- Kategori
- Gündelik Yaşam
Telsize Üfleyen Polis
Sıradan Pazar sabahlarından biriydi… Kadıköy Bahariye’de, kısa, dar bir sokaktan yavaşça aşağı iniyordu polis arabası… Şoförün yanında oturan memur, hafifçe yerleşirken yerine; telsize üfledi olanca gücüyle… Tıpkı düğün salonlarında olduğu gibi: “Üffff!.. Üffff!... Füüü!..Füü!..”
Kısa boylu. Yeni kesilmiş düz saçlarını, özenle yana taramış. Ufak tefek. Esmer tenli. Tipik Anadolu çocuğu.
İnceden öne eğdi başını. Hafif artistik omuz hareketleriyle süsleyip, tek kaşını havaya kaldırdı. Kat kat katlanmış, kırışmıştı alnı. İyice gömüldü koltuğunun minderine. Muzip, Kibirli, alaycı gözlerle süzerken etrafı… Vizontele filminden kalma bir özentiyle muhakkak şöyle bağıracaktı avaz avaz kalabalığın bazı üyelerine:
“Vurguncularrrr!.. Vurguncularrrr!.. Uğraştırmayın biziii!.. Kendiliğinizden ayrılın kenara! Bak bu araba sizin için geldi! Efendi efendi geçin arka koltuğa! Çığrından çıkarmayın Türk polisini! “