Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '12

 
Kategori
Kültürler
 

Temizliği biz bulduk, onlar elimizden aldılar

"Temizlik İmandan gelir"

Bu gün size temizlik imandan gelir diyerek bir şeyler yazmaya çalışacağım.
Çok eskilere gideceğim üstelik. Ta Osmanlı dönemine…
Osmanlı İmparatorluğu büyük bir imparatorluktu. Her anlamda büyüktü. 
Kültürü ve yaşam tarzı Avrupa’dan çok farklıydı. 
Tabii ki anlatılması gereken çok özellikler var ama ben bu gün temizlikten söz edeceğim demiştim. Bunun için ilk önce hamamlardan başlamak istiyorum. 
Sonrada tuvaletlerden…
Türk Hamamları denilince temizlik anlamında olduğu da düşünülünce insanın aklına mermer taşlı, kurnalarından aşağılara sıcak buharların altından akan sular ve bakır çeşmelerle, bakır hamam tasları geliyor. Sedef takunyalar, ipek peştamallar. Has bir kese ayrıca hakiki beyaz sabun…
Hamam denilince temizlik akla geliyor dedik ya. Biz tabi Avrupa içinde temizlikten yana örnek olmuş bir milletiz. Hep anlatılır, hepimiz biliriz. Avrupa’nın en şaşaalı dönemlerinde bile tuvalet kültürlerinin olmadığını. Bunu biraz açalım dersek; Avrupalılar tuvaleti bilmiyorlarmış. Boş buldukları yerlere ya da evlerinin herhangi yerlerine ihtiyaçlarını gideriyorlarmış. Hâlbuki aynı dönemlerde, Osmanlı’da Tuvalet Vakfı bile kurulmuş.
Onların şehirleri, evleri pis kokular içinde iken bizim caddelerimiz, evlerimiz gülsuları ve buhur kokarmış. 

Biz hamamı da tuvaletide biliriz. Biz İslam ülkesiyiz. Abdest alırız. Günde beş kez zaten temizleriz kendimizi ve hamamlarımızda da yıkanırız.

Yine eskilere gidelim. 
Bizde 1660’larda tuvalet vakıfları kurulurken onlar asırlar sonra ancak 18. Yüzyılda tuvalet olayını öğrenmiş. Sarayların köşelerine tuvalet adı altında ihtiyaç giderme sandıkları yapılmış.

Düşünün bizim temizlik anlayışımızı ve onların hallerini! 
O dönemlerde Avrupa’da salgın hastalıklar sırf bu yüzden çıkıyor her seferinde onlarca cana mal oluyormuş. Yıkanmaya ve tuvalete geç alışan Avrupalı temizlik olmayan yerde sağlık olmaz bilgisinden yoksunmuş. Oysa Osmanlı’da temizlik, sağlık, güzel koku çok önemliydi. 


Bu arada Roma Hamamlarını anlatmadan geçmek istemiyorum. 
Avrupa’da belki hamam kültürü yoktu ama biliyorsunuz. Roma hamamlarının ününü hepimiz biliriz. Bu hamamlar aynı temizliğin yanı sıra kültürel buluşma mekânları olarak kullanılıyormuş. Yapılan kazılarda elde edilen bulgulardan anlaşılıyor ki, Roma hamamları bir çeşit eğlence mekânlarıymış aynı zamanda. 
Nasıl eğlence derseniz; mesela toplantı yaparlarmış, kütüphaneler varmış. 
Burada çok önemli bir hatırlatmayı yapmalıyım. Roma hamamlarından söz ederken ciddi olarak eski zamanlardan söz etmiş olmalıyız. Çünkü Hiristiyanlık yaygınlaştıkça hamamlar kaldırılmış. O zamanki düşüncelerinde yıkanmak şehveti artıracağı için kiliseler bunu yasaklamış. Bunun içindir ki, yıkanmamışlar, tuvalet kültürünü de edinmemişlerdi. Ne yazık! 
Eski Avrupalı bayanların şemsiyeli bahçede dolaştıklarını biliriz. Meğerse şemsiye pencerelerden dökülen lazımlıklardan korunmak içinmiş. 
Şimdi bir şey daha var ki o da bana enteresan geldi. Sizlere aktarmalıyım. 
Fransızlar parfümü pis kokularından arınmak için icat etmişler. 
Hani her parfümde yazan ‘eau de toılette’ yazısının anlamı neymiş biliyor musunuz? Tuvalet suyu. Bunları okuduğum zaman çok şaşırmıştım. 
Ben daha önce yazdığım bir yazıda söz etmiştim. Konuklara Osmanlı’da gülsuyu ve buhur ikram edilir diye. Gülsuyu veya gül Osmanlı’nın her anlamda kullandığı bir lezzetti. Yemeklerde de gülsuyu kullanılırdı. Bakın çok güzel bir bilgi daha. 

Osmanlılar, güzel kokunun insanı sakinleştirdiğine inanıyorlarmış. 
Padişahların bile kokuları varmış. 
2.Selim kokusu, Abdülhamit kokusu varmış. 
Şurada bir minik özette şöyle yapabiliriz;
Avrupa Orta Çağı yaşadığı dönemde kanalizasyonun bulunmaması sebebiyle salgın hastalıklarla boğuşurken Osmanlı İmparatorluğu termal kaplıcalarının ve hamamların keyfini çıkarıyormuş. O dönemde akıl sağlığı bozuk insanlar, içlerine şeytan girdi diye yakılırken, Osmanlı su sesinin rahatlatıcı etkisini kullanarak hastaları tedavi ediyormuş.
Biz kendimizle gururlanmayalım da ne yapalım.
Başkalarına ne kadar çok şeyde örnek olmuşuz. Bunu başkalarının bilip takdir etmeleri çokta önemli değil. Biz biliyoruz ya bu yeter.

 

Nazan Şara Şatana

 

http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

 

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....