- Kategori
- Güncel
TEKEL işçilerine ağlayacak, şiir okuyacak “Bakan” aranıyor!...

milliyet.com.tr
Ağlamak!
Derin üzüntünün getirdiği bir boşalma!
Sevincin yarattığı zıtlığı oluşturan bir tepki!
“Üzüntü”nün, “sevinç”in zıtlığında buluşma!
*****
Sevdiğimizi uğurlarken ağlarız; yıllar sonra sevdiğimize kavuşunca ağlarız.
Birinin haline ağlarız!
Kendi çaresizliğimize ağlarız!
Korkunca ağlarız!
Ağlarız da ağlarız!
“İçten içe” olanı vardır; etrafı ayağa kaldıranı da...
Hangi makamdan olursa olsun, karşısındaki etkilenir; ağlayana, ağlayanlar eklenir.
Çocuk ağlaması başkadır; acıkmıştır çocuk ya da bir yerleri ağrıyordur!
Büyüklerin, yaşlıların ağlaması başkadır...
"Aç"ınki başka, "tok"unki başkadır!
*****
AKP’liler ağlıyor zaman zaman.
Gel gör ki, Bakanlar'ın ağlamalarına alışamadım bir türlü!
“Niye ağlıyorlar?” sorusunu sormanın fazla olacağını düşündüm.
Şiir okudular, ağladılar!
Konuştular, ağladılar!
Dinlediler, ağladılar!
Tutamadılar göz yaşlarını; göz yaşlarını gizlemek, içine akıtmak varken...
Asıl ağlanacak yerde ağlamadılar; başkalarını ağlattılar.
Analar ağladı...
Çocuklar ağladı...
*****
Ankara’da sımsıcak yerlerde duygulanıp ağlamak kolay!
Ankara’da, Ankara’nın ayazında ağlamaksa bir başka.
Göz pınarlarından yaşlar akar mı, buğulanan gözllerde yaş, buz tutar mı?
Bilmem, bilemem!
Ama, Ankara’da Türk-İş Genel Merkezi önünde, açlık grevine başlayan kadınlı erkekli 100 emekçinin, üzerinde “Ölmek var, dönmek yok!”, “Türkiye sevdamız, ekmek için kavgamız!” yazılı kefen giymelerini çok iyi bilir/ anlarım.
Bir de, Tekgıda-İş Genel Sekreteri Metin Amaç’ın şu sözlerindeki anlam derinliğini...
“Dün mazlum edebiyatı yapıp bugün mazlumları görmeyenlere sesleniyoruz. Burada gözleri yaşlı babalar, anneler, çocuklar var. Ağlayanlar var, şiir yazanlar var. Başbakan konuşmalarından sonra şiirler okuyor. Bir de bu anaların şiirlerini okusun.”
*****
Ağlamaksa, işte meydan!
Şiir okumaksa, işte uygun ortam!
Şimdi, ağlama, şiir okuma zamanıdır!