Toplumsal çatışma kutsamaları

Oldukça uzun bir süredir toplumsal çatışmalarla iç içe yaşayıp duruyoruz. Ne zaman karanlık tünelin ucunda ışık belirir gibi olsa ortaya çıkan tuhaf değerlendirmelerden biri çatışmanın en ılımlı gibi görünen kesimlerden geliyor. “Bu memlekette bir de Türk olma sorunu var.” yaklaşımı gibi…

Doğrusu çoklukla eline mantar tabancası bile almamış olan kesimlerin çatışmanın tarafı durumunda olan kesimlere yönelttikleri “Ne aldın da çatışmayı bitiriyorsun? Onca ölüm Türkiyelileşmek için miydi?” ve “Sizler hainsiniz, bu ülkeyi böldürmek istiyorsunuz…” formatındaki soruları sahneyi karartmaktan başka bir işleve yaramıyor. İşin kötüsü eskice bir görünüme sahip olmalarına karşın bu yaklaşımların hala bir hayli alıcı buldukları göz ardı edilemez.

Dünyanın pek çok yerinde bizdekine benzer toplumsal çatışma çatışma sorunları yaşanıyor. Çatışan tarafların uzlaşmasıyla bitenlerin sayısı, taraflardan birinin diğerini etkisiz hale getirdiklerinden az değil. Doğrusu bizde iki ileri bir geri kıvamında pozisyonların yaşandığı ortada. Arada “Barışçıl çözümler arasak fena olmayacak yaklaşımları, eyvah çok şey kaybediyoruz!..” korkularına yenik düşüyor çoklukla. Bu nedenle aklı başında açıklamalar yapmak gibi bir iddiası olanların tarafları kışkırtıcı, suçlayıcı yaklaşımlarda bulunmaktan özenle kaçınması gerekiyor. Unutmamak gerekiyor ki toplumun ağırlıklı bir kesimi toplumsal çatışmaların acısını ve bu çatışmaların ekonomik ve sosyal sıkıntılarıyla psikolojik yıkımlarını yeterince yaşadı. Öyle görünüyor ki uzunca bir süre daha yaşamaya devam edecek.

Her kesimden tuzu kurular içinde yer alan ve belki de bu çatışmalardan nemalanan küçük mulu bir azınlığın olduğunu söylemek mümkün. Çıkar duygusu çatışmalı durumun devamından yana tavır almaları sonucunu doğursa da acıları ve sıkıntıları yaşayan ve ülkenin her tarafına yayılmış olan geniş kitlelerin ne istediği, başka bir deyişle neden yana tavır takındıklarının belirleyici olacağı açık... Çatışmalarda uzlaşı ve orta bir yol bulunması açısından bu kesimlerin seslerini yükseltmesinin zamanı geldi de geçiyor.