Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

10 Kasım '12

 
Kategori
Hukuk
 

Temel hak ve hürriyetlerimiz neden raportörlere emanet?

Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yolu, 2010 yılı Anayasa değişikliği ile 23.09.2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Bu hak arama yolunun iç hukukumuza dahil edilmesindeki çıkış noktası, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bünyesinde oluşturduğu iş yükü idi. Nitekim, 2011 yılı itibarı ile AİHM’ne Türkiye aleyhine yapılan başvuru sayısı 8.702 olup Rusya’dan sonra ikinci sıradayız.

AYM’nin mevcut görevleri için sadece 2011 yılında yapılan toplam 260 başvurunun üstüne ilave olacak olan bu iş yükünün altından kalkması için ise iki önlem alındı. Birincisi, Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğünde yapılan değişiklikle “Bölümler ve Komisyonlar Raportörlüğü” oluşturularak, Raportörlere karar taslaklarını hazırlama görevi verildi.

Diğeri ise, bireysel başvuru yolunun Anayasa’da ilk kez yer aldığı 2010 ile yürürlük tarihi olan 2012 yılları arasında Raportör sayısı 31 kişi arttırılarak toplam 45 kişiye çıkartıldı ve 21.05.2011 tarihinde 45 kişi kontenjanla Raportör Yardımcısı alınması için sınav yapıldı.

Yani, AİHM’nin iş yükünü azaltmak için ülkemizde bireysel başvuru hakkının yürürlüğe girmesi nedeni ile AYM bünyesinde oluşacak olan dosya yoğunluğu; raportörlerin, sayılarını arttırarak ve ilk inceleme yapıp usulen başvuru şartlarının varlığını tespit etmek olan mevcut yetki alanları genişletilerek aşılmaya çalışılıyor ki bu durum da, temel hak ve özgürlüklerimizin ihlali halinde yaptığımız başvuruların, Raportörlerce değerlendirilip işin esasına girmelerinin ve dolayısıyla “karar verici” otorite olmalarının yolunu açmış oluyor.

Oysa ki AYM üyeleri, 2010 yılı Anayasa değişikliği ile üçü TBMM, 14’ü cumhurbaşkanı tarafından olmak üzere toplam 17 olup 45 yaşını doldurmuş olmak şartı ile Sayıştay, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay gibi kurumların içinden (Detay için bkz.Anayasa m.146.) seçilmekteyken;  Raportörler ise,beş yıllık mesleki deneyim sahibi raportör yardımcıları veya hakim, savcı, uzman denetçi, Sayıştay denetçisi, baş denetçi veya  hukuk, iktisat veya siyasal bilimler dallarında doçent, yardımcı doçent ya da doktorasını tamamlamış araştırma görevlisi arasından atanmaktadır.

Bu durumda, bireysel başvurulara ilişkin olarak ne karar verileceği ve hatta karar taslağının yazılması konularında inisiyatif, AYM üyelerinden çok daha az kıdemli ve deneyimli olan raportörlerde olacak. AYM üyeleri ise, Bölüm ve Komisyon Raportörlerinin yazdığı karar taslaklarını sadece oylayacak.

Bu çerçevede, verilecek olan kararlar ne kadar nitelikli ve tatmin edici olacak?

Rusya’da bireysel başvuru yolu uygulandığı halde AİHM’ne başvuruda birinci sırada olduğunu düşününce, Türkiye için AİHM’ne başvuru sayısı hakikaten düşecek mi yoksa  bu düzenleme ile sadece vatandaş açısından hak arama süreci uzamış mı olacak? Çünkü, AİHM, bu yolun etkinliğini ölçmek için Türkiye’yi 2 yıl izlemeye almış olup bu dönemde hiçbirimiz iç hukuk yollarını tüketsek bile AİHM’ne başvuramayacağız.

Ne dersiniz?

 
Toplam blog
: 5
: 1407
Kayıt tarihi
: 29.09.07
 
 

Merhaba, 1979 yılında İstanbul'da doğdum. 2001 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'n..

 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara