- Kategori
- Sosyoloji
Tükeniş
Tadı kalmadı hayatın, anlamsız her şey....
En özel, en heyecan vermesi gereken olaylar bile heyecanlandırmıyor artık...
Programlanmış robotlar misali, bir çırpıda tükeniyor hayatlar...
Her şey rutin ve sıradan...
Bir kalkmışsınız sabah bir bakmışsınız ömür bitmiş...
''Ölüyorum'' deseniz umursayan yok. Düşseniz, bırakın kaldırmalarını, bir de üzerinize basıp geçiyıorlar. Bir yıl bile sürmüyor bu yüzyıl ölüm acıları.
Bırakın bir dilim ekmeği paylaşmayı, bir gram sevgiyi paylaşacak insan yok en yakınlarınızdan bile.
Öyle olağanlaştı her şey.nHerkes her şeye duyarsız. Duyarlılık, insanlık, merhamet gibi kelimeler lugatlarda laf kalabalığı olarak kaldı...
Anlamını yitirdi hayatlar. Kimsenin kılını kıpırdattığı yok. Öyle tuhaf bir kaderine razılık mıdır bilinmez...
Yanımızdakini, yakınımızdakini göremezken, onlara duyarsızken sanal platformlarda arıyoruz
''sevgiyi, maneviyatı, dostluğu''ne yazık....
''Dört nala koşan ama niye koştuğunu bilemeyen atlar gibi bedenler bu yüzyıl.Ruhlar ise; orta çağ karanlığında
arıyor, kaybettiği maneviyatını. Ayak uyduramıyorlar bir türlü birbirlerine. Yorgun bedenler koşturmaktan. Telaşları arasında akıllarına geldiğinde ruhlarını unuttukları, artık çok geç hayata dair...
Kayboluyoruz, yok oluyor insanlık ne yazık...