Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '08

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Tuna'nın seyir defteri 7

Tuna'nın seyir defteri 7
 

Heeyy, ben kocaman oldum… Tamı tamına 36 ( yazıyla bile otuzaltı ) günlük oldum. Bu arada neler neler yapmadım ki, inanamazsınız. En önemlisi bizimkilerle aramızda daha iyi bir iletişim kurduk artık. Onlar benim ne istediğimi anlayabiliyorlar, ben onların ne istediğini hala anlayamıyorum ama o kısmı zaten çok da önemli değil. Mesela karnımın acıktığını anlıyorlar, altımın kirlendiğini de, baloncuklar konusuna sonra geleceğim, çünkü o konuda bir hayli yol aldılar. Kim ne derse desin, ben anneyle babayı çok sevmeye başladım.

Annem bana meme verirken, o harika sıvıyla baloncuklar bir arada içime gitmesin diye, ağzımın içini tam dolduruyor. Ben de kendime göre işaretler koydum, meme ucunun etrafındaki halkayı da yakalıyorum, böylelikle hain baloncukların aradan kaçacağı yer bırakmıyorum onlara. Karnımın doymaya başladığını anladığımda da hemen bırakıyorum memeyi ki, arada kaçan baloncukları dışarı çıkarsınlar, yer açılsın yine o harika sıvıdan versin annem.

Beni dik olarak göğsüne alıyor annem ya da babam ve sırtımı sıvalayarak, patapat vuruyor. Bir kısmını bu şekilde atıyorum dışarı. Ama asıl önemli kısmı bu işin, bir kez gark’ladıktan sonra “tamam gazı çıktı” diye bırakmamak. Benim bizimkilere öğrettiğim en önemli konu buydu. Bıkmadan usanmadan evin içinde yürürken, sırtımıza pat patlamaya devam ediyorlar. Çünkü biz bebekler ağzımızdan çıkardığımız baloncuklarla da gaz çıkarıyoruz, bunu öğrenin artık…

Bazen bu yeterli olmuyor ve hain baloncukların bir kısmı içimden çıkmamakta direniyor. İşte öyle durumlarda ben çok huzursuz oluyorum. Babamı iyi eğittim bu durumlar için. Annem bana kıyamıyor, bir yerime bişey olacak korkusu ile tam yapamıyor ama babam gayet iyi… Önce beni sırtüstü, düz bir yere, mesela sehpanın üzerine yatırıyor. Başımın altındaki yastığı da kaldırıyor ki içimdeki baloncuklar her iki yönden de çıkabilsin. Saç kurutma makinesinin sesini ilginç bulduğumu keşfettiler. Saç kurutma makinesini çalıştırıp, bir karış mesafeden karnıma tutuyorlar. Biraz ısıtıp, sonra da avuç içiyle sıvazlıyorlar karnımı. Sonra bir elleri ile baldırlarıma basarak, ayaklarımı karnıma çekmeme engel oluyorlar ve bu arada da diğer ellerini, tavuk gagası gibi yapıp, karnımın çeşitli yerlerine pıt pıt vuruyorlar. Bu benim hoşuma gidiyor çünkü içimdeki baloncuklar hareket ediyor o zaman. Bunu babam birkaç kez yaptıktan sonra, ayaklarımdan yakalayıp, bacaklarımı karnıma doğru ileri geri hareket ettiriyor. Bu şekilde alt çıkış kapısına yakın olan pırtları kolaylıkla çıkarabiliyorum. Eğer son hareketi nasıl yaptığını anlamadıysanız, uzman tv com diye bir yerde de gösteriyorlarmış bunu, babam öyle dedi. Ben bu şekilde dün gece tam 10 kez pırt yaptım, babam bunun yeni bir rekor olduğunu söyledi.

“Tuna’nın seyir defterine ek, bana aşı yaptılar… O topuğumdan kan çıkardıkları yere götürdüler beni ve bacağıma bir şey batırdılar. Canım acımış gibi yaptım, çünkü ben ağlayınca hem annem hem de babam bana çok ilgi gösteriyorlar. Bu da benim çok hoşuma gidiyor. Bir de arabayla gece gezmelerini çok seviyorum. Bir de babam akşamları beni kamera ile başka şehirde yaşayan halama, babanneme ve bi de Betüş ablama gösteriyor beni. En çok hoşuma giden de beni gördüklerinde yüzlerine yapıştırdıkları o komik şekiller. Onlar bana bakıyor ve yüzlerini garip şekillerde sallıyorlar. Ben de onlara gülüp duruyorum. Çok komik insanlar bunlar yav, ama bu konuda da bir teorim var, büyükler bebekler karşısında maymun olabilirler bu yaşa ve mesafeye bağlı değil… Hmmmm, ileride bu konuda bir çalışma yapabilirim, kenara not alayım bunu.”

“Tuna’nın seyir defterine ek, yok olmuyor. Bu sabah babam giderken, ben de uyanmış sabah kahvaltımı yapıyordum. Annem de dün gece kaç defa uyandığımı, kaç defa bez değiştirdiğini rapor ediyordu. Hiçbir bakla da ıslanmıyor bu kadının ağzında, hemen yetiştiriyor. Ben ne olduğunu anlamadan, babam başıma geldi, bak oğlum, bugünlük bir anlaşma yapalım, akşama Fener’in Porto maçı var. Lütfen bu akşamlık vakitli uyu, sessiz ol dedi bana. İyi de sen de bana aleks, roberto karlos, falan demiiceksin bundan sonra, benim adım Tuna. Zaten ne bekliyorsun ki onlardan, herkese puan veriyorlar. Ama bu konuda çok takdir ettim onları, çok eli açık ve bonkör bir takım demek ki, herkese puan veriyorlar… Dur hele sen, akşam olsun da bakarız duruma göre… ”

Devam edecek…

 
Toplam blog
: 18
: 13032
Kayıt tarihi
: 02.08.08
 
 

1969 Bursa doğumluyum. 1990 Yüksek Denizcilik Okulu'ndan mezun olduktan sonra uzun bir süre gemilerd..