- Kategori
- Biyoloji
Tübitak, bilim ve teknik dergisinin haziran sayısı ile Darwin’den “özür” mü diledi?
Kelebeğin kanatları altında da olsa; Darwin var...
Tübitak’ın yayın organı “Bilim ve Teknik” dergisi haziran sayısında, "Charles Darwin" ve “evrim teorisi"ni kapak konusu yaptı.
Bilindiği gibi, tüm dünyada Darwin’in doğumunun 200. ve Türlerin Kökeni’nin ilk basımının 150. yılı nedeniyle Unesco tüm dünyada 2009'u Darwin yılı ilan etmiş ve tüm bilim kuruluşları bu nedenle Darwin için özel baskılar yayınlamışlardı. Tubitak’ta, geçtiğimiz Mart ayı sayısında Darwin’i kapak konusu yapmış ve evrim teorisine de 15 sayfa ayırmıştı.
Ancak, hazırlanan kapak ve yazının Tubitak Başkan Yardımcısı Prof.Dr.Ömer Cebeci’nin talimatıyla baskı aşamasında iken, Bilim ve Teknik dergisinden çıkartılması “sansür” tartışmalarına neden olmuştu. Ayrıca, derginin sorumlusu Dr.Çiğdem Atakuman’ın da görevine son verilmişti.
Bu sansür olayı, sadece ülkemizde değil, dış ülkelerde ki bilim çevrelerinde de, çok büyük tepkilere neden olmuştu.
Boğaziçi Üniversitesi'nden 224 öğretim üyesinin hazırlayarak, yayınladıkları “kınama” bildirisini tekrar gözden geçirmemizin yararlı olacağını düşünüyorum.
Bildiride kısaca şöyle denilmektedir:
“Bu olayla, TÜBİTAK'ın dünya kamuoyunda yaratmış olduğu olumsuz izlenim, uluslararası bilimsel saygınlığımıza da gölge düşürmüştür. Yaşamı ve evreni eleştirel akıl yoluyla algılayan ve irdeleyen, dogmalardan uzak kuşaklara gereksinimi vardır. Sansürcü, dogmacı her türlü tepeden müdahale ise bilim ve eğitimin düşmanıdır. Darwin'in Evrim Kuramı, dünya bilim tarihinin en önemli kuramlarından biridir. Herhangi bir bilimsel kuramdan korkarak onu bilim dışı niyetlerle kurcalamak, sadece o kuramı örselemekle kalmaz, bunun ötesinde akılcı düşünce ve bilime dayanan eğitimi de bulandırır.”
Günlerce süren tartışmaların ardından, Tübitak Bilim Kurulu üyeleri, Bilim ve Teknik dergisinde Darwin’e sansür uygulanmasının sözkonusu olmadığını ve önümüzde ki sayılarda Darwin için özel bir sayı hazırlanacağını söylemek zorunda kalmışlardı…
Tüm bu tartışmalardan sonra “özür” dilemeye dönük hazırlanan bu derginin, daha önce sansürlenen Darwin dosyasının aksine, kelebek kapağıyla çıktığını görüyoruz!
Ayrıca, haziran sayısında tüm yazıların çeviri olması, Türkiye’den özgün bir çalışmaya yer verilmemesi de dikkat çekicidir...
Dergide yayınlanan yazıda “Darwin’in evrim hakkında ki fikirleri 150 yıl boyunca incelenmiş, çürütülememiştir” denildiği öğrenilmiştir.
Tübitak’ın üzerinde ki yoğun siyasi baskılara rağmen, uluslararası akademik çevrelerden tamamen kopmamak adına, zoraki yapıldığı çok belli olan bu özel sayının hazırlanması bile, Mart ayında yapılan “sansür” ayıbını örtmeye yetmeyecektir…
Dileğimiz, bir daha bilimin önüne engeller konmaması, bilimsel kuruluşlarımızın “siyasi” ya da “cemaat” baskılarına boyun eğmemesi, bilim adamlarımızın da “küçük” hesaplarla, ülkemizin aydınlığa giden yolunun karartılmasına, dolaylı ya da dolaysız destek vermemesidir!..
Ne yazık ki, sorunun sadece Tübitak’la sınırlı olmadığını görüyoruz; hala bazı kişilerin “yaradılış” efsanesine takılı kalıp, bilimsel çalışmaların üzerini örtmeye çabaladığını ve bu nedenle hayali kanıtlar ortaya atarak, Darwin’i karalamaya çalıştığına tanık oluyoruz. Bunun altında “cemaat” baskısının olduğu çok açık olarak görülmektedir…
Bu amaca yönelik çeşitli yerlerde yazılar yazan bu kişiler; daha çok okurların fazlaca araştırmayacağını düşünerek, sapla-samanı karıştırmakta ve hayali “senaryo”lar üreterek, söylenmemiş sözleri, söylenmiş gibi yazmaktan, yapılmamış istatistikleri yapılmış gibi ya da yapılan araştırmaları kendi düşüncesine göre, aksi yönde yazmaktan çekinmemektedirler...
Daha da kötüsü, ekonomik olarak güçlenerek, bu amaçlarını çıkardıkları dergi, kitapçık v.s. gibi yollarla gerçekleştirmeye çalışmakta ve hatta iktidarın siyasi ve yanlı tutumu nedeniyle, Milli Eğitim’den izin alarak, ne yazık ki okullara kadar ulaşabilmektedirler!
Oysa, lisede biyoloji dersinde (30-40) yıl önce "Darwin"i hiçbir baskı olmadan okumuş biri olarak, geçmişe baktığımda; ne yazık ki toplum olarak, ileriye değilde, geriye doğru bir takım güçler tarafından itidiğimizi ve daha da geriye gitmemiz için -içeriden ve dışarıdan- olağanüstü çabaların harcandığını görüyorum!..
Ancak, bilimi perdelemek adına yapılan bu "sahtekarlık"ların en kötü tarafı da; bunları yapan kişilerin kendilerini “dindar” göstermeleri, “Kuran-ı Kerim”i rehber edindiklerini söylemeleridir, ne kadar acı değil mi?
Halbuki, sadece islamiyet değil, hiçbir din “yalan” ve “sahtekarlık” üzerine kurulmadığı gibi, bunu yapanları da “günahkar” olarak kabul etmiştir...
Sonuç olarak, bütün bu kampanyaları yürütenlerin amacının ne olduğunu artık çoğunluk olarak biliyoruz; toplumun akla ve mantığa aykırı biçimde, yani bilimden uzak "dogmatik" bilgilerle yetiştirilmesi, bu şekilde bilgisi zayıf ve düşünme yeteneği de köreltilmiş vatandaşı, ayrıca birde fukaralığa terk ederek, istedikleri gibi yönetebilmek ve dolayisiyle "ballı-börekli" saltanatlarını, daha uzun yıllar sürdürebilmek!..
Bu tip “zihniyet” bozukluğu içinde olan kişilere, Giordano Bruno’nun şu çok anlamlı sözüyle yanıt vermek istiyorum:
“Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır.Yeryüzündeki kötü insanlar ise, kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar.”
Bilim ve Teknik dergisinin Haziran sayısına ait giriş yazısını da, aynen yayınlamakta yarar görüyorum:
Çekingen ve titiz bir dehanın günümüzden tam bir buçuk asır önce yayımladığı devrimsel eseri “Doğal Seçilim Yoluyla Türlerin Kökeni ya da Hayat Mücadelesinde Avantajlı Irkların Konumu”, 20 yılı aşan yorucu ve mükemmeliyetçi bir kişisel çalışmanın sonucuydu. Charles Darwin bu eserle, türlerin evrimi ve doğal seçilim gibi iki önemli kavramı kullanarak evrim kuramının temel sistematiğini ortaya koydu. Çevremizdeki canlı çeşitliliğinin oluşumuna dair neyin nasıl olduğunu açıklamaya çalışan bu eser, aynı zamanda modern biyoloji ve yaşam bilimlerinin de kuramsal temelini oluşturdu. Evrim kuramı, sonraki yıllarda popülasyon genetiği, biyokimya, genom bilimi ve moleküler hücre biyolojisindeki gelişmelerin yardımıyla evrimsel biyoloji adını verdiğimiz bir bilim dalına dönüştü.
Şu bir gerçek ki, bilim tarihinde çok az düşünce, yaşam, doğa ve insan bilimlerini evrim kuramı kadar etkileyebilmeyi başarmıştır. Evrim kuramı günümüzde, yaşam bilimlerinin yanı sıra çevre bilimleri, biyoteknoloji, optimizasyon, bilgisayar bilimleri, dilbilim, antropoloji, psikoloji ve ekonomi gibi farklı dallarda da uygulama alanı bulmakta, evrimsel düşünce pek çok bilimsel gelişmeye yön göstermektedir. Bugünün bilimi, doğayı ve olayları anlamlandırmak ve olaylar arasında ilişki kurmak için evrimsel düşünceden sıklıkla yararlanmaktadır.
TÜBİTAK, Darwin ve evrim kuramının tanıtılması amacıyla bu alanda yazılmış temel eserlerin Türk bilim okuyucusuna ulaştırılmasında yıllardır çok önemli bir misyon üstlenmiştir. Darwin’in yaşam öyküsü, evrim kuramının geliştirilme süreci ve evrimsel biyolojinin temel ilkelerine yönelik çok önemli eserler Popüler Bilim Kitapları aracılığıyla Türkçe bilim kitaplığındaki saygın yerini almıştır.
Darwin’in 200’ üncü doğum yılı ve evrim kuramının 150’ nci yılı anısına hazırlanan bu sayıda, evrim kuramının bilimsel gelişmenin değişik alanlarına yaptığı katkıları tartışmayı, evrim düşüncesinin pozitif bilimlerin yanı sıra sanat ve dilbilim alanlarına getirdiği açılımları irdelemeyi amaçladık. Saygın popüler bilim dergilerinde kısa süre önce yayınlanmış yazılardan oluşan bu derlemenin, evrim düşüncesine yaşam bilimleri dışındaki pencerelerden de bakmayı teşvik edeceğini ve çok daha kapsamlı bir okumanın ilk kıvılcımını ateşleyeceğini umuyoruz.
Saygılarımla,
Adnan Bahadır
Kaynaklar :
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bdergi/yenisayi/index.htm
http://www.milliyet.com.tr/