- Kategori
- Güncel
Tolga'nın günlüğü
Şu sıralar milletçe ekonomik kriz ile yatar olduk. Sadece milletçe mi? Tüm dünya bize eşlik etmekte.
Kahvelerde kafelerde hatta sokakta yürüyen iki insanın bile konuştuğu tek konu var : KRİZ
Herkesin konu hakkında az çok bilgi sahibi olduğu kiminin görsel medyadan ya da basından takip ettikleriyle öğrendiği kimimizin de konuya hakim teknik bilgi sahibi olduğu ve ekonomimizi temelinden sarsan bu krizin, ne zaman biteceği konusunda kimsenin bir fikri yok. Tüm dünyada patlak veren bu krizin uzmanlar tarafından 1929 büyük buhranından daha derin bir ekonomik çöküntüyü beraberinde getireceğini söyleyen kötümser uzmanlar bile var. Ülkemizde zaten kangren olmuş işsizliğe birde krizin etkisiyle işten çıkarmalarla işsizler ordusuna yeni askerlerin ilavesi ayrıca üniversite diplomalarını alıp iş aramaya çıkan bir o kadarda yeni mezun gençlerimizi işin içine katarsak, ülkemizin ne denli büyük bir kaosun içine sürüklendiğini tahmin etmek hiçte zor değil. Herkes birbirine ne yapmamız gerekli bu krizi atlatmak için diye sorular soruyor . ben bu soruya cevap vermeyeceğim zaten bu konuyla ilgili cevap aramak istiyorsanız araştırır bulursunuz herkesin kendine göre bazı çözüm yolları var. Benim değineceğim nokta ise herkesin gözünden kaçırdığı en kilit noktalardan biri. Bu krizde herkes PAÇASINI KURTARMAYA BAKIYOR !!!
Daha düne kadar sular durgunken ve kriz gümbür gümbür geliyorum derken iktidara egemen olan hükümet üyeleri, ilk önce cumhurbaşkanlığı seçimini siyasi krize dönüştürüp uzlaşmaz tavrıyla erken seçime gitmiş; milletimiz demokratik yollardan oylarını kullanarak hali hazırda iktidar olan AKP hükümetine % 47 oyla (ki bana hiç inandırıcı gelmiyor !!!) tekrar iktidara taşımış ve yetkilerini daha da arttırmıştı.
Hükümetin ne yaptığını konuşmanın gereği yok her şey ortada.
Ergenekon dendi : TSK ve yargı yıpratılmaya çalışıldı.
Arsa dişlemeler ve türlü yolsuzluklar gün ışığına çıktı.
Medya baskı altına alınmaya çalışıldı.
Gariban çiftçi bir daha eylem yapmasın diye ziyaret esnasında göz altına alındı.
Ak belediyecilik dendi : Belediyelerde ne dolaplar dönüyormuş hayretler içerisinde kaldık hepbirden.
Bunları yazmak veya tartışmak yerine farklı şeyleri tartışıyor olmayı ne kadar çok isterdim.
Örneğin :
Hükümet krize karşı çok iyi önlemler aldı ama daha iyi olabilir…
Krizde işsizlik sorunu çözüldü; istihdam da yaratmalıyız…
Ekonomik kriz hakikaten teğet geçti, bravo muhteşem öngörülü Başbakanımız.
Kriz fırsata çevrilerek Cumhuriyetimizin 85 yıllık kazanımları tekrar geri alındı.
Hepsi güzel hayaller ama gerçekleşmeyecek hayaller değil. Bunların gerçekleşmesi için Türk Milleti olarak (Ulu önder M.Kemal Atatürk’ün tanımına göre Türk Milleti Türkiye sınırlar içerisinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına denir.) milli ve demokratik irademizi ayağa kaldırmak ve devleti yönetenleri seçim mekanizmasıyla cezalandırıp; ya da ödüllendirip, ülkemizi düze çıkartmaktır. Bugün geldiğimiz noktadan sonra bireysel çıkarlarımızı geri plana atıp ulusal planlarımızın peşinden gitmeli ve akılcı stratejileri sunan ve gerçekleştirme kudretine sahip yöneticileri meclise göndermeliyiz. Bu ve bundan sonraki olacak krizlerden tek çıkış yolumuz bu…