Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Tüm Sanatlardan Uzağız

Tüm Sanatlardan Uzağız
 

sanatsal görüntü


İki tane sorum var.

1) Ülke olarak hangi sanat dalına çok fazla önem veriyoruz?

2) Hangi sanat dalında dünyaca isim yapmış durumdayız.

Birinci soruya cevap arayalım. Edebiyat, Resim, Heykel, Müzik, Fotoğraf, Oymacılık, Seramik ve diğerleri. Bunların hangisine önem veriyoruz.

En fazla Edebiyata önem veriyor görünüyoruz. Okullarımızda edebiyat dersleri vardır. Mefulun, failatun öğretilir. Bir kaç yazar ismi ve eseri tamam. Mesnevi başından sonuna incelenmiş midir? Şinasi'nin Şair Evlenmesi adlı eserinin konusu ve ana fikri hakkında bilgimiz var mıdır? Abdülhak Hamit'in veya Yahya Kemal'in şiirleri derinlemesine analiz edilmiş midir okullarımızda? Sait Faik Abasıyanık' ın öyküleri liselerimizde okutulur mu? Bu soruların hepsinin cevabı ne yazık ki hayırdır. Oysa Fransız liselerinin edebiyat derslerini bir izlemek fırsatınız olsa ne kadar şaşırırsınız? Rousseau' nun, Flaubert'in, Proust'un değil eserleri, romanlarındaki cümleler analiz edilir ve öğrenciler bu eserlerdeki bazı cümleleri ezbere bilirler. Onun için onlarda edebiyatçı yetişir ve fransız edebiyatı dünyada ilk sıralarda yer alır. Bizim yazarlarımız ise tanınmaz. Oysa iddia ediyorum bizim yazarlarımızın ve şairlerimizin onlardan değil eksikliği, fazlalıkları vardır.

Gelelim resim sanatına. Zaten bir tane Güzel Sanatlar Akademimiz vardır. İsmi belki değişmiştir bilmiyorum. Onun dışında bir kaç tane daha eğitim kurumu var zannediyorum. Okullarımızda ressamlarımız zaten anlatılmaz. Resim dersleri vardır. Ne ressamlar anlatılır ne de resim yapma teknikler anlatılır. Resim dersleri prestiji en düşük derslerdir.Beş tane yaşayan Türk ressamı adını söyleyin deseniz, bin kişide on kişi cevap veremez zannediyorum.Tablo satın almak alışkanlığımız hiç yoktur. Boyuna yeni televizyon alacağımıza, eski televizyonumuzu kullanıp tablo alamazmıyız? Tabii bu eleştirime ben de dahilim.

Heykel konusunda ise dünyadan kopmuş gibiyiz.. Herhalde dünyada en az heykel bulunan ülke bizim ülkemizdir. Afrika ve Ortadoğu ülkelerinden sonra. Avrupa şehirlerini gösteren resim, video veya filimlere bakıyorum, her meydanları ve parkları köprü üstleri heykellerle dolu. Bizim de çok usta heykeltıraşlarımız var. Ama birinin dahi adını bilmeyız. Eserlerini kullanmayız. Tanıtımlarını yapmayız. Devlet sanatçısı ünvanını vermeyiz.

Müzik konusunda da çok zayıfız. Popüler müziğe önem veriyoruz.Tamam ama klasik müzikten bir haberiz. Diğer yandan müzik aleti çalma konusunda da çok geriyiz. Çevrenize bir bakın. Kaç tane gitar veya saz çalan, kanun çalan kişiye rastlarsınız. Bir tane görürseniz, çok iyi bence. Ayrıca topluca bir araya gelsek, baştan sona söyleyecek kaç tane şarkımız var. Müzikle bağlantılı olarak, hepimizin layıkıyla bildiğimiz kaçtane halk oyunumuz vardır? Zeybek oynayabilen kaç kişi gördünüz düğünlerde? Oynamaya kalkanlar komik bir tablo çizerler. Bu tablo beni hüzünlendirir. Ya sizi?

Velhasıl daha fazla irdelemeye gerek yok gibi. Büyük Atamız, seneler önce sanata ne kadar önem verdiğini, hem sözleri hem de icraatları ile açık bir şekilde göstermiştir. Dünyaca meşhur İdil Biret onun eseridir. Ankara'daki Devlet Tiyatroları ve Operalar Atamızın emirleriyle kurulmuştur. Ama biz Atamızın büyük gayretlerini tam anlamıyla geliştirememişiz.

Bu şartlarda sanatçı yetişir mi ve dünyada tanınır mıyız? Asla.

Bu yazının her satırını düşünürken ve yazarken, aklıma hep bugün ortada görülmeyen, KÖY ENSTİTÜLERİMİZ geldi. Bundan 60 sene önce köylerimizden, müthiş roman yazan yazarlarımız, tiyatro sanatçılarımız, müzisyenlerimiz ve sanatçılarımız çıkmıştır. Ama biz bu irfan yuvalarını kapattık. Ne oldu? Ülkemizin sanatı, yani şah damarı k .........ş oldu diyemiyorum.

Bu yazım gençlere ve genç düşünenlere !

 
Toplam blog
: 472
: 959
Kayıt tarihi
: 26.01.10
 
 

1945 yılında Adana'da doğdum. Galatasaray Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes..