Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '10

 
Kategori
Üniversiteler
 

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İşletme 3. sınıf öğrencileri sorularına cevabımız

01. Mart .2010 günü Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme 3. sınıf öğrencilerine Muhasebe ve Finansman Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Fatih Coşkun Ertaş’ın daveti üzerine “ Başarının sırları” ve “ Recep Yazıcıoğlu”nun başarı sırları” konulu bir sunum yaptım. Bu sunum sonrasında soru cevap bölümünü siz okurlarımızla da paylaşmak güzel bir duygu bana. Hepinize saygılarımla..

SORU- Sizi bu konuma getirecek gücü nasıl buldunuz kendinizde? Yani içinizdeki sizi nasıl keşfettiniz? ( Pembe Gül)

CEVAP- Geçirdiğim zorlukları nasıl aşacağımı düşünürken, güçlü ve zayıf yönlerimiz olduğunun farkına vararak güçlü ve zayıf yönlerimizi dengeye getirmek için zayıf yönlerimizi güçlendirmek gerektiğinin farkına vardım. Bir insan duymaz ama normalden fazla okursa ve bu okuduklarını uygularsa başarıyı yakalayacağına inanarak daha çok okumaya zaman ayırdım ve sonunda gördüm ki, salında bizler güçlü ve zayıf yönlerimizi dengeye getirememekteyiz. Güçlü yönlerimizi her zaman anlatırken ne yazık ki zayıf yönlerimizi görmemezlikten gelme, bu zayıf yönlerimizi bize hatırlatan insanlardan da kaçmaktayız. Halbuki bizim zayıf yönlerimizi keşfeden insan zayıf yönlerimizi nasıl güçlendireceğimiz konusunda da fikir vererek bize yol gösterebilir. Gerçeklerden kaçmakla gerçeklerden uzaklaşamayız. Sadece erteleriz. Ertelediklerimiz de zamanla daha büyük sorunlar olarak karşımıza çıkar. Bu yüzden bizi geliştirecek insanları bularak onlardan faydalanmaya, güçlü ve zayıf yönlerimizi dengelemeye bakmalıyız. Ben bunları tespit ettiğim andan itibaren harekete geçtiğimden zamanla bu kadar gelişebildim. Hadi sıra sizde.

SORU- Gelişmenin en etkin yolu okumak bunu biliyorum. Ama okumayı sevmiyorum. Ne yapabilirim? (Elif ŞAHİN)

Cevap- Bizler de zamanında belki de sizler gibi okumayı sevmezdik. Ama her gün biraz okuyarak ve zamanla tempomuzu artırarak okumayı sever hale geldik. İnsan sevdiği şeyleri okumayı artırarak zamanla okumaya alışır. Alıştıktan sonra da insana okumak bir ibadet gibi, bir aşk gibi sevimli gelir. Bu da başarılı olmaya giden yol demek. Sizlerde sevdiğiniz alanlarda dökümanları okuyarak zamanla okumaya bağımlı hale gelebilirsiniz. Bunun için çaba harcamak lazımdır. Hemen vazgeçmeden sabırla az da olsa devamlı okuyarak verim alabilirsiniz. Bunu başarmak için de okumayı seven insanlarla arkadaşlıklar kurmak güzel, pozitif enerji veren insanlarla muhatap olmak, onların yaşına bakmadan onları sevmek zamanla sevmediğimiz bu okuma eyleminin hayatımızın vazgeçilmezi olduğunu göreceğiz.

SORU- Üniversite hayatımızdaki derslerde başarısızlığımız, kişisel gelişimimizi ve ilerdeki başarımızı ve başarısızlığımızı nasıl etkiler? Etkiler mi? (Mahmut Bağdiken)

CEVAP- Derslerdeki başarı ile hayattaki başarı arasında fazla bir etki yoktur. Derslerdeki öğrendiğiniz bilgilerin hayata uygulamanız ve uygulamamanız arasında etki var. Mesela disiplinli olarak ders çalışan ve az ama öz öğrenen ve öğrendiklerini de mutlak surette uygulayan insanlar ile, disiplinsiz ama yüksek not alan sınıfını geçen ama okuduklarını uygulamayan, “ nasıl olsa geçiyorum, derste disiplinli olmasam da olur” diye düşünen insan hayata sıkıntı çeker. Çevreme baktığım zaman, arkadaşlarımı izlediğim zaman disiplinli çalışan, okuduklarını uygulayan az ama öz notlar alan insanların daha başarılı olduklarına şahit oldum. Buna rağmen yüksek notlar alan ama disiplinli olmayan insanların ise başarısızlıklarına, hayatta mutlu olamadıklarına ve zevk alamadıklarına şahit oldum. Önemli olan okuduklarımızı uygulamak ve sosyal ilişkilerimizi güçlü tutmak, Okul için değil de hayat için öğrenir ve öğrendiklerimizi önce biz uygular sonra da yakın çevremizle paylaşırsak o zaman hem öğrenmenin hem de öğretmenin sevincini yaşarız. Okuldaki başarısızlıklarımıza bakmadan sosyal yönümüzün gelişmesi konusunda çaba harcayalım.

SORU- Ben bir işletme sınıfı öğrencisiyim. Ama akanımda kendimi çok eksik hissetmekteyim. Kendimi geliştirmeyi ve bir yerden başlamayı çok istemekteyim. Ama o adımı ne zaman atsam sonu gelmiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Nereden ve nasıl başlanılmalı sizce? (Nimet)

CEVAP- Hemen hemen her genç sizin gibi düşünmekte. Ben de harekete geçmek isteyen gençlere Kişisel Gelişim dergi ve kitapları tavsiye etmekte ve hediye etmekteyim. Ancak gençler ya bu dergileri okumamakta, ya da azını okumakta. Okuyanlarda uygulamakta üşengeç davranmakta. Buna nazaran hemen harekete geçen ve kendisini geliştirecek ve pozitif enerji veren insanları, bizim gibi insanları buldukları zaman hemen onunla dostluk kurarak bu dostlukları da devamlı hale getirenler ve bıkmadan bunu yapanlar mutlaka kazançlı çıkacaklardır. Bu gibi bize değer vererek, her zamana bizim yanımıza gelen insanlara da yol göstermek bize zevk vermekte, onlarda gelişmenin sevincini yaşamakta ama bazı gençlerde, hatta bizimle tanışan yüzde 99 kadar gençte “ Ya şu adamın yanına bir gidelim, bakalım bize ne verecek” diyerek öğrenmek için değil de laf olsun sayfa dolsun hele bir bakalım zihniyeti ile gelen insan ilk gelmede sıkılacaktır. Ama öğrenmek ve bu öğrenme isteğini de her zaman içinde hareketli tutan insanlar gelişmenin sevincini yaşar ve gelecekte de başarılı olacaklarına inanarak gelecek kaygısı yaşamadan belki de harekete geçmelerinin sonucu, güzellikler ve imkanlar ondan daha çok harekete geçerek ona adım adım gelecektir. Hayatta bizi ciddiye alanlarda sanırım bunun farkında. İnsan kendisini geliştirecek insanlarla ilişkilerini uzun vadeli ve devamlı olacak şekilde geliştirirse mutlulukları ve geleceğe olan güvenleri de artar.

SORU- Gerçekten yönetici vasıflarını taşıdığımı düşünmekteyim. Ama motivasyon eksikliğim var. Bunu aşabilmem için bana ne önermektesiniz? (Sema Taşkoparan)

CEVAP- Bunun için sizlere ilgi gösteren hocalarınızla sosyal ilişkilerinizi daha çok güçlendirmeniz, sizlere pozitif enerji veren insanlarla tanışmanız, onları da hocalarınızla tanıştırmanız ve onları arkadaşlarınızla da tanıştırmak için bugün hocanızın yaptığı gibi konferanslar tertip etmeniz, size pozitif enerji verecek olan bu ilde yaşayan insanları ile tanıştığınız andan itibaren onlar ile fikir alışverişinde bulunarak her fırsatta onları ziyaret etmeniz, Kişisel Gelişim dergi ve kitaplarını okuyarak sizler motivasyonunuzu yüksek tutarsınız. Size inanmayan, sizi kıskanan ve sizi üzen insanlardan da akrabanız bile olsa uzak durmanız motivasyonunuzu artıracaktır.

SORU- Gelecek sene mezun olacak 3. sınıf öğrencileriyiz ve halen ne yaptığımızı bilememekteyiz. Bize mezun olduktan sonra ne yapmamız konusunda tavsiyeleriniz nelerdir? (Ahmet Turan)

CEVAP- Tavsiyem hemen üzerinizdeki alaleti atarak bir hedef belirlemeniz ve bu hedefe gidecek olan yol ve yöntemleri belirleyerek, sizi hedefinize giderken destekleyecek size pozitif enerji verecek olan insanları bularak, onların yaşına ve konumuna bakmadan onlardan faydalanmalı ve kafanızda kalan soruları çekinmeden sormalısınız. Güzel sorular soranlar hayatta her zaman güzel cevaplar alacaklarından dolayı da bu onlara hayatta başarılı olacakları konusunda inançlarını, onların başaracakları konusunda özgüvenlerini artırmalarını ve derslere takılmadan hayatta sosyal ilişkileri güçlü insan olarak mutlu olacaklarının belirtisi olacaktır.

SORU- Dayım da işitme engelli. Hayatınızı anlatan bir kitabınız var mı? Yoksa yazmayı düşünmekte misiniz? Dayıma hediye almayı düşünmekteyim. (Tuğba Cumhuriyet)

CEVAP- Hayatta başarılı olmuş işitme engellilerle yapmış olduğum röportajlardan oluşan “ essiz Dünya’dan Esintiler” kitabımız 2006 da yayınlanmıştı ve ne yazık ki elimizde mevcudu kalmadı. Siz gene de dayınıza bizleri anlatan dergi fotokopilerini hediye edebilirsiniz. Başarılı olan işitme engellileri anlatabilirsiniz ve bu da dayınıza özgüven aşılayacak ve onun size olan sevgisini artıracaktır. İşitme engelli dayınızı bu kadar sevmeniz gerçek manada takdir ettim. Her engelli yakını sizin gibi olmalı bence.

SORU- Üniversitede dostluklara ben inanmıyorum. Siz diyorsunuz ki “ sosyal ilişkilerinizi güçlü tutunuz” Ben bu devirde kimseye güvenmiyorum. Bence tek yaşamayı tercih ederim. Size bu böyle değil mi? ( Tuba Balcı)

CEVAP- Tek başına yaşayan Robinson Cureusu bile bir hayal ürünü hikayedir. Tek başına yaşamak bize bir şey kazandırmaz. “ İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” ise bizlerde sadece kimseye muhtaç olmamak için yaşamakla kalmayarak, başkalarına faydalı olmaya da bakmalıyız. Yapılan araştırmalar yalnız yaşamaktansa hayır kurumlarında çalışan insanların daha da mutlu olduklarını göstermektedir. Günümüzde insanlara güven olmaz demektesiniz. Bir iki insandan olumsuzluk gördük diye hayata küsmek, yalnız yaşamaya bakmak, aydın ve çağdaş insana yakışmamakta ve insanların içinden seveceğimiz güveneceğimiz insanlar bularak bir iki tane de olsa onlarla sosyal ilişkilerde bulunmak insan olmamızın ve hayattan zevk almamız gerekir diye düşünmekteyim.

SORU- Kendimi geliştirmek için gerekli şeyleri yapmaktayım. Kitap dergi ve gazete okumaktayım. Bilgili ve sosyal arkadaşlarımla sohbet etmekteyim. Ama hafıza problemim var. Bunu nasıl aşabilirim? (Sema Taşkoparan)

CEVAP- Hafıza problemimiz beynimizi doğru kullanmamamızdan meydana gelmekte. Başarılı insanlar hep beyinlerini doğru kullanan insanlardır. Beyin geliştirecek olan Süper beyin ve Beyin Gücü dergilerini sizlere burada hediye etmekteyim. O dergileri okuyarak, uygulayarak hafızanızı ve beyninizi güçlendirerek kapasitesini de artırabilirsiniz.

Secili öğrenciler,

Beni buraya davet eden Fatih Hocanıza da sizlere de teşekkür ederim. Bu gibi konuşmalarımızı sizler kişisel gelişimine önem veren hocalarınız ve arkadaşlarınıza da anlatarak onların da faydalanmasını sağlayabilirsiniz ve bizler sizlerle iş birliğine her zaman hazırız.

Hepinize üstün başarılar dilerim.

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..