Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '11

 
Kategori
Öykü
 

Tekrar geleceğim sana anneciğim

Tekrar geleceğim sana anneciğim
 

Genç kadın annesinin mezarındaydı, uzun yoldan gelmiş bir bezirgan gibi omuzları düşmüş, benzi solmuş, dudakları uzun süredir yağmur görmeyen toprak gibi çatlamıştı. 

Elindeki papatyaları özenle mermer rahlenin üzerine koydu, sonra iki avucunu açıp huşu ile bildiği tüm duaları bir bir okudu, gözlerinden yanağına süzülen iki damla yaş toprağa düştü, uzunca bir süre sonra ellerini yüzüne götürdü, siyah örtünün altından dışarı taşan sarı berçemini gayri ihtiyari eliyle örtünün içine sokuşturup kaybetti, sonra mermer rahlenin kıbleye bakan yüksek sütununu büyük bir sevgiyle defalarca öptü, özlenen, beklenen kadim bir dostu sarar gibi sardı, okşadı, kokladı. 

Gökyüzünün kurşuni rengine birer nokta gibi dağılmış kuş sürüsünü gözleri ile yakaldı, dışarıda baharın coşkun keyifli havasından uzakmış gibi üşüdüğünü his etti, çömeldi, kollarıyla kendini sardı, bir eliyle mermerin ortasındaki toprağın üzerinde elini gezdirdi, mezarlıkta başka insanlarda olmasına rağmen ürkütücü bir sessizlik vardı, etrafı süzdü, mezarlıkların dahi insanlar arasındaki sınıf ayırımını ortadan kaldırmadığını gördü, etrafı krom parmaklıklarla çevrilmiş gösterişli mezarlar, bir eski roma kralının lahitlerini andıran süslü, kemerli devasa sütunlar ve az ötede baş ve ayak kısmı dahi seçilemeyecek kadar yerle yeksan olmuş yoksul mezarlar. 

Annesinin mezarındaydı her mayısın ilk haftasında yaptığı gibi işte yine gelmişti, henüz 5 yaşındayken kaybettiği ve hayal meyal hatırladığı anneciğinin mezarında elini öpmeye gelmişti, annesini kaybedeli tam 25 sene olmuştu ve o annesinin öldüğü yaştaydı, bu gerçek biran için aklına geldi, ürperdi, annesinin yaşında olmak, annesinin yaşayamadığı yılları yaşamak ona "günah ve haram" gibi geliyordu sanki. 

O da bir anneydi, bir kızı vardı, insanların klişelemiş bir sıradanlıkla geçiştirdikleri "anneler günü" söylemini o 25 senedir hergün yaşıyordu, insan uzak olduğu herşeye daha bağlıdır, insanın içindeki özlem ateşi yürekte apayrı bir iz bırakırdı, onunda öyleydi işte annesizliğin özlemini hergün yaşıyarak gidermeye çalışıyordu. 

Anneler gününde bir kez daha annesini özledi, hayatı boyunca hep eksik büyüdü, hep bir yanında sızı oldu, annesinin bir soğuk kış gününde onu okula gönderirken"dikkat et kızım üşüme" demesini ne çok isterdi mesela veyahut, ilk aşık olduğunda bunu annesiyle paylaşmayı, annesinin elbiselerini bir bir giyip denemeyi, annesinden yemek yapmayı öğrenmeyi, annesinin ona"kızım" demesini ne çok isterdi. 

Hayat onun için hep acımasızdı, ayağa kalktı, tekrar tekrar mermer sütuna sarıldı, öptü, kokladı, okşadı ve ağır adımlarla geldiği yola doğru yöneldi, bir kaç adım attıktan sonra döndü, annesi karşısındaymış gibi el salladı" tekrar geleceğim sana anneciğim" dedi ve gözden kayboldu. 

TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜNÜ SAYGI İLE KUTLAR , BU KISA ÖYKÜYÜ ANNESİNİ KAYBETMİŞ TÜM EVLATLARA GÖNDERİYORUM! 

 
Toplam blog
: 166
: 540
Kayıt tarihi
: 02.09.09
 
 

Batmanın Beşiri ilçesinde doğdum, Mersinde yaşıyorum, edebiyata ilgi duyuyorum, yerel ve ulusal d..