Toplumda kadının yeri nasıl ve nerede olmalıdır ?

Toplumun en temel iki ayağı vardır. Kadınlar ve erkekler. Toplumu yönetenlerin en temel görevi, sağlıklı bir toplum için bu iki ayağın beraber ve sağlıklı gelişmesini sağlamaktır. Bu sağlanmadığı taktirde toplum çok belirgin bir şekilde sakat bir yapıya bürünecektir.

Peki bu nasıl olacak derseniz, herşeyden önce eğitim geliyor. Kadın olsun erkek olsun, okuma yazma oranı yükseldikçe doğurganlık azalıyor. Yani siz üniversite mezunu bir kadına beş tane çocuk istiyorum senden derseniz alacağınız cevap bulursan bana da gönder olacaktır.

Çocuk, kim ne derse desin kadını eve bağlayıcı bir etkiye sahiptir. Çocuk olunca kadın evde çocuğuna bakmak zorunda kalıyor. Çünkü artık evde çocuklarımıza bakacak anne ve kaynanalarımızı bulmak daha da zorlaştı. Kaldı ki iktidar partisinin yeni sosyal güvenlik reformu (!) ile işyerlerinde kreş ve emzirme odası zorunluluğunu kaldırması kadınların çalışma şanslarını azaltıcı bir etkiye sahip olacaktır. Ayrıca çalışan kadınlara yönelik olarak uygulanan ücret adaletsizliği de ülkemizin ayrı bir gerçeğidir.

Toplumda kadının hakettiği yeri alması için herşeyden önce toplumsal yaşamda yeralması gerekir. Biz kadınları sadece evdeki analarımız diyerek sözde yükselttiğimizi sanmaya devam edersek aslında ev hapsine mahkum, kocalarının ellerine bakan pısırık insanlar olarak soyutlandıkları gerçeğini göremeyiz. Bizim içişleri bakanı deyip kandırdığımız kadınlarımız bunlar. Koca bir aldatmaca sadece bu.

Artık bu ülkede doğru düzgün nüfus kontrolü yapılması gerekiyor. Ne yazık ki son yıllarda doğum kontrolüne yönelik çalışmalar askıya alınmıştır. Özellikle az gelişmiş yörelerimizdeki annelerin eğitimine yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir. Doğuda olsun batıda olsun kadın mal değildir. Bunu herkesin kafasına gerekirse zorla sokmak gerekir. Töre cinayetleri durdurulmalıdır. Bunun yolu da oy kaygısını bir kenara bırakıp cinayeti işleyen kadar azmettirenleri de ibret olacak şekilde cezalandırmaktan geçmektedir. Biz tecavüze uğradığı için şeriat mahkemelerinde kırbaç cezası alanlara bakıp bakıp ne kadar şaşırsakta aslında kendi ülkemizde tecavüze uğradığı için en yakınları tarafından öldürülen masum kadınlarımızı düşünmemiz gerekmez mi?

İktidarın fazla çocuğu özendiren ücret politikaları ileride bizi büyüme, kalkınma ve işsizlik gibi konularda daha büyük sorunlarla baş başa bırakacaktır. Ancak bu politikalar ‘ne nüfus planlaması, doğurun doğurun allah ne verdiyse’ diyen bir zihniyetin planlı proğramlı politikalarıdır.

Kadınlar toplumsal yaşamdaki yerlerini layıkıyla al(a)madığı sürece sağlıklı bir toplum oluşması imkansızdır. Bu nedenle en azından belirli bir süre kadınlara her alanda (+) pozitif ayrımcılık uygulanmak zorundadır.