Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '10

 
Kategori
Şiir
 

Tende Uçurum Yanıkları...III

Tende Uçurum Yanıkları...III
 

Kendi küllerinden doğuyordu şehir
Yeniden zümrüdü anka öfkesi ömrün tam ortasında
Bezirgân ahlanışlar sırtlanmasında
Ellerim yalan
Ellerim seni seviyorum la uzanan kendime yılan

Kerahet vakitlerime gam duvağı asıldı
Üzgünüm yıllar gül yüze katranı çaldı
Kem sözlerim var vuslata dair
Uzatmadan ellerimi
Zemheri kusacağım yol bükünümlerime
Ah-sen'i süveyda dili lal lehçem
Kaç esaret dinginlendi dibinde
Ki... Uslansın rahvan koşunumları hesaplarımın
Kefen biçen hüznümde darağacı kutsansın
Dizginlensin firarım

//Ben sende az kaldım yıllar
diyebilseydim//

Siyanürlü bir soluk düş ahvalime
Böğrümde köpürsün özgürlüğü ölümün
Çiçekler sararsın karınca arşivlerinde
Zeytin gözlere sürmeler düşsün içli türküler

Yine tende uçurum yanıkları
Titreyen bir şehir vaktinde
Gam yükü dökülsün alışıklığıma
İki damla yurt edinsin yinesinden yenisine avuçlarıma

// gurbet olur artık, öteye düşen her adım//

Seher esinimlerinde dağ lalesi Ceyda yarem ki
Sinemin kucağında mevsim ebedi kış
Bebeler alındıkça kundaklarımdan
Gazel döker poyraz düş yorar tan vakitlerim
Gülüşüm süzülür sır aynalardan
Ucu bucağı belirsiz
Yüzüm sıkılır yansımalardan

Bağlarında dal yaresi intizarında ömür
Kıvranmış mütemadi ahraz çırpınır kelam
Değilmi bu ağlayan sedam
Değilmi ki bu benim...
Değilmi ki ayrılığı öpünce türküm
Yenilgi Ahsenlerinde kıyılara vuran balıklara benzer hikâyem
Kasırgalardan üflenirken yakamozlar

//ve çekilen her nefes hasret durur//

Parmak aralarımdan dahi çekilir güneş
Buzul şaşkınlığında vazgeçişlerin
Sızma gölgelerin hünerli ellerinde
Yetim çocuklar ağlaşır yürek mahzenlerimde..

Acıya güler mi insan ağlaşırken firakında ahu zarın
Kırgın düşüncelerin okşadığı bir parça karamsarlığım
Gün ortasında küllenen
Harlı kuyularımda gamlı taşlar yarenliğim
Vebalı kâinatın tahta mengenelerinde kavruldu sevinçlerim
Gözlerime mimlenirken alnımın ıslaklığı
Küfrümü düşsem neylerin dudağına
Sızım sızım sızlatırken an be an keder
Güneşimi silsem sarı sayfalarımdan
Ömrümden çalınırken kandiller...

Şimdi şakaklarımda suskunluğum
Kurşun sessizliğinde
Kan durur nefes
Süzülür çığırtkan pıhtı
Hesapsız susuşlar yağmurlanıyor
Toprak kokuyor yorganlar
Güneş meskenlerimden çekilirken
Dilsiz bütün gölgeler...

//Bir adım öte de bekledi hep gam yükü
Hasreti nefeslendim
Gurbete kına sürdüm
Ve kahırlandıkça gözlerim kararıyor
İçimdeki talandan//

Hazal Karadağ

 
Toplam blog
: 25
: 305
Kayıt tarihi
: 23.10.09
 
 

Gökçe serzenişler büyütüyor yüreğim. Herkes gibi mükemmel değilim.. Kalemim yüreğimin tercümanıdı..