- Kategori
- Güncel
Tepkiler üzerine zorunlu açıklama..

Davos'ta yaşananlarla ilgili olarak yazdığım ''Davos'a mı inanalım yoksa BOP'a mı?'' isimli yazıma çok sayıda tepki geldi. Tepkileri normal karşılıyoruz. Bu tepkiler küfür ve hakarete varmadığı sürece herkes fikirlerini söylemekte özgürdür.
Gelen yorumlara tek tek karşılık vermek bir nevi ''Sidik yarışı'' olacağından burada bazı açıklamalarda bulunarak cevap hakkımı kullanmak istiyorum. Çünkü belli oluyor ki halen resmin genelini görmekten çok küçük parçalarla zaman harcamak tercih ediliyor.
***
Yazıda belirtilen Türkiye'nin Hamas'ın avukatı gibi görüldüğü yorumuna cevaben Başbakan'ın Hamas'la ilgili hiçbir şey söylemediği, bu sebeple böyle bir şeyin mümkün olmadığı dile getiriliyor. Fakat ne tuhaftır ki bu düşünceyi savunanlar yazının hiçbir yerinde İsrail'le ilgili olumlu bir düşünce olmamasına karşın beni İsrail savunucusu gibi gösterebiliyor.
Kaldı ki Erdoğan o toplantıda Türkiye Cumhuriyeti yetkilisi olarak yapmaması gereken bir çıkış yapmıştır.
Kişisel yaşamında istediği gibi davranabilir ama konu böyle bir konumda ''One minute'' diyerek kabadayı edasıyla oradan ayrılmak yakışmadı. Moderatör kendisine daha az süre vermiş olabilir. Bu hakkı istemenin de kendine göre bir usülü vardır.
***
Tayyip Erdoğan'ın gerçekleri dile getirdiğini bu durumun neden bizleri rahatsız ettiği sorulmuş mesela.
Evet, orada her ne kadar sert bir üslupla da olsa doğru bir cümle telaffuz edilmiştir. Buna kimsenin itirazı yok.
Söylediğim şey gerçeklerden çok o gerçeklerden sonra göreceklerimizdir.
Bugün İsrail'e açıkca ''Katil'' diyen Erdoğan aynı ülkeyle BOP konusunda işbirliği yapmadı mı? Yarın da bu tutumunu tekrar etmeyecek mi?
Ayrıca bu projenin ''Eş başkanı'' olduğunu açıkca söyleyen Erdoğan değil miydi?
O zaman bu tepkinin ne anlamı kalacak?
Dün ''Katil'' dediği ülkeyle anlaşma imzalayan kendileri değil miydi?
Madalya alan da kendisi değil miydi?
Bunları lütfen göz önünde bulundurun.
Politika anlık görüntülerden çok arka planda yaşananlarla ilerleyen bir yapı. Başbakan'ın çıkışı kendi içinde doğru olsa da uygulamanın çok yanlış olduğunu görmek için çok bilgili, kültürlü olmaya gerek yok.
Söylediğim tamamen buydu. Madem bu kadar tepkiliydi daha önce neredeydi?
İsrail dün vahşileşen bir ülke değil ki. 60 senelik bir ülkeden bahsediyoruz..
***
Ben, bu fevri çıkışı bir seçim yatırımı olarak görüyorum. Ardından gelen tepkiler de bu düşüncemi haklı çıkarıyor.
Ben ne İsrail'i savunurum ne de gerçeklere partizanlığı karıştırırım. Yine de bugün karşı çıktıklarıyla yarın iş birliği içinde görürsem, bunu yazmaktan da çekinmem. Bugün Ortadoğu'da yaşananlar konusunda Türkiye'nin 6 senede nereden nereye geldiğine baktığımızda sanırım biraz düşünmek gerekiyor.
Eğer orada zor durumda olan çocuklara gerçekten yardım etmek istiyorsak yapmamız gereken budur.
Mental masturbasyon için yanlış yer...
***
İlgili yazı: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=159113
Gelen yorumlara tek tek karşılık vermek bir nevi ''Sidik yarışı'' olacağından burada bazı açıklamalarda bulunarak cevap hakkımı kullanmak istiyorum. Çünkü belli oluyor ki halen resmin genelini görmekten çok küçük parçalarla zaman harcamak tercih ediliyor.
***
Yazıda belirtilen Türkiye'nin Hamas'ın avukatı gibi görüldüğü yorumuna cevaben Başbakan'ın Hamas'la ilgili hiçbir şey söylemediği, bu sebeple böyle bir şeyin mümkün olmadığı dile getiriliyor. Fakat ne tuhaftır ki bu düşünceyi savunanlar yazının hiçbir yerinde İsrail'le ilgili olumlu bir düşünce olmamasına karşın beni İsrail savunucusu gibi gösterebiliyor.
Kaldı ki Erdoğan o toplantıda Türkiye Cumhuriyeti yetkilisi olarak yapmaması gereken bir çıkış yapmıştır.
Kişisel yaşamında istediği gibi davranabilir ama konu böyle bir konumda ''One minute'' diyerek kabadayı edasıyla oradan ayrılmak yakışmadı. Moderatör kendisine daha az süre vermiş olabilir. Bu hakkı istemenin de kendine göre bir usülü vardır.
***
Tayyip Erdoğan'ın gerçekleri dile getirdiğini bu durumun neden bizleri rahatsız ettiği sorulmuş mesela.
Evet, orada her ne kadar sert bir üslupla da olsa doğru bir cümle telaffuz edilmiştir. Buna kimsenin itirazı yok.
Söylediğim şey gerçeklerden çok o gerçeklerden sonra göreceklerimizdir.
Bugün İsrail'e açıkca ''Katil'' diyen Erdoğan aynı ülkeyle BOP konusunda işbirliği yapmadı mı? Yarın da bu tutumunu tekrar etmeyecek mi?
Ayrıca bu projenin ''Eş başkanı'' olduğunu açıkca söyleyen Erdoğan değil miydi?
O zaman bu tepkinin ne anlamı kalacak?
Dün ''Katil'' dediği ülkeyle anlaşma imzalayan kendileri değil miydi?
Madalya alan da kendisi değil miydi?
Bunları lütfen göz önünde bulundurun.
Politika anlık görüntülerden çok arka planda yaşananlarla ilerleyen bir yapı. Başbakan'ın çıkışı kendi içinde doğru olsa da uygulamanın çok yanlış olduğunu görmek için çok bilgili, kültürlü olmaya gerek yok.
Söylediğim tamamen buydu. Madem bu kadar tepkiliydi daha önce neredeydi?
İsrail dün vahşileşen bir ülke değil ki. 60 senelik bir ülkeden bahsediyoruz..
***
Ben, bu fevri çıkışı bir seçim yatırımı olarak görüyorum. Ardından gelen tepkiler de bu düşüncemi haklı çıkarıyor.
Ben ne İsrail'i savunurum ne de gerçeklere partizanlığı karıştırırım. Yine de bugün karşı çıktıklarıyla yarın iş birliği içinde görürsem, bunu yazmaktan da çekinmem. Bugün Ortadoğu'da yaşananlar konusunda Türkiye'nin 6 senede nereden nereye geldiğine baktığımızda sanırım biraz düşünmek gerekiyor.
Eğer orada zor durumda olan çocuklara gerçekten yardım etmek istiyorsak yapmamız gereken budur.
Mental masturbasyon için yanlış yer...
***
İlgili yazı: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=159113