Terör ve Türkiye

Türkiye korkunç bir türbülanstan geçiyor, yarınlara dair hiç te güzel sayılmayacak gelişmelere tanıklık ediyoruz, doğrusu ülkenin gündemine vakıf olmak, ülkenin gündemine dair kafa yormak artık çok daha zor, çok daha imkansız bir hal aldığı kesin.

Her bir olay yeni bir olaya gebe kalıp karşımıza çıkıyor, tıpkı "matruşka" gibi.
Son bir ayda yaşadıklarımıza bakılırsa bu kötü ve karamsar tabloyu daha net görebilir, okuyabiliriz sanırım.

Hakkari, Yüksekova ve Şemdinli üçgeninde PKK ve TSK arasında yaşanan ve kamuoyunun hiçte alışık olmadığı yüksek dozlu ve uzun süreli çatışmalar, CHP'li Hüseyin Aygün'ün PKK tarafından kaçırılması, sonrasında BDP'li vekillerin PKK militanları ile buluşmaları, İçişleri bakanı İdris Naim Şahin'in Hakkari gezisinde yaşananlar ve Antep'te yaşanan ; kim veya kimler tarafından yapıldığı bilinmeyen insanı kahreden bombalama eylemi.

Türkiye de siyaset gerildikçe dağlardan top sesleri daha çok gelmeye başladı ve ne yazık ki ülke coğrafyasının dört bir yanına daha çok ölüm haberleri ulaşmaya devam edip durdu.

Kürt meselesinin çözümsüzlüğü ne yazık ki ülke olarak bize çok pahalıya patlamaya devam ediyor, Kürtlere karşı uygulanan baskı, asimilasyon ve inkar politikaları Kürt gençlerini acımasız bir öfkenin içine itip duruyor ve bu tehlikeli gerçeği ne yazık ki çok az kişi görüyor.

Hakkari'de İdris Naim Şahine gösterilen tepki ve öfkenin temelinde sayın Şahin'in çoğu zaman akıl ve vicdan sahibi herkesi rahatsız edip çıldırtma noktasına getiren demeçleri değil mi?

Silahların susması, ölümlerin bitmesi için önce sivil idarenin kendi içinde tutarlı ve kontrollü olması gerekir, ne yazık ki siyaset freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı hızlı bir şekilde yol almış gidiyor.

İşte bu kontrolsüzlüğün sonucu Antep'te insanlarımız öldü, işte bu tutarsızlığın ve basiretsizliğin sonucudur ki 30 yıldır durmadan ülkenin bir bölgesinde yaşanan savaş acımasızlığı ile tüm ülke şehirlerini, köylerini ve kasabalarını esir alacak kadar büyük bir yangına dönüşebiliyor.

Türkiye siyaseti içine düştüğü bataklıktan çıkamadıkça "terör" çok farklı şekillerde ve çok farklı taraflardan üzerimize bir karabasan gibi çökmeye devam edecek ne yazık ki.