Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '14

 
Kategori
Deneme
 

Telefondaki ses

Bir genç geçti yanımdan ve telefonunu “Efendim anne“ diyerek açtı. Tıpkı oğlumun sesi gibi yumuşacıktı. Fakat ne o telefonu açan benim oğlumdu ne de ben karşıdaki anneydim. İçim cız etti bir an. Oğlumu çok özlediğimi hissettim.

Hemen geçmişe gittim. Benim oğlum cep telefonu ile büyüyen bir çocuk. Dolayısıyla ben de onu cep telefonu ile çok kontrol etmeye çalıştım. Hiç rahat durmadım. Dakka başına aramaktan, hesap sormaktan hiç yılmadım, vazgeçmedim. Tabii bu tacizlere onun da davranışı ya telefonlarımı açmamak ya yüzüme kapatmak ya da telefonunu tamamen kapatmak gibi daha bir sürü yol ve yöntem geliştirmek oldu. Anlayacağınız kötüye kullandığım bir silah daha geri tepmişti. Şükürler olsun zararın neresinden dönülse kardır deyip şu son birkaç yıldır bu tacizleri bıraktım.

Başka bir yol ve yöntem geliştirdim yeni telefonumda. “WhatsApp“ üzerinden bol bol mesaj ve fotoğraf gönderiyoruz birbirimize. Çünkü o çok yoğun çalışıyor ve üstelik uzakta yaşadığı için pek öyle paylaşabildiğimiz bir şey de yok. Ne gariptir ki şu hayat denk getirmiyor yaşanmışlıkları. Onun bana ihtiyacı olduğu zaman ben yoğun çalışıyordum; şimdi benim ona ihtiyacım var, fakat o yoğun çalışıyor. İşte, bu paradokslara rağmen yaşamdan yana kullanırsan oyunu; becerikli oluyorsun, başarılı oluyorsun. Bazen pek yüzsüz olduğunu düşünsen de.

Bir romanda kahramanın ağzından söylenilen şu cümle aklıma geldi: “Yani öğrenmek, illa gidip yeni şeyler keşfetmek değil, bazen de kayıp bilgileri hatırlamak demekti.”

Bu yargıya katılıyorum. Uygulama konusunda çoğu zaman kulak arkası etsem de eskisine kıyasla daha istekliyim. Onun için de annemin söylediklerini daha dikkate alıyorum. Çünkü onda bir sürü birinci elden deneyim var. Yeter ki ben almaya istekli olayım.

 Evet, örneğin annem rahmetli babaannemle herhangi bir konuda çatışma yaşadıklarında, rahmetli babaannem dermiş ki: “Ben geldim annemin yaşına onu öyle anladım, sen de gelince benim yaşıma beni anlayacaksın. “Bugün annem de ona hak veriyor ve dönüp bana diyor ki: “Sen de benim yaşıma gelince anlayacaksın beni."

Annemin yaşına erişmedim henüz. Fakat yaşa bakmadan, söylenenleri umursamak istiyorum artık. Kadim öğretileri eskidir diye atmak istemiyorum. Beni geliştirecek olanları seçip arasından kullanmak istiyorum. Böylece oğlumla da diğer sevdiklerimle de daha sağlıklı ilişkiler geliştirebileceğime inanıyorum. Bunları hatırlatmak istedim en başta kendime, telefondaki ses bahane.

 
Toplam blog
: 423
: 186
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

İkbal Özlen DİNÇERLER. 14.02.1960 doğumlu. izmir Kız Lisesi Edebiyat Bölümünü okudu. Buca Eğitim ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara