Ters yoldaymışım!

Çatalca TEM çıkışına yakın bir yerde ev yapıyorum!

Sabah Kartal’dan kasa cıvatası aldım yüz tane, işe gittim! Cıvataları elemanlara verdim!

“Abi bunların somunları uymuyor!”

“Nasıl uymuyor?”

“Somunlar ince diş!”

“Yok ya!”

Her zaman da kontrol ederdim güya, o gün unutmuşum! Ne yapacağız? Gideyim Çatalca’dan somun alayım; yoksa yatacak elemanlar!

Çatalca’ya yollandım! Gidiyorum ama karşıdan gelen araçlar bana lamba yakıyorlar durmadan! Hep de sağ şeritten gidiyorum hâlbuki! Ulan diyorum ne manyak şoförler var, ne diye beni her gören lamba yakıyor!

Sağ tarafıma bakmış bulundum! A, sağ tarafımda bir yol var! Geliş yolundan girmişim meğer!

Çatalca gibi yerde ancak elli tane somun bulabildim!

Bir gün de tam Büyükçekmece köprüsü üzerinde benzinim bitmişti. Köprüden Çatalca gişelerine yakın petrole kadar yürüdüm.

Boğaz köprüsü üzerinde de bitmişti 86 yılında! Gişelere yüz metre kala! Ta Merter’den kilitlenirdi yol! Bir adım bir adım giderdik! Başıma o iş gelince geç çıkmaya başladık işyerinden! Gece dokuzdan sonra rahatlıyordu yol! O zamana kadar kâğıt oynardık karavanda!

Emekliye ayrılmak iyi!

Ne benzinim bitiyor, ne somun arıyorum!