Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

22 Nisan '07

 
Kategori
Sinema
 

The Red Violin

The Red Violin
 

Keman çalmak bende her zaman bir tutku olmuştur. Aslında kemanım olmasına rağmen benim tembelliğimden ve biraz da derslerimin yoğunluğu yüzünden bu tutku bende bir hayal olarak kalmıştır. Filmi biraz geri sararak neden kemanın bende saplantı olduğunu size anlatmak isterim…

Sanıyorum ki 9-10 yaşlarında idim, televizyonda ‘kırmızı keman’ adlı bir film başlamıştı.Başta cazip gelmese de ilerleyen dakikalarında filmi oldukça beğenmiş ve başından kalkamamıştım.17. Yüzyılın İtalya’sında bir keman atalyösinde başlar film.Ünlü keman yapımıcısı henüz doğmamış oğluna bir keman yapar.Ancak eşini ve oğlunu doğum sırasından yitirir.Ve kemanı eşinin saçı ve kanları ile kırmızıya boyar, böylelikle ‘kırmızı keman’ın öyküsü başlamış olur.

İlk olarak Viyana’da bir manastırda yaşamakta olsan yetim Kaspar’ın olur bu keman.Oldukça başarılı bir şekilde keman çalmayı başaran küçük, yeteneğini göstereceği zengin birinin karşısında kalp krizi geçirerek ölüyor.Ve küçüğü kemanı ile birlikte gömüyorlar.

Bir süre sonra çingeneler çocuğun mezarını açarak kemanı bulurlar, keman bir başka keman dahisi Lord Frederick’in eline geçer.Lord sevgilisinin vücundundan ilham alarak besteler yapar, sevgilisinin bir geziye gitmesi gerektiği sırada da tüm hayatı altüst olur başlarda ona büyük bir özlem duyar ama daha sonralarda buna alışır gibi bir şey olur orasını bende anlamadım, bir çingene kızıyla yatak odasında keman çalarken sevgilisi özleme dayanamayıp geri dönmüştür.Keman sesini duyunca sinirlenerek silahı alır ve yukarıya çıkar.Tüm seyircilerin beklediği gibi kimseyi öldürmez yalnızca baş suçlu olarak gördüğü ‘kırmızı kemana’ ateş eder.20. yüzyıla geldiğimizde ise keman artık Xiang adında birinin olmuştur.Batıdan gelen her şeyin imha edildiği kültür devrimi sırasında olunduğu için kemanı saklamak zorunda kalmıştır.1997’de ise keman Montreal’de Charles Morritz’in tutku ile başladığı kemanı açık attırma için hazırlarken ortaya çıkıyor.Ve açık artırma sonunda yeni hikayesine doğru yola çıkıyor ‘kırmızı keman’.

Filmi izledikten sonra etkisinden kurtulabilmek mümkün değil gibi gözüküyor. İçimdeki çalma duygusunu güçlendiren film sayesinde bu gün elime bir daha aldım kemanımı ve ‘Hatırla Sevgili ‘ adlı parçanın yalnızca üç notasını çalabildim. İnsanlara bir şeyler verebilen filmlerden herkesin izlemesini tavsiye ederim.

Not ; Filmi 10 yaşımda izlediğimle hatırlamıyorum çoktan unutmuş gitmiştim, dün tv8 de yeniden izledim.

 
Toplam blog
: 12
: 1272
Kayıt tarihi
: 11.02.07
 
 

14 yaşındayım, küçüklüğümden beri yazar olmak istemişimdir. 7 yaşımda okumayı öğrendikten sonra, yaz..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara