Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '11

 
Kategori
Spor
 

TRT-3 mü, 3. sınıf TRT mi?

TRT-3 mü, 3. sınıf TRT mi?
 

Kaptan


TRT-3’te yayınlanan ve merkezine Arda Turan’ın yerleştirildiği “Futbol Arenası” isimli program oldukça tartışıldı. Hafta boyunca hemen herkes bir şeyler duydu, okudu, yorum yaptı. 

BİRİNCİ BÖLÜM 

Programın bir bölümünü tesadüfen seyretmiş birisi olarak, seyretmeyenler için olaya değişik açılardan da yaklaşmak istedim. Çünkü yazacaklarımın bir bölümü basında hiç yer bulmadı, dikkat çekmedi. 

Öyle özel olarak TRT-3’ü seyretmeyen birisi olarak, Pazar gecesi uyumak üzereyken ve yorgun bir şekilde kanaldan kanala atlarken gördüm o programı. Daha önce hiç görmemiştim. Ben seyretmeye başladığımda görüntüler yayınlanmış, stüdyoda bulunan konuklar olayı tartışıyorlardı. Bu tartışma sırasında bir yandan da arka planda görüntüler “sessiz ve alt yazılı” olarak bir perdede verilmeye devam ediliyordu. 

Diyalogları biliyorsunuz, tekrar anlatmayacağım. 

Programda konuşmacılardan birisi, "görüntülerin yayınlanmasının ne derece doğru olduğunu" sorgulayınca programın sunucusu yaklaşık şu sözlerle cevap verdi: 

“Efendim, biz olaya habercilik açısından bakıyoruz. Eğer bir haberci bu görüntüleri elde etmişse, bu sonuçta bir habercilik başarısıdır. O habercilerin başarısını görmezden gelmemeliyiz. Biz elde edilmiş görüntüleri habercilik anlayışıyla yorum yapmadan veririz, yorumu buradaki siz değerli konuklarımız yapar.” 

Öyle mi? 

Bir süre dinledim konukları, bir profesörün “Arda’nın konuşmalarında o kadar büyütecek bir şey olmadığını” söylediğini hatırlıyorum. Biraz da, Bülent Tulun’un değişik renkte en az bir formanın -sanırım UEFA tarafından- zorunlu tutulduğunu söylediğini. Geçenlerde “20 milyon Euro’ya Arda’yı Fener’e satarım” diyen Bülent Tulun’un Arda’yı diğer konuklar kadar sahiplenmeyişini de garipsemedim doğrusu. 

Saçmalığı daha fazla seyretmenin anlamsızlığına karar verdim ve sonra yattım uyudum. 

Ertesi günü TRT-3’ün yayınladığı görüntüleri internetten seyrettim ve birebir not ettim. Görüntüleri korku filmi fragmanı gibi sunan “dış ses” tam olarak şöyle diyordu: 

“Mustafa Sarp, Sabri, Ayhan ve Arda’nın kadrajda olduğu bu bölümde, sportif direktör Adnan Sezgin, Galatasaray formasına ilişkin seviyesiz benzetmelere dur demediği gibi, esprileri anlamaya çalışıyor. // Şeker pembesini andıran formalara değil yalnızca, Altın serisi formaları gösteriyor Adnan sezgin, Arda Sezgin’i yine Tİ’ye alıyor: ‘Eee Galatasaray forması nerde?’// Bu seviyesiz diyalogları izlerken futbolseverler olarak sizler ne tür duygular içindesiniz bilemiyoruz ama Arda’nın şimdi şahit olacağınız, haddini aşan, kendisine hiç yakışmayan hakaretleri bir anlamda Galatasaray’daki büyük düşüşün nedenlerini açıkça ortaya koyuyor!” Ve yine efekt geliyor: BOOOAAM!! 

Görüntülerin sunumu (yani ‘dış ses’) ile programın sunucusunun söyledikleri arasındaki uçuruma bakar mısınız??! Programın sunucusuna göre TRT bu görüntüleri yorum yapmadan (!) vermiş?! YUH diyorum, PES diyorum, bu duruma uyan bilmediğim kelimeler varsa onları da öğrenip sarf etmek istiyorum! 

İşte TRT haberciliğinin geldiği nokta bu! 

Serhat Ulueren konuyla ilgili olarak "Bana bu görüntülerle gelenler para almak istedi. Ancak ben kabul etmedim ve görüntüleri kabul etmedim" demiş. Serhat Ulueren gibi skandal haberleri seven, aylardır Arda’nın yerden yere vurulduğu programı yapan kişi bile bu görüntülere para vermiyorken TRT neden verir o zaman? Basit: 3. sınıf televizyoncu oldukları için. 

Hala anlamayan Galatasaraylılar için söyleyelim: Uyanın artık! Bu görüntülerin aylar sonra ve yukarıda izah ettiğim şekilde yayına verilmiş olmasının sebebi, Arda Turan'ı Galatasaray'dan koparma planının bir parçası ve taraftarın son günlerde Arda lehine dönmeye başlamış olmasıdır! 

Ben bu haberin arkasında biraz da Hakan Şükür arıyorum. Sezgi diyelim şimdilik. 

İKİNCİ BÖLÜM 

Arda’nın söyledikleri hakkında benim görüşüme gelince.. 

Arda haklı, rezil ettiler Galatasaray'ı!  

Farklı renkte forma üretmenin mecburiyeti varsa bu anlaşılabilir ama "Mor" ve "pembe"den başka renk mi yok? Fenerli olsa "ayıp olur ya" der bu kadarını yapmazdı? Arda da öyle diyor zaten: “Ver siyah forma, beyaz forma sarı kırmızı yürü”. Siyah, beyaz, gri, buz beyazı vs. bilumum renk varken neden pembe? 

Siz biliyor musunuz, formalar tam piyasaya çıkmak üzere iken renkleri öğrenen bir yöneticinin GS Store’un başındakilere "aman ha bu formalara pembe demeyin, başka bir isimle piyasaya verin" demesi üzerine formaların “somon” olarak isimlendirildiğini? Allah’ın pembesine de pembe denir mi hiç? Cık cık cık! 

Küfürlere gelince.. Birbirimize anlatıp da güldüğümüz fıkralar genelde açık değil midir? Aramızda konuşurken veya bir film seyrederken en çok argolu konuşmalara gülmüyor muyuz? E bunlar da aralarında konuşmuyorlar mı? 3. kişileriz biz. 

Arda “Heriflere malzeme veriyoruz” derken haksız mı? Yalan mı söylüyor? Mor formayla, pembe formayla dalga geçmedi mi rakipler? Geçtiler.. Sakız olunmadı mı dillere? Olundu.. Eee? Demek ki haklı adam! 

Konuşmalarında Galatasaraylılık fışkırıyor damarlarından! 

Arda Turan sadece Galatasaray futbol takımını değil, tüm Galatasaray Spor Kulübünü sahiplenen bir kaptandır.  

Arda Turan Galatasaray futbol takımının “kaptanı” değil, “Galatasaraylı kaptanıdır” 

Arda Turan bir gün Galatasaray Spor Kulübü başkanı da olacaktır. Çünkü onun Galatasaraylılığı, sadece bir teknik direktörlükle yetinmesine müsaade etmeyecektir. 

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..