Trabzon’da Galatasaray’a Acı Ders:2-0

Kaybetmemek üzere sahaya çıkan Galatasaray’ın, korkunun ecele faydası olmadığını öğrenmesi şüphesiz ki acı bir ders oldu ve bu sezon için yok denecek kadar azalan umutların tamamen sönmesine sebep oldu.

Açıkçası hiçbir Galatasaraylı bu maç öncesi rahatlıkla “kazanırız” diyemiyordu. Bunun sebeplerine yeniden girmeye gerek yok. Trabzonspor ligin en iyi top oynayan takımlarından birisi ve üstelik hücumda oldukça güçlüler. Bunu bilen Hagi sahaya yine defansif bir kadro çıkarttı. Zaten elde avuçta olan da buydu.

Hagi’nin Öncelikleri
Hagi’nin takımda çözmesi gereken en önemli problemlerden biri geri pas alışkanlığıdır. Galatasaray bir çok maçta anlamsız bir geri pas alışkanlığına mahkum oynuyor. Tamam kreatif oyuncuların eksikliği ya da formsuzluğu bunu körüklüyor olabilir ancak bu anlamsız ve gereksiz alışkanlık bir an önce def edilmelidir.

Bir diğer çözülmesi gereken sorun da şüphesiz ki kondisyon meselesidir. İlk yarıda oyuna hakim olan ve üst düzeyde mücadele eden Galatasaray ikinci yarıda oyundan çabucak düşüyorsa bunda Trabzonsporun etkili oyun kadar kendi kondisyon eksikliği de rol oynadı.

İlk Yarı İkinci Yarı Farkı
İlk yarıda Galatasaray topla daha çok ve etkili oynuyor gibi göründüyse de pozisyon yoktu. Trabzonspor da kontrollü oynamayı tercih etti. İki takım da öncelikle defansı sağlam tutmayı düşününce maç orta saha mücadelesi şeklinde geçti.

İkinci yarıda Trabzonspor beklenen oyununu ortaya koymaya başlayınca Galatasaray için alarm zilleri çalmaya başladı. Orta sahada ilk yarıda sağladığı üstünlüğü kaptırdı. Hagi önlem olarak Cana-Barış değişikliğine gitti. Ancak değişen bir şey olmadı. Trabzonspor daha etkili ve tehlikeli ataklar geliştirdi.

Etkili Forvet Farkı
Trabzonspor oyunu Galatasaray sahasına yıktıktan sonra forvet oyuncularının etkili oyunu ve orta sahadan gelen destekle gol pozisyonlarına girmeye başlayınca Hagi Kewell ile şansını denedi. Ne yazık ki hazır olmayan Kewell hem çok top kaybetti, hem de pozisyonları öldürdü. Elano ve Misimoviç’İn yapamadığını Kewell ve Emre de yapamadı.

Galatasaray maçı kaybetmemek için gelmişti. Trabzonspor ise evindeki bu maçı kazanmanın planlarını yapmıştı ve istediğini de aldı. Şenol Güneş’in derbi kaybetmeme özelliği devam etmiş oldu. Trabzonspor forveti istenilen düzeyde olmasa da maçı kazanacak kadar etkiliydi. Özellikle girilen pozisyonlar iyi değerlendirildi.

Futbol Hatalar Oyunu
Futbol hatalar oyunu ve hata olmazsa maçların zevki kalmaz. Bu maçta hata yapma sırası Ayhan, Servet ve Ufuk’taydı. İki takım da üst düzeyde kontrollü oynamaya çalıştığından gol için bireysel hatalar beklendi. Ayhan orta sahada, devamında Servet ceza sahası kenarında ve onun da devamında Ufuk ceza sahası içinde hata yapınca Trabzonspor golü geldi. İkinci gol için söylenecek bir şey yok, bütün risklerin alındığı bir pozisyonda geldi.

Hakem de Hata yapar, Keyfinin Kahyası mısın?
Madem futbol hatalar oyunuysa hakemin hatalarına neden veryansın ediyorsunuz? Futbolcular kadar onun da keyfinin kahyası olma hakkı var. Nitekim o da öyle yaptı. 66.dakikada evlere şenlik bir ofsayt kararı verdi. Zaten bundan sonraki maçlarında Halis Özkahya yardımcı hakem olmaksızın maç yönetmeli. Sahanın her yerine hakim olan bir hakemin buna hakkı var doğrusu!

İlk hatası 12.dakikada Galatasaray lehine verdiği fakat Galatasaraylıların topu oyuna hızlı sokma isteklerine engel olduğu pozisyonda geldi.

Pino’nun ceza sahası içinde düşüşüne/dşürülüşüne devam kararı verdi, halbuki ilk yarıda bunun aynısı olan pozisyonda hem faul vermiş hem de Giray’a sarı kart göstermişti. Daha önce de söyledim. Hakemin kararlarını kendi kararları ile ölçüyorum. İlk pozisyonda haklı idiyse ikinci yarıda penaltıyı vermemiş sayılır. Yok ikinci yarıdaki doğru ise Giray bedava kart görmüş demektir.

Ayrıca kalecilerin topu ellerinde tutma süresi 6 saniye iken Trabzonspor kalecisi 10 saniyeden az olmamak üzere topu uzun süre elinde tuttu. Bunun standardı var mı? Doğrusunu öğrenmek istiyoruz.

Önümüzdeki Maçlara Bakalım mı?
Galatasaray ve Hagi bundan sonraki maçlara bakmacak elbet. Ancak bu sezon için iyi bir derece ile ligi bitirmek amaç olabilirse de esas gaye önümüzdeki sezonun hazırlığına şimdiden geçilmesi olmalıdır. Bir an evvel orta ve uzun vadeli eylem planı hazırlanmalı, gelecek sezonun/sezonların takımının oluşturulması adına gerek alt yapıdan yapılacak oyuncu seçimleri gerekse transfer edilecek oyuncular hakkındaki çalışmalar başlatılmalıdır. Çünkü bu yıl artık kalan bütün maçlar kazanılsa da şampiyonluk hayalden öte değildir. Kaldı ki bu kadar zorlu bir maratonda daha çok maç puan kaybı yaşanacak. O nedenle Türkiye kupası ve gelecek sezon hazırlığı öncelikli olmalıdır.

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com