test edilen "yeni nesil" öğrenciler

Bir zamanlar hayaller kurmak, olaylar ve sorunlar karşısında yorumlar geliştirerek sonuçlar üretmek çok zor değildi. Çünkü, insanların hayaller kurmaları için bolca zamanları ve dış etkenler tarafından sürekli geliştirilen yorum yetenekleri vardı. "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak"  denen dönemi net bir şekilde kestirememekle birlikte, Öğrenci Seçme Sınavlarının başlama tarihini milat kabul etmek yanlış bir tercih olmayacaktır.

Henüz arkadaşlığı, fedakarlığı ve paylaşmayı öğrenmeden bir yarışın içine atılan yeni nesil, kendilerinin farkına vardıkları andan itibaren beş seçenekli kutucukları karalamaya başlayarak hayatlarını şekillendirecek, belki de ölene kadar yapacakları ve "mesleğim" diyecekleri bir iş seçimini yapmak ve dolayısıyla da kariyerlerini belirlemek zorunda kalmaktadırlar. Bu yarışta bir adım öne geçmek için yapılması gereken yorum değil "test tekniği" denen ve bazen şifrelerle bazen de başka tuhaflıklarla bezenen  o "şey"i öğrenmektir. Şıkları eleme yöntemi ile doğruya ulaşmaya çalışan ya da "en uzun cevap doğru olandır" hurafeleri ile işe koyulan bir nesilden hayal kurmasını ya da yorum yapmasını beklemek en hafif tabirle "saflık"  olacaktır.

"Üniversitelerde herhangi bir dersin sınavında sorulan çok basit bir yorum sorusuna bile iki satır cevap yazamayan neslin vebali kimin omuzlarındadır?" sualini bir kenara koyarsak, bu soruna dair çözüm yolları bulmak ve tüm akademik camiayı harekete geçirmek sanırım vicdan sahibi olan ve ülke gençleri adına sorumluluk duyan herkesin görevedir.