Temiz (!) İzmir' im

Yağmur yağdı İzmir' imi sel aldı. Aslında ülkemdeki diğer illere baktığımda sonuç çok rahatlatıcıydı. Bu zamana kadar olan yerel yönetim rantlarına rağmen kentimde sele kurban verilmedi. Burada bilicin yine ön plana çıktığını düşünüyorum. Bilinç derken kentimde geçmişte yerel yönetimde bulunan yöneticiler ülkemdeki diğer büyük şehirlerdeki gibi onurlarını ceplerini dere yataklarında sele bırakmamışlar.

Şu sıralar İzmir' de sayın başkanımız Aziz KOCAOĞLU büyük kanal projesini uygulamak adına şehrin en işlek bulvarını trafiğe kapattı. Şans bu ya Haziran ayında 72 yıldır yağmayan yağmurda bu yıl yağası tuttu. İnsan ister istemez kulak kabartıyor basına, ajanslara, fısıltı gazetesine, acaba selde ne oldu selde can kaybı mal kaybı var mı diye? Üzücü haber gelmiyor bir derin oh çekiyorum. Hadi Tolga koyul bakalım işe acaba gazetelerde ne haberler yazmışlar İzmir için? Araştırdım karıştırdım o kadar sağlam yağan yağmurda olması muhtemel sel baskınları yine belli mahallelerin mağduriyeti söz konusu. Durum kötü ama o kadar da kötü değil. Kimsenin elinde sihirli değnek yok bir dokunuşta 5 milyonluk şehrin alt yapısını bir günde düzeltsin. Bı yazdıklarımı okuyup ta polyannacı olduğumu da düşünmeyin. İzmir'deki yağmur sonrasıyla diğer illeri bir karşılaştırın ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Yağmurdan sonra şehir merkezinde bir tur attım ne var ne yok diye? Gördüklerim Egenin incisine yakışmayan şeylerdi. Kanallardan her türlü katı atık kanalların üstüne çıkmış ya da görevliler tarafından suya yol açmak için kanal üstüne çıkarılmıştı. Pes böyle çağdaş bir kentte bu nasıl bir manzara demekten kendimi alamadım. İzmirlilere yakıştıramadım bu tabloyu. Hemen her yerde bir çöp kutusu her köşe başında bir çöp toplayıcısı elimizdeki atığı atmamız için bekliyor. Çok mu zor elimizdeki poşet vs. neyse görevliye rica edip elindeki çöp kutusuna atmak ya da az ilerideki çöp kutusuna atmak??? İlkokuldayken öğretmenim bizlere : " Bakın çocuklar sokaklar evleriniz gibidir, lütfen yerlere tükürmeyin ve çöp atmayın" diye öğütlemişti. Tabloyu gördüğümde ben o öğüdü alan ülkedeki şanslı 40 kişiden biriyim diye düşünmeye başladım. Katı atık boşaltım tesisinin yer seçimi için ortalığı ayağa kaldıran çevreciler neredeydi? Toplumsal bilinç diye kendini parçalayan çevrecilerin bu tür olaylarda ortada gözükmemesi düşündürücü geliyor bana.

Her konuda öncü olan İzmir'im bu konuda sınıfta kaldı. Yapılan onca çalışma o güzel imajımızın başına poşet geçirildi. Bu poşeti ne amerikalı ne avrupalı geçirdi; İzmirli bu poşeti kafasına kendisi geçirdi. Yazık etti kendine ve onlarca liraya. Buradan söyleyeceğim son söz İzmirli KENTİNE SAHİP ÇIK.

Mutlu ve çöpsüz günler dileğiyle...