Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Ocak '12

 
Kategori
Futbol
 

TFF, Kulüpler Birliği, UEFA, Türk Futbolunu karanlığa gömdüler..

TFF, Kulüpler Birliği, UEFA, Türk Futbolunu karanlığa gömdüler..
 

Maalesef çok sevdiğim futboldan TFF sayesinde soğudum, ilgiyi azalttım, hatta uzaklaştım..

 

Kim sorumludur?

 

Tek vebal sahibi vardır, o da basiretsiz TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu’dur..

 

Hadi isterseniz hafızamızı biraz geri götürelim ve ne oldu, ne bitti, bir anımsayalım..

 

3 Temmuz 2011 günü şike operasyonuyla uyandık. İşte gözaltına alınanlar, emniyete getirilenler, savcılığa sevk edilenler, serbest bırakılanlar, tutuklananlar, falan-filan…

 

Soruşturmanın gizlilik kararına rağmen gazetelerde, televizyonlarda yayınlanan tapelerle (telefon görüşmeleri) soruşturmanın ana eksenini öğrendik.

 

TFF Başkanı ve yönetim kurulu ne yapacağına karar verebilmek için ilk etapta Ağustos-2011 ayının ilk haftasında lig başlayacakken Eylül-2011 ayının başına erteledi.

 

TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu çabuk ve hızlı karar alabilmesi için soruşturmanın gizliliğine rağmen, mücbir sebep nedeniyle soruşturma savcısı 26 klasör soruşturma dosyasını TFF’ne gönderdi. Ne zaman? 20 Temmuz 2011 günü.. Niye? Hani inceleyin, kanaat oluşturun ve kararınızı verin diye..

 

TFF teslim aldığı bu dosyaları Prof. Dr. Oğuz ATALAY BAŞKAN,

Yrd. Doç. Dr. Burak ODER BAŞKANVEKİLİ,

Prof. Dr. İlyas DOĞAN ÜYE,

Av. Kemal Işkın KELEŞOĞLU ÜYE,

Av. Mertay KUGAY RAPORTÖR,

oluşan Etik Kurul’a havale etti. Ne zaman? 21 Temmuz 2011 günü..

 

Karar alabilmesi için artık elinde somut bir veri olacaktır. Eti Kurulu 26 klasörü inceler, vicdani kanaatiyle birlikte raporunu sunar. Bu raporla birlikte beklenen gün gelip çatar. 15 Ağustos 2011 günü TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu bir basın toplantısı düzenler ve özetle şunları söyler: 38 sayfalık rapor elimize geçti, okuduk, inceledik ama savunma alamadığımız için kişilerle ilgili karar veremedik. Kişilerle ilgili disiplin kararını iddianamenin kabulüne kadar erteledik. Buraya kadar normaldir ve evrensel, temel insan hakkıdır. İyi de bizim derdimiz kişiler değil ki oysa..

 

Tüzel kişilikler..

 

Yani soruşturmada adı geçen kulüplerin hangileri şike, şikeye teşebbüs, teşvik ve teşvike teşebbüs etmiştir. Sonradan basına sızan etik kurul raporu bakın bu konuda ne diyor?

 

Fenerbahçe, Mersin İdmanyurdu ve Sivasspor'un şike yaptığı kanaati hasıl olduğu, Beşiktaş ve Trabzonspor ile ilgili kanaatin ise bu iki takımın şike ve teşvik girişiminde bulunduğu yönündedir.
 

Ne olacak şimdi?

 

TFF’nin meşhur 58. Madde talimatına göre Fenerbahçe, Mersin idmanyurdu, Sivasspor, Beşiktaş ve Trabzonspor küme düşecek, ilaveten suçun tekrarına göre eksi puan verilecektir.

 

İşte tam bu noktada kimler devreye girmedi? Bakın girmedi diyorum çünkü giren o kadar çok ki.. En başta AK Parti siyasetçileri, naklen yayın ihalesini kazanan Digi-Türk, Kulüpler Birliği, o, bu, şu ama herkes müdahil oldu ve sakın ha bu kararı alma! Çünkü Türk Futbolu biter, kaosa sürüklenir empozesi yapıldı.

 

Kime?

 

Özerk, bağımsız, kendine münhasıran kanunu olan Türkiye Futbol Federasyonu’na..  

 

Ha eğer iddianame açıklanmasına ve ondan sonra hızlı bir karar alınmasına kadar bu yıl ligi tatil edilebilseydi; TFF’ye haklıdır diyeceğim. Oysa Eylül ayı başında lig başladı, soruşturmada adı geçen kulüpler maç yaptı, yendi, yenildi, puan topladı ve sıralamada bir yere geldi..

 

Bakın bir daha tekrar ediyorum. Kimisi tutuklu, kimisi tutuksuz yargılaması süren kişilerle ilgili disiplin soruşturmasında gizlilik kararı nedeniyle suçlama ve savunma alınamaması çok makul gerekçedir. İddianame yayınlanır, gizlilik kararı kalkar, kişilere isnat edilen suçlar dair savunmaları istenir ve 1 yıl futboldan men, yok 2 yıl men, yok ömür boyu men gibi disiplin cezaları verilir.. Kulüpler öyle değildir. Futbol oyunu karakteri gereği çok hızlıdır, beklemeye asla tahammülü yoktur. Bundan dolayı kKulüpler yani tüzel kişilikler hakkında oluşacak kanata göre disiplin cezası verebilirdi ama basiretsiz tüccar misaline düşen TFF yönetimi yüzünden verilemedi..

 

Bana göre 15 Ağustos 2011 günü, Türk futbolu üzerinde yanan lambalar teker teker sönmeye başladı. Şirazesinden çıkmış bir TFF’nu başka neler yaptı neler…

 

Önce 25 Ağustos 2011 günü UEFA’nın zorlaması, TF’nin kararıyla Fenerbahçe’yi şampiyonlar liginden men etti.

Sonra Trabzonspor ve Beşiktaş takımlarına UEFA ve Şampiyonlar Ligine katılmasına izin verdi ve ilave etti: ‘’kendilerinden şüphesi olan takımlar UEFA ve Şampiyonlar Ligine gitmesin’’

Bir hukuk garabeti de böyle bir ifadede bu kadar net vücut bulabilir. Ey TFF! Yahu etik kurulu raporu elindedir, neden Fenerbahçe’ye yasak kararı verdin de diğer 2 takım için vermedin? Haklı olarak Fenerbahçe kulübü, hem TFF hem de UEFA aleyhine CAS’a 40 milyon Euro’luk tazminat davası açmıştır.

 

Niye buna meydan verdin TFF?

 

Çünkü süreci yönetemez hale düştü, ne yaptığın bilmez halde sağa-sola savrulmaktadır. Türk futbolu üzerinde lambaların bir kısmı daha sönmüştür.

 

Sonra olaya dibine kadar müdahil olmuş siyaset yine devreye girdi. Sporda şiddeti önleme yasasını pat-küt bir anda TBMM’de değiştirdi.

 

Neyse şu oldu, bu oldu ve 26 Ocak 2012 tarihine gelindi. Ne olacak bu tarihte?

 

Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü'nün 29. maddesi hükmü gereğince Genel Kurulun aşağıda belirlenen gündem maddesi ile olağanüstü toplantı yapılacak.

 

Nedir gündem maddesi?

 

Haklarında şike ve teşvik primi iddiası bulunan kulüplere uygulanması muhtemel yaptırımların değiştirilip değiştirilmemesinin görüşülmesi ve karara bağlanması..

 

Yazıklar olsun! Bu toplantıdan ne karar çıkarsa çıksın; artık Türk Futbolu üzerinde yanan tüm lambaları sönmüştür ve karanlığa gömülmüştür.

 

UEFA’ya da bir yuh gönderiyorum. Çünkü futbol sektöründeki paranın önlenemez yükselişi ve etkisi UEFA’nın şikeye sıfır tolerans söylemini alaşağı etmiştir.

 

Ya arkadaş, ben sıradan bir Türk vatandaşı olarak böyle bir futbol yönetimine kesinlikle layık değilim ve külli reddediyorum.  Şimdiden mevcut TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu ‘EN BAŞARISIZ, EN BASİRETSİZ’ olarak tarihe kazınarak yazılmıştır.

 

İyi de ben yönetim kurulu başkanı olsam ne yapardım?

 

Etik kurul raporu doğrultusunda şak şak küme düşürür, eksi puan verir ve mevcut takımlarla ligi oynatırdım. Bağıran, çağıran olsa da yoluma devam ederdim. Böylece Türk futbolunun gelecek 50 yılını kurtarmış olurdum.

 

TFF, Kulüpler Birliği elbirliğiyle Türk Futbolunun gelecek yıllarına mundar ettiler, heder ettiler.. Daha ne diyeyim arkadaş! Bitti sözüm…

 

 

 
Toplam blog
: 689
: 2433
Kayıt tarihi
: 17.01.07
 
 

 2007 yılından beri Milliyet Blog'da yazarım. 2009 yılında 'Normal Ötesi Aşk' ve 'Normal Ötesi Aş..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara