Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '16

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Önemi

Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Önemi
 

 Tıbbi ve aromatik bitkiler dendiğinde ilk çağlardan itibaren yüzyılları aşan deneyimlerle elde edilen sağlıktan, beslenmeye ve kişisel bakıma kadar doğrudan veya işlenmiş olarak kullanılan bitkileri anlarız. Geniş bir kullanım alanı olan bu bitkilerden elde edilen ürünler her çağda önemini korumuş ticaretin en önemli mallarından biri olmuştur. Öylesine ki üretim alanlarından pazarlara karadan ve denizden kurulan ticaret yollarının başlıca ürünleri arasına girmiştir. Ülkemiz topraklarından geçen uzak doğudan Avrupa’ya uzanan İpekyolu’da bu yollardan biridir.

Tıbbi ve aromatik bitkiler olarakta adlandırılan bu bitkiler ve uygulamaları ile ilgili her çağda önemli eserler üretilmiş ve yazılan eserler tarihi belgelerle günümüze kadar gelmiştir. Üretilen ürünler toplumsal yaşam ve teknik gelişmelere göre değişimler gösterse de ilkçağlardan beri yapılan uygulamalar geliştirilerek günümüze ulaşmıştır.

Sanayileşme ve şehirleşmenin yaygınlaşması ile birlikte bu bitkiler doğal üretim yöntemleri yanında kültüre alınma döneminden sonra yaygın şekilde üretilmeye ve işlenmeye başlamıştır. Başlangıçta kervanlarla ve küçük teknelerle pazarlara ulaştırılan ürünler zaman içinde deniz taşımacılığındaki gelişmelere bağlı olarak daha uzaklarla taşınmaya başlamıştır. Hatta tıbbi ve aromatik bitkiler içinde önemli bir yer tutan baharatların ticaretteki öneminin artması deniz ticaretinin de gelişmesine güçlü gemilerle sömürgeci ülkelerin uzak denizlere açılmasına neden olmuştur. Özellikle Uzakdoğu ve Afrika’da üretimin yüksek olduğu ülkeler sömürgeci ülkelerin hâkimiyetine girmiş ve elde edilen gelirler yıllarca batının sömürgeci ülkelerine akmıştır.

Sanayi ve teknolojideki 19 yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan yeni buluşlara paralel sentetik kökenli ilaç ve aromatik ürünlerin geliştirilmesinin ardından tıbbi ve aromatik bitkilerin yerine bu ürünler kullanılmaya başlamıştır. Ancak geçen zaman içinde sağlık ve çevre konusunda yaşanan olumsuzluklar insanları yeniden bitkisel kökenli tıbbi ve aromatik bitkilere yönetmiştir.  

Ülkemizdebazı aromatik bitkileri ithal eden ülkeler arasında olmak ile birlikte iklim ve ekolojik koşullarına bağlı olarak birçok üründe üretimde ve dış ticaretinde dünyanın başlıca ülkeleri arasındadır. Üretimini daha da artıracak ve bazı ithal ettiği ürünlerde bile açığını kapatacak kapasiteye sahiptir.  

Dünyada yaygın şekilde aromatik bitkilerin kullanıldığı gıda ve katkı maddeleri, bitkisel kökenli ilaç ve kimyasallar, kozmetik ve parfümeri sanayilerinin girdisini oluşturan bitkiler ülkemizde de üretilmektedir. Ülkemiz dünyadaki sekiz büyük gen merkezinden biri olduğu belirtilmektedir.

Konu ile ilgili kaynaklarda dünyada 20.000’den tıbbi ve aromatik bitki bulunduğu açıklanmaktadır. Bunlardan 4000’inin yaygın şekilde kullanıldığı, 2.000’inin de ticareti yapıldığı belirtilmektedir. Avrupa kıtasında yetişen 12 bin bitki türünün 11 bin 500’ü ülkemizde yetişmektedir. Dünyadaki tıbbi bitkilerinde yaklaşık % 6’sı ülkemizde bulunmaktadır.

Ülkemizdeki üretim bölgeleri başta Ege Bölgesi olmak üzere Marmara, Akdeniz,  Doğu Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleridir. Bu bölgelerde önemli kısmı doğadan toplanmakla birlikte üretilen bitkilerde bulunmaktadır. Bilim çevreleri tarafından bu bölgelerde bulunan 4.000 endemik bitki olduğu. Bu bitlilerin 1.700’ünün tıbbi özelliği olduğu belirtilmektedir. 

2011 yılı FAO yılı verilerine göre Dünyada tıbbi ve aromatik bitki ithalatı 4 milyon 326 bin 542 ton ve 11 milyar 767 milyon 140 bin dolardır. İhracat ise 4 milyar 29 bin 743 ton ve 11 milyar 936 bin 652 dolar düzeyindedir. TÜİK verilerine göre ise ülkemizin ithalatı 19 bin 422 ton, ödeme miktarı 30 milyon dolardır. Buna karşılık ihracat miktarı 48 bin 79 ton, elde edilen gelir 160 milyon dolardır. Ülkemiz tıbbi ve aromatik bitkiler yönünden dünyanın en önemli ülkelerinden birisi olmasına rağmen ihracatın ithalatı karşılama oranı %67’dir. Ülkemizin ihraç ettiği önemli tıbbi ilaç ve baharat bitkileri kekik, defne yaprağı, kimyon ve anason ile birlikte, rezene tohumu, ardıç kabuğu, mahlep, çemen, biberiye, meyan kökü, nane, sumak, adaçayı ve ıhlamur çiçeğidir. Türkiye kekik, defne yaprağı, anason, kimyon dış ticaretinde başlıca ülkeler arasındadır.

Ülkemizde uçucu yağ üretiminin büyük bir kısmını gülyağı oluşturmaktadır. Türkiye dünyadaki en büyük gülyağı üreticisidir. Gülyağı üretiminde başta gelen iller Isparta ve Burdur’dur Dıs satımı yapılan yağlar, başta gülyağı, stearopten, ıtır ve kekik yağlarıdır. Son yıllarda uçucu yağ dıs satımının artması ile uçucu yağ tesislerinin sayısında da artmıştır. Uçucu yağların büyük bir kısmı AB ülkelerine ihraç edilmektedir. İhracatın yarıdan fazlası Fransa’ya yapılmaktadır. Gülyağının hemen hemen tamamı ihraç edilmektedir. Ülkemizin yıllık uçucu yağ ihracatı yıllara göre değişmekle birlikte yaklasık 11 milyon dolar, ithalatı ise 14 milyon civarındadır. İthalatı yapılan baslıca yağlar ise nane, ıtır, limon, portakal ve yasemin yağlarıdır. Yine ithalatın büyük bir bölümü AB ülkelerinden yapılmaktadır.

Hepimizin çevremizden ve yayın Ülkemizde ve dünyada tıbbi ve aromatik bitkilere olan ilgi günden güne artmaktadır. Ülkemizin bu bitkilerin üretimini artırma potansiyeli yüksektir. Kırsal alanda başta orman köylüleri olmak çiftçilerimizin gelirlerinin artırılması ve doğal kaynaklarımızın değerlendirerek döviz girdisini artırması bakımından bu eğilimin dikkate alınması gereklidir. Ülkemizin sahip olduğu doğal şartlar üretimi artırmaya imkân vermektedir. Bunun için doğal kaynakların aşırı bilgisiz kullanımı ve tahribatına karşı bu bitkilerin kültüre alınmalıdır. Üretim teknikleri dikkate alınarak kontrollü üretilmelidir. Doğal ve organik üretim kriterlerine azami özen gösterilmelidir. Tüketim şekilleri de dikkate alınarak yeni çeşitlerin geliştirilmesine ağırlık verilmelidir. En önemli hususta tıbbi ve aromatik bitkiler ile ilgili sağlıklı bir veri tabanı oluşturulmalıdır

Tıbbi ve aromatik bitkilerde özellikle üretim ve hasattaki kalite kayıplarının önüne geçmek için üreticilere yönelik farkındalık eğitimlerine ağırlık verilmelidir. Tarımsal amaçlı kooperatiflerin konu ile ilgili çalışmaları desteklenmelidir. Tabii kooperatifler de konu ile ilgili uzman personel çalıştırmalı ve alanında uzmanlaşmaya çalışmalıdır.

Konu ile ilgili yatırım yapan kuruluşların gerek haksız rekabete karşı korunması gerekse pazarda kalite ve standartlara uygun ürünlerin yer alması bakımından kontrol ve denetime özen göstermelidir. Yapılan yatırımların verimli çalışması için sektörün temsilcileri ile birlikte bir üretim politikası geliştirilmelidir. En önemlisi de günümüzde konu ile ilgili başta üniversitelerimiz olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlarca birçok seminer ve çalıştay gerçekleştirilmektedir. Tıbbi ve aromatik bitkilerin önemi dikkate alınarak ortaya çıkan görüş ve öneriler değerlendirilmelidir.

Sonuç olarak tıbbi ve aromatik bitkiler 21. Yüzyılda önemi daha da artan ve artmaya devam eden ürünlerdir. Ülkemizin ihtiyaçları da dikkate alınarak bu kaynaklarımız değerlendirilmeli ve politikalarımız gözden geçirilmelidir.

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..