Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '07

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Töre cinayetleri ve leylekler

Töre cinayetleri ve leylekler
 

Baharın müjdecisi leylekler, onlarla ilgili dinlediğim bir öyküden sonra gönlümde ayrı bir yer edinmişlerdir.

Leylekler yalnız bende değil, çoğu insanda sempati, sevgi ve hayranlık uyandırırlar.

İnsancıldırlar. Çocukluğumun Selçuk ilçesinde çarşı içinde insanların arasında bir kedi kadar evcil ve alışkın dolaştıklarını hatırlarım. Esnaf ve insanlar saygıda kusur etmez, önlerinde ağır ağır yürüyen leyleği ürkütmemek için, adımlarını ya yavaşlatır ya da bir punduna getirip usulca yanından geçer giderlerdi.

Gökyüzünde leylek görünce sevinir, hep bir ağızdan –leylek leylek havada yumurtası tavada, tekerlemesini söyler eğlenirdik. Bir de leyleği havada görünce o yıl çok gezeceğimize inanırdık.

Leylek kendisine gösterilen saygıyı sonuna kadar hak eden bir hayvandır.

Birincisi; çok zekidir. Avrupa’da ve Türkiye’de üreyen leylekler ağustos ayından itibaren Güney Afrika’ya doğru göçe başlarlar. On binlerce kilometre sürecek göç sırasında çok ilginçtir ki uzun süre deniz üzerinde uçmamak için İstanbul, Çanakkale ve Cebelitarık boğazlarıyla Süveyş kanalından geçen güzergahları izlerler. Pusulaları yoktur ama eşsiz bir yön bulma duyguları vardır.

İkincisi; çok güçlü bir hafızaya sahiptirler. Aylar önce terkettikleri eski yuvalarını geri dönüşlerinde şaşırmadan bulurlar.

Üçüncüsü; tek eşlidirler. Erkeği tam bir centilmendir. Dişisinden yaklaşık bir ay önce yuvaya döner. Kısa bir dinlenme süresinden sonra yuvanın tamirine girişir. Ağaç dalları, bez parçalarıyla onardığı yuvada, başı gökyüzünde dişisini beklemeye başlar. Dişisini gördüğü andan itibaren kanat çırparak, gagasıyla takırdayarak sevincini gösterir. Ses telleri olmadığı için bu takırdamalar onların konuşma dilidir.

Uzun bir takırdama ve dans gösterisinden sonra, dişi leylek dört veya beş yumurta yumurtlar. Yaklaşık 32 gün kadar sonra minik yavrular yumurtadan çıkarlar. Bundan sonra annenin görevi yuvada, yavrularını geniş kanatları altına alıp yağmurdan, güneşten, sert rüzgarlardan korumaktır. Babanın görevi ise bulduğu yiyeceklerle onları beslemektir.

Yumurtaların hepsinden leylek yavrusu çıkmışsa her şey normal seyrinde gerçekleşir. Anne ve baba leylek beraberce yavrularını büyütürler, havalar soğumadan, avrupa'dan gelen göç kafilesine katılarak kışı geçirecekleri ülkelere doğru yola çıkarlar.

Ama;

Karga ‘’yumurta kapıya geldi’’ deyimini doğrularcasına, sıkıştığı anda, en yakındaki yuvaya yumurtasını bırakan ilginç bir hayvandır. Ya da meydana gelecek olayları seyretmek için yaramaz çocuklar buldukları karga yumurtasını, gizlice leylek yuvasına bırakabilirler.

Kuluçka dönemi bitipte, leylek yavruları arasında bir de karga yavrusu olduğunu gören baba leylek, dişisiyle uzunca bir takırdamaya giriştikten sonra yuvayı terk eder.

Bir süre sonra o havalideki bütün leylekleri peşine takarak geri döner.

Ve linç başlar.

Dişi leylek paramparça edilerek infaz edilir.

Not; Yıllar önce Selçuklu bir arkadaşımdan dinlediğim bu olayı daha sonra Aziz Nesin’in Hayvan Deyip’de Geçme adlı kitabında da okudum. Arkadaşım çocuklara engel olsalar da, kargaları denetleyemediklerini üzülerek anlatmıştı.

 
Toplam blog
: 74
: 1691
Kayıt tarihi
: 17.06.07
 
 

Emekliyim ama, yaşamdan değil; işimden. Eşim ve iki kızımla birlikte İzmir’de yaşıyoruz. Yazmak, oku..