- Kategori
- Futbol
Trabzonspor yönetimi, doğru karar verdi. Ersun Yanal, yapılabilecek en iyi tercihti.
Onun başarısı, Türk teknik adamlığı adına büyük kazanç olur.
Ersun Yanal'ı sevmediğim, beğenmediğim sır değil. Ancak, böyle düşünüp hissediyorum diye, doğrularını, farklılıklarını görmezden gelecek denli önyargılı bir futbol cahili değilim. Bu bakımdan, yiğidin hakkını yiğide teslim etmek gerek. Fenerbahçe'yi şampiyon yaptığından beri, kendisine saygım arttı. Trabzonspor'un, Yanal'la anlaşması, doğru tercih... Peki neden mi? Şimdı anlatacağım:
Bi kere Ersun Yanal, Trabzonspor'u ve camiasını iyi tanır. 2007-2009 ve 2014-2015 dönemlerinin ardından, burada üçüncü kez görev alıyor. Şehri, taraftarı, ülke futbolunu bilmesi yerine tercih edilebilecek birçok yabancı alternatifinin bayağı önüne geçiriyor kendisini...
Trabzonsporlu aktif teknik direktörlerden; Sadi Tekelioğlu, "nöbetçi antrenör" imajına sahip. Bu imajından sebep, "geçiş dönemlerinin, pansumanlı çaresiydi." Dolayısıyla tam yetkiyle tüm sezonda görevlendirilmesi, çok zayıf ihtimaldi; gerçekleşmedi.
1461 Trabzonspor'daki başarısının ardından Trabzonspor'a terfi eden, çalıştığı dönemde, özellikle Avrupa'da oldukça iyi sonuçlar alan Mustafa Reşit Akçay'ın, Osmanlıspor' da keyfi yerinde... Çağrılsaydı da gelme ihtimali pek yoktu. Aşırı duygusallığı, kafası rahat değilken performansını hızla düşürüyor. Buna paralel olarak, çalıştırdığı takımların performansları da istikrarsızlaşıyor, yersiz zikzaklar çiziyor. Karadeniz'in ful gerilimli sonsuz gerginliği; hocanın en büyük engeliydi...
Tolunay Kafkas desen... Yıllardır formsuz... Bir var, bir yok. Ne ettiği belirsiz... Karabükspor'u düşürdükten sonra, sürekli, ligde kalmaya oynayan takımlarda çalıştı. Bu haldeyken, yeniden işbaşına gelmesi imkansızdı. Kaldı ki, "koş koş futbolu"ndan başka bi şey bildiği de yok! En büyük artısı, ekstra fizik gücüne sahip takımlar yaratmasıydı. Ama artık, sadece dayanıklı ekipler kurmak, yetersiz kalıyor. Bugün, total, kompakt futbol oynatmak makbul... Bu kavramlarsa, hocaya yabancı!
Hami Mandıralı malum. Halini konuşmak abesle iştigal. Çoğumuzu büyük hayal kırıklığına uğrattı. Önceki dönemini mumla arattı. İnşallah en kısa sürede düzelir. Futbolumuzun ona ihtiyacı var.
Trabzonspor tarihinin bence en başarılı adamı, en iyi futbol oynatanı Şenol Güneş'se; Beşiktaş'taki mucizesi ortadayken, meslek yaşamının en parlak, en ışıltılı günlerini tadarken, zaten filmi geriye sarmazdı. Hoca, ilk şampiyonluğunu yaşadığı Beşiktaş'ı, Beşiktaş da Güneş'i kolay kolay bırakmaz.
Fatih Terim, Mustafa Denizli, Aykut Kocaman klasındaki antrenörlerin Trabzon'da çalışma olasılığı, neredeyse sıfıra yakındı. Ertuğrul Sağlam'sa, kimsenin aklına gelmedi herhalde. Adı anılmadığına göre, durumu bu olmalı. Yılmaz Vural, allamei cihan olsa, faydasız. Adı çıkmış dokuza, inmez sekize.
Ve en önemlisi, Trabzonspor, şu an itibariyle orta ve alt düzey hiçbir çalıştırıcıya sorumluluk veremezdi. Bu saatten sonra, bordo mavililerin onları şaşalı günlerine döndürebilecek kariyerli birine ihtiyacı vardı. Bu şartlarda, bunu en hızlı, en iyi sağlayabilecek kişi Ersun Yanal'dı. Her ne kadar milli takım ve ortalama takımlarda inişli çıkışlı bir çizgi izlese de... Trabzonspor'a biçilmiş kaftandır Yanal.
Türk futboluna getirdiği bilimsellikle, yeni teknik ve taktik seçenekler, net bir futbol rengi ya da taraftarlığı olmadığından, " her takımda çalışabilir " yapısı, modern antreman ve kondisyon tekniklerine hakimiyeti, nitelikli, genç, enerjik, çalışkan teknik ekibi; onu benzerleri içinde en güçlü konuma taşıyor.
Yıldızlarla çok iyi geçinemiyorsa da, ekonomik sıkıntılar yüzünden düşük bütçeli takım kurma zorunluluğu, starlardan çok görev adamlarıyla dolu takımlarla Anadolu'da elde ettiği göreceli başarılar; İngiltere'deki Leicester City tarzı bir mucize yaratma ihtimalini artırıyor.
Tüm bunlara: Muharrem Usta'nın; başarılı iş yaşamından beslenen özgüvenini, nezaketli, sıcak, insancıl, çağdaş yönetici profilini, başarı kazanma tutkusuyla, ekonomik gücünü eklediğinizde...
Ersun Yanal'ın ikinci; Trabzonspor'un yedinci şampiyonluğu; gerçekleşebilir hedef halini alıyor.
Ve son olarak, şunları belirtmeliyim ki:
Bu takım bu yıldan kötüsünü zaten yaşayamaz.
Her ne kadar, liderlik özelliklerinden hala bazı ciddi endişelerim varsa da ( Trabzon'da Fenerbahçe'yi sahada bırakıp, soyunma odasına kaçması, bunun en güzel örneğidir.) Ersun hoca, kendisini yeniden zirveye taşıyabilir. Bu potansiyeli taşıdığını, geçmiş örnekleriyle kanıtladı.
Benden bu kadar. Gerisi hocaya kalmış.
Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.