- Kategori
- İlişkiler
Tuhaf bir aşk hikayesi

Evrenin bu penceresinden bakıldığında, yaşanmıştı zaten..
Çok sevmiş onu, kimselere söylememiş.. her gördüğü çiçekçiden bir çiçek almış, hiçbirini vermemiş..
En sıkıntılı olduğu zamanlarda onu düşünerek rahatlamış.. hayallerini onunla zenginleştirmiş.. geceleri bir başınayken hep onunla konuşmuş.. dertleşmiş..
Yetmemiş öpüşmüşler hiç dokunmadan birbirlerine.. saçlarını koklamış hiç yakınlaşmadan..
Gülmüşler, ağlamışlar.. müzik dinlemişler, onun kulağına gitmese de nameler..
Seyahate çıkmışlar yan yana oturmadan..denize girmişler başkaları görmeden..akşam meyhaneye gidip saatlerce sohbet etmişler, arada elini tutmuş değmeden..
Kimsenin duyamadığı yalnızca kendisinin duyduğu ifadelerle bambaşka bir dünyanın çiçekli bahçesinde oturmuşlar.. orada ruhunun derinliklerindeki o küçücük mavi taşı fark etmiş gözlerindeki aynada..kızın bile haberi yokmuş karşısındakine neler anlattığından.. o da ilk defa karşısındaki erkeğe anlatıyormuş bugüne kadar hiç konuşamadığı deryalarını..
Sonra şaşırıyormuş “bunları ben mi anlatıyorum sana .. ama ben hiç bilmiyordum ki böyle bir çiçek bahçesinin ortasında taçlandırıldığımı..nasıl oluyor da bana hiç dokunmadığın halde öpüşebildik…”
Aslında cevabı çok açıktı adam için..
Çok seviyordu kadını..
O yüzden bütün bunlar yaşanmaktaydı…
Yalnızca duyduğunu anlıyordu, konuşulanları değil..
Ne aldığı çiçekleri verecekti, ne de aralarında neler konuşulduğunu o kadın bilebilecekti.
Ama..
Evrenin bu penceresinden bakıldığında, hepsi vardı, olmuştu ve olmaktaydı…