Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '09

 
Kategori
İnançlar
 

Toplumda bilgi kirliliği

Toplumda bilgi kirliliği
 

BEYİN KİRLİLİĞİ


YANLIŞ BİLGİLER VE YANLIŞ İNANIŞLAR

Toplumda öyle bir kirlilik var ki: Din, mezhep, ırk, ideoloji, … hepsi birbirine karışmış. Tam bir çeşitlenme kirliliği!

Ne Sünni Sünniliğini ne Alevi Aleviliğini ne Şia Şialığını ve ne de tarikâtçı tarikatçılığını, İslam’ın neresinde olduğunu biliyor. Daha doğrusu, bir Müslüman bile İslam’ın ne olduğunu doğru dürüst bilmiyor. Miras kalmış ideolojiler halinde gidiyor. Bu bilgisizlik içerisinde bir çöplüktür yığılıyor.

Kirlilik nedir? Kirlilik: “Hayatın güzelliğini bozmaktır”, diyorum ben. Kısaca kötülüktür. Allah, dünya ve evren diye güzel ve mükemmel bir sistem kurdu ve onun içerisini çeşitli bitki ve canlılar ile donattı. Tıpkı bir saray gibi ve bunun içerisine de insan denilen değerli mahlûku gönderdi.

Herkes eserinin veya sisteminin en güzel bir şekilde olmasını ve çalışmasını ister, bundan çok büyük zevk ve mutluluk duyar. Bu, yaradılışın doğasıdır.

Bazen, çevre kirliliği vardır bildiğimiz; yerlere attığımız çer-çöplerle ve denizlere inen her türlü atıklarla. Toprağın yapısını bozarız, ürünler sağlıklı yetişemez, suyun yapını bozarız ve insanın sağlığına zarar veririz. Doğanın dengesini bozarız.

Bazen hava kirliliği vardır; bacalardan çıkan dumanlar, araçların egzozları, insanların en hassas organlarından olan ciğerlerine zarar veren tozlar…

Bir de bunların en kötüsü olan ruh kirliliği var. Bu kirlilik ise insanın ahlakının bozulmasıdır. Ahlakı bozuk bir insanın oluşturduğu bir toplumun kirliliğini düşünmek bile zor.

Basın kirliliği türedi uzun zamandır da. Bu da başlı başına ayrı bir muamma.

Bir de bunların içinde en büyük kirlilik ve bütün bu kirliliklerin oluşmasına sebep olan ayrıca bu kirliliklerin tümünün kaynağını oluşturan ise BİLGİ KİRLİLİĞİ var ki, bu ise en kötüsü.

Bilgi kirliliği olan bir toplumda, yukarıda saymaya çalıştığım kirliliklerin tümünün olması kaçınılmazdır. Bir toplumda bilgi kirliliği ne kadar az olursa ahlak, çevre ve hava kirliliği de o kadar az olur.

Bu demektir ki “bilgi kirliliği” toplumun en büyük kirliliğidir. Doğanın yüce sahibi ve yaratıcısı olan Allah, bu sistemin bozulmasını istemediği için Kur’an’da, topluma zarar verenlere en büyük cezayı vereceğini buyurmuştur. Kul hakkı adı altında verilen bu cezanın bağışlanmasına asla karışmıyor.

Topluma verilen bu zararlar, demek ki en büyük günahlardandır. Böyle günahları işleyenler, bağışlanmak isteğiyle Allah’ın divanına bile çıkamıyor. Oraya çıkabilmek için, zarar verdiği ve hakkını yediği kişi tarafından bağışlanması gerekiyor. Şu adil yargıya bir bakınız. Bu demektir ki bu günahları işleyenler, yani çevreyi kirletenler toplumdan helallik denilen bağışı almadıkça asla bağışlanamazlar. Birbirleri hakkında yanlış bilgiye sahip olmak da aynıdır.

Bir bilgiyi araştırıyordum evren kentte (internet). Bir sohbet sitesine girdim. Sitede insanlar bir olayı tartışıyorlardı. Epey bir kısmını takip ettim. Gördüğüm o ki; taraflar bir bilgiyi değil, kendi bilgilerini savunuyorlar. O bilgilerinin doğru olduğunu sanıyorlar. Aslında bunlar bilgi değil, kendi düşünceleriydi. Ortamı öyle kirletiyorlar ki, akıl almaz. Öyle yanlış ve hayalden yaratılmış bilgiler ki bunlar, hiçbir yerde neşredilmesi mümkün olmayan, sadece, düşüncesiz ezberlerden ibaret. Hadi böyle olsun diyelim, insanların mantıkları bile öyle bozuk ki, oturup sağlıklı bir mantık yürütebilseler dahi kendi düşüncelerini kendileri çok daha kolay bir şekilde çürütecektir. Başkasına da ihtiyaç yoktur. Bütün gün akşama kadar evren kentte dolaşan ve bunları okuyan gençlerin halini bir de düşünün! Ne korkunç değil mi?

Peki, bu kirliliğin sebebi neydi?

Bir ev, bir şehir kirli ise oranın kirliliğinden, oranın sahibi sorumlu değil midir? Peki, nerede bu toplumun sahipleri? Bunu neden görmüyorlar? Sokaklar kirlenmiş ve o şehrin yöneticisi bunu görmüyor ise, o belediye başkanı ne işe yarar? Varlığının ne anlamı olur?

Evet, ilahi emrin bir yasasında der ki: “TEMİZLİK İMANDANDIR”. Bir insan, temizliğe ne kadar önem veriyor ise imanı o kadar sağlamdır. Bu demektir ki: Bir toplum, ne kadar kirlenmiş ise o toplumun imanı o kadar zayıf olduğu gibi, o toplumu yönetenlerin ve bunları görüp göz yumanların da imanı o denli zayıftır.

Okumuyoruz. Okuduklarımız ya spor sayfaları ya da magazin haberleri. Dinlemiyoruz. Dinlediklerimiz okuduklarımızla aynı içerikteki TV ve/veya radyolar ya da sokaklar. İzlemiyoruz. İzlediklerimiz, tüm bu teranelerin gidişatı.

Peki, nasıl düzelecek bu toplum? Böyle bir toplum, freni patlamış, bir uçurumdan aşağıya doğru gidiyor demektir!

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..