünün. Ve bir anımsatma daha, Selatin tüneli ülkemizin en uzunu demiyeyim de yanılıyor olabilirim ama en uzunlarından biridir.
Ve sayın okurlar bir başka not daha. Tam yaş sınırını bilmiyorum -belki de sınır yok bile tam zorunlu- ama içine girmeye çalıştığımız AB' de arka koltukta emniyet kemeri takmak şart. Ama bunun bir adım ötesi eğer çocuklar daha da küçük ise özel ek koltukla bağlanması şart. Yani sayın okurlar AB sadece ekonomik ve/veya siyasi nedenlerle girmeye çalıştığımız bir oluşum değil. Bir değer yargıları bütünlüğü. Aydınlarımızın bile bu değer yargılarına ne kadar katıldıkları veya ne kadar uyguladıkları ayrı bir konu gördüğünüz gibi. (Sn. Özgener Sn. Muhtar' a arka koltukta çocuklarının kemerlerinin bağlı olmadığını belirtmiş aynı konuşmalarında.)
Son nokta ben bu sayfalarda Bolu dağı tünelini "lunapark gibi ışıl ışıl " bulan bir yazarımıza olan eleştirilerimden dolayı uzunca bir süre yazmadım / yazamadım. O yazı 100' ün üzerinde tıklandıktan sonra yayından kaldırıldı. Oysa o eleştiriler tartışılmalıydı, okunmalıydı. O yazıda öngörülenlerin bir benzeri yaşandı ve tamamen Allah yardım ettiği için ucuz atlatıldı. Şimdi sayın okurlar iyi düşünün bu kazayı, kazaya olan yaklaşımımızı. Sadece ve sadece ucuz atlatıldı diye unutmaya başladık bile. Bizim için bir sorunun sorun olabilmesi için en az onlarca yaşama patlaması gerekiyor. Gerçi öyle olsa da onu bile unutuyoruz ya neyse.
Öncelikle hiç kimse ille de bir ceza alsın peşinde değilim. Ama çok açık bir soru hepinize. Bu tünelde kaza yapan aracın arkasında yakın sayılabilecek bir mesafede 2 veya 1, 5 kat gibi tabir edilen bir yolcu otobüsü olsaydı, o yolcu otobüsünde siz veya yakınlarınız olsaydı ve o otobüs sürücüsü o otobüsü orada toparlayamasaydı ne olurdu ? Ki elinizi vicdanınıza koyun, istediği kadar son teknoloji ile donanmış olsun o kütle 70 km civarı ile hareket halindeyken dahi önünden bir araba yolu iki kez enlemesine geçerse ve kaptan ikinci bir çarpışma ve/veya devrilmeyi önleyemezse, önleyemedi diye onu suçlama hakkımız olurmuydu? Ama eğer bu kaza olur ise yasal sorumluluk o zaman mı devreye girerdi ? Bilmem ne kadar ilgilenirsiniz bazı detaylar ile ama ben size söyliyeyim özellikle yaz ve/veya tatil dönemlerinde İstanbul' dan Bodrum Marmaris yönüne genelde çift katlı otobüsler yola çıkıyorlar. Mutlaka görmüşsünüzdür özellikle büyük firmalarımızın çift katlı otobüslerinin kütlelerini. Şimdi o kütlenin aradan geçmeye veya durmaya çalıştığını yeniden düşünün. Sonra eğer sadece ikinci bir çarpma dahi olsaydı o tünelin hali nice olurdu iyice düşünün. Ve bir anımsatma daha, Selatin tüneli ülkemizin en uzunu demiyeyim de yanılıyor olabilirim ama en uzunlarından biridir.
Ve sayın okurlar bir başka not daha. Tam yaş sınırını bilmiyorum -belki de sınır yok bile tam zorunlu- ama içine girmeye çalıştığımız AB' de arka koltukta emniyet kemeri takmak şart. Ama bunun bir adım ötesi eğer çocuklar daha da küçük ise özel ek koltukla bağlanması şart. Yani sayın okurlar AB sadece ekonomik ve/veya siyasi nedenlerle girmeye çalıştığımız bir oluşum değil. Bir değer yargıları bütünlüğü. Aydınlarımızın bile bu değer yargılarına ne kadar katıldıkları veya ne kadar uyguladıkları ayrı bir konu gördüğünüz gibi. (Sn. Özgener Sn. Muhtar' a arka koltukta çocuklarının kemerlerinin bağlı olmadığını belirtmiş aynı konuşmalarında.)
Son nokta ben bu sayfalarda Bolu dağı tünelini "lunapark gibi ışıl ışıl " bulan bir yazarımıza olan eleştirilerimden dolayı uzunca bir süre yazmadım / yazamadım. O yazı 100' ün üzerinde tıklandıktan sonra yayından kaldırıldı. Oysa o eleştiriler tartışılmalıydı, okunmalıydı. O yazıda öngörülenlerin bir benzeri yaşandı ve tamamen Allah yardım ettiği için ucuz atlatıldı. Şimdi sayın okurlar iyi düşünün bu kazayı, kazaya olan yaklaşımımızı. Sadece ve sadece ucuz atlatıldı diye unutmaya başladık bile. Bizim için bir sorunun sorun olabilmesi için en az onlarca yaşama patlaması gerekiyor. Gerçi öyle olsa da onu bile unutuyoruz ya neyse.