Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '13

 
Kategori
Sosyoloji
 

Toplumsal çöküş/çürüyüş dönemlerinde; birey ve toplumda biçim ve içerik

Toplumsal çöküş/çürüyüş dönemlerinde; birey ve toplumda biçim ve içerik
 

GÖRÜNEN VE GERÇEK, BİÇİM VE İÇERİK


Evrende, doğada, toplumda, bireyde, kurumlarda, kuruluşlarda her içeriğin bir biçimi vardır. dilde, adlandırmalar çoğunlukla biçime, kavramlar ise içeriğe dönük üretilir. Biçim görünen, içerik ise kavranandır. Kavrayış biçimden başlar, içeriğin bütüncül algılanıp, anlaşılması ile sonlanır. Bilim üreten, bilimsel bilgiyi halka yayabilen toplumlarda içerik biçimden daha önemlidir. Bilimsel, kültürel gelişimi yetersiz, geri kalan toplumlarda ise biçim, içerikten önemli olur. Bir adım ötesi, içeriksiz ya da zayıf içerikli  aşırı geliştirilmiş biçim egemen olur.

Biçim çoğunlukla göze yönelik olduğundan, yani görünen olduğundan, içerik ise anlam, değer, bilgi,emek,uğraş, çaba hatta artık bilim gerektirdiğinden yani içeriklemek zor olduğundan, çürüyen, gerileyen, çöken toplumlarda ve o toplumların bireylerinde biçim, içeriksizliğin boşluğunu doldursun diye, önemli olmaya başlar.

İçeriksiz biçim, işlevsizdir. Başka bir deyişle, içeriksiz ya da zayıf içerikli biçim, oyalanma, oyalama, aldanma, aldatma, avunma amaçlarına dönüktür. Gerçeği ya gizlemek içindir ya da ertelemek içindir.

Biçim bir tür dış bölümdür,içerik ise iç bölüm. Örneğin, bireyde giysi, makyaj biçimdir; kişilik, kimlik, bilgi, davranış, yeterlilik, yetenek vbg şeyler ise içeriktir.

Toplumsal yaşamda üretim, dağıtım, bilim, bilgi, gönenç, mutluluk içerik; bina, yol, süslemeler, dolayıma sokulan sözcükler biçimdir.

İçerik, işlevsellik de içerir.Biçim ise işlevsellik içermez. Gösteri, gösteriş, gizleme,yalan içerir.

Ancak içerikli, içeriğe uygun biçim zaten olması gerekendir.

Somutlarsak,

Bir toplumda bilim, din, kültür, ekonomi, politika alanlarında içerikten çok biçim üzerinde yoğunlaşılıyorsa; anlam, değer, bilgi, üretim, değişim, gelişim yaratılmıyorsa, bilinmeli ki, gizlenen bir çöküş var, bir çürüyüş var. Toplumsal ve bireysel bilinçten gerçeği uzak tutmak, gizleneni daha da gizli  kılmak, yalanın ve çürüyüşün anlaşılmasını önlemek için biçim aşırı belirginleştirilmektedir.

Üretim araç gereci üreten üretim yerleri açmak,geliştirmek yerine, yol, köprü, kaldırım, fıskiye yapılıyorsa; fabrikalar kapatılıp ya da satılıyorsa, başka ülkelerden yani içerik üreten ülkelerden çok araç,gereç hizmet alınıyorsa ama çok az şey üretilip onlara çok az şey satılıyorsa, çürüme, çökme vardır ve gizlenmesi için biçime yöneliniyor demektir.

Üniversite binaları açıp, bilim üretimini uluslarası yayınlarla sınırlandırıyorsa, ulusal dilde değil, yabancı bir dile aşırı önem veriliyorsa, bilim insanının neredeyse temel belirleyici ölçütü yabancı bir dil puanı ve yabancı yayın oluyorsa, binalar içinde gerekli bilim üretim teknolojik aygıtlar üretilmiyor, bina içine yerleştirilmiyor, araştırma geliştirme tümüyle başka bir bilim üreticisi ülkeye bağımlı kılınıyorsa; bunların yanında binaların güzelliği, estetiği ile övünülüyorsa, demek ki içeriksizlik yaygınlaştırılıp, biçim öne çıkarılmaktadır. Demek ki, çöküş, çözülüş, çürüyüş vardır.

Eğitimde bilim, bilgi, gerçek dünyayla ilişki kurulabilecek, bireyi kavrayan, anlayan, üreten, bilen duruma getirmeği sağlayacak eğitim sistemi, izlence, öğretmen, araç gereç üretimi yerine, yani belirleyici eğitim öğretim altyapısı yerine, akıllı tahta, tablet bilgisayar öne çıkarılıyorsa; ülkenin okulları arasında, okullardaki sınıflar arasında, sınıflardaki öğrenci sayısı arasında, eğitselaraç gereç dengesi açısından, olağanüstü eşitsizlik, haksızlık varsa, demek ki içeriksizlik, biçimcilik temel yönelimdir.

Bireyler dünyasında, giyim kuşam tüketimi, ev eşyası alma, değiştirme; cep telefonlarını ve arabalarını sürekli yenileme kaygısı, bilme, anlama, dinlenme, beslenme, akılsal ve ruhsal mutluluk için çaba harcama yerine geçiyorsa; evlilik olgusu öncelikle ve özelilkle ev eşyaları ile başlıyorsa demek ki biçimcilik büyük oranda içeriğin önüne geçmiştir.

Dinde, temel bilgi kaynağı Kur'an, sure sure, ayet ayet anadilde anlatılıp,okunup kavranması yerine, bin yıllık tarikatlar, şeyhler, şıhlar önderliğinde anlamasız, kavramasız yönlendirme, mürit, köle kılma yönünde işliyorsa; bireyin dinsel içeriği, gerçek kaynağına bağlı anlaması, okuması yerine, bireyin biçimi,başörtüsü, türbanı, eteği, üzerinden yürütülüyorsa, demek ki dinsel içerikten çok dinsel biçim üzerine yoğunlaşılmamktadır. Demek ki, içeriksiz bir biçim, yani din bilgisiz bir din biçimi egemen kılınmaktadır. Demek ki, çürüme, çürüyüş, çöküş vardır.

Bütün bu anlatılanları, biçim içerik olgularını dikkate alarak, televizyonlar, gazeteler, köyler, kentler, kültür,  sanat alanlarına uygulayarak, içeriksiz biçimciliğin, çürümenin, çöküşün içeriğini ve biçiminin görebiler, kavrayabiilir, anlayabiliriz.

Özetle, çöküyoruz çünkü içerik yok; çürüyoruz çünkü biçim fazla. Çürüyoruz çünkü içeriksiz biçimlerle oyalanıyoruz.

Yinelersek, içerik anlamaktır, kavramaktır, üretmek, gelişmek, geliştirmektir. İçerik mutluluk ve huzurun, sağlam temelli geleceğin, barışın kaynağıdır.Biçim ise eğer içerikten yoksunsa, tüm bunların gizlenmiş yoksunluğudur.

Doğaldır ki, tüm bunların sonucunda, kurumunuzu, köyünüzü, kentinizi, mahellenizi, ülkenizi, okulunuzu, üniversitenizi, binanızı, bağlı olduğunuz sendika, dernek vb demokratik kuruluşlarınızı içeriksiz, biçimci insanlar yönetir. Size gün geçtikçe içeriksiz, sağlıksız bir dünya kalır.

Yapılması gereken kendimizden başlayarak, ülke, dünya, kent, köy, mahalle, bina, üniversite,okul vb yaşam alanlarımızı içeriklendirmek. İçeriklendirmeye uygun biçimlendirmek, günü ve geleceği anlamlı, değerli, içerikli, işlevli kılmaya çabalamak... başarılar..

 
Toplam blog
: 47
: 781
Kayıt tarihi
: 26.08.11
 
 

"Ya Bilim ya da Kaos ve Ölüm" Türkçe, dil, dilbilim, dil eğitimi çalışma alanlarımdır. Eğitim, kü..