Terörü halk yenecek

On yıllardır can alan, devlet bütçesine mal olan, emperyalist terörü, halk yenecektir...

Bunun kesin olmasa da belirtileri önce Iğdır’da, sonra da Yüksekova’da görülüyor…

Yaklaşık on gün önce, Iğdır’da bir köy halkı, öğretmenlerini PKK’nın elinden söke söke aldı.

Bu gün basına yansıyan bir habere göre; Hakkari, Yüksekova’da “liseliler” eylem yaptı…

Bu ikinci örneği ilişkilendirdiğim bir olayı mutlulukla paylaşmak isterim.

FaceBook sosyal ağında bir gönüllü grup, Yüksekova’da bir köy okulunu modern anlamda yenilemiş…

Köyün idealist olduğu besbelli öğretmeni, bu okulun yeni görünümünü paylaşmış…

Sonuçta, görülmeye değer bir tablo ortaya çıkmış…

Yüksekova’lı gençleri, terörün karşısına diken etmenlerden belki de biri, işte bu dayanışma…

Halk, bir kez yanlız olmadığını anladığında, bir kez kendi gücünün farkına vardığında, terörü bitirecek en büyük irade ve güç de kendiliğinden beliriyor…

Tıpkı İspanya’da olduğu gibi, bizde de bir gün yüz binler yürümeye başladığında, tıpkı İngiltere’de görüldüğü gibi “devlet aklı” devreye girdiğinde; terörün kaçacak yeri kalmayacak…

Bölge hakkı rahat bir nefes alacak, yatırımlar hız kazanacak…

O günlere erişmek için daha bugünden dayanışma edimine hız kazandırmalı; okullarımız, sağlık ocaklarımız için herkes elinden geleni yapmalıdır.

Ben bunu büyük sermayeden beklemiyorum… Tam tersine küçük ve orta girişimcilerden ve her kesimden duyarlı, sıradan yurttaşlardan daha fazla ümitliyim.

Demokrasinin taşıyıcısı orta direk, Cumhuriyet’in korunmasında da en temel dayanak…

O arada yıllardır süre-gelen “çatışma” ortamı dolayısıyla, kimileri bir birini suçlayıp duruyorlar…

Kirli ve kanlı elleri terörün rantına bulaşmış olanlar olabilir, ağalığa dayanarak ölümler üzerinden siyaset yapanların bir eli yağda diğer eli balda bulunabilir…

Bunların hiç biri, ne Türkiye’den yanadır, ne de Türk veya Kürt kökenli halkın mutluluğu umurlarındadır…

Öte yandan, Anayasa üzerinden verilen mesajlar, yerel yönetimleri federatif yapıya açacak tasarımlar, “karnımızı doyurmaz”; tam aksine ülke bölünürse; en başta yöre halkı, bu gün yakındığı kadar demokrasiyi bile bulamayacak, şakilerin kucağında evlatlarının geleceği çalınacaktır.

Çünkü o şakileri, bağımlı oldukları emperyalist zaten doyurmakta, kalan bir kerte canlarını ise toprak ağalığı, çıkarmaktadır…

Onun için terörün çözümü, ne bölünmedir ne federasyon.

Terörün çözümü, güvenlik algısını idari ve ekonomik boyutuyla güçlendirmektedir…

Yani Gaffar Okkan Modelindedir, Eşref Bitlis İradesindedir, Pamukoğlu Paşa gibi askeriyle araziye inen yiğitlikte, Yüksekova’da olduğu gibi köy çocukları için yardım toplayan öğretmenlerin alın terindedir…

Terörün çözümü radyolarda, türkülerde, Kürtçe dershanelerde, değildir…

Cumhuriyet Devrimciliğindedir, çözüm…

Köy Enstitülerini çağa uygun olarak yeniden yapılandırmak, toprak reformunu uygulamak, hayvancılığı diriltmek, organize sanayi bölgelerini devreye almak, serbest ticaret bölgeleriyle ekonominin damarlarını beslemektedir, çözüm…

Terörün çözümü, kaynak savurganlığına son vermek, merkezden esnek bir planlamaya ile bölgenin katma değerini ve üretkenliğini yükseltmektedir; herkese yerinde iş bulmaktadır.

Fakat aradan geçen yıllar boyunca, bunların bırakın bir ölçüde gerçekleşmesini, konuşulması bile olanaklı olmamış; bulanık bir propaganda ortamında, halkımız kandırılmıştır.

Şimdi işte bu son örnekler; halkımızın kendi olanaklarıyla ve ısrarla dayanışma içine yönelmesi, Iğdır’da ve Yüksekova’da halkın teröre karşı direnişi, artık bir şeylerin değişmeye başladığının işaret fişekleridir.

Bu kıvama gelişte diğer önemli etmenler; bölgemize abanan emperyalistlerin yaptıkları zulümlerin algılanmaya başlaması ve bizim anti-emperyalist geleneğimizin haklı çıkışında saklıdır.

Bölge halkının da bütün Türk Ulusunun da asıl itirazı, yıllardır süregelen siyasal ve ekonomik sömürüye yönelirse ve özellikle halk kesimleri demokrasi için birleşirse, “öldürmek öldürülecek” ve yeniden yaşanmaya başlanılacaktır.