- Kategori
- Siyaset
Tunus ve Mısır Karışırken
2011 yılına Kuzey Afrika'da meydana gelen toplumsal olaylarla girdik. Cezayir, Tunus derken ben bu yazıyı yazdığım anda Mısır'da bir devir kapanıyordu.
İşim icabı Tunus'ta ve Mısır'da defalarca bulundum. Sokaklarında gezdim, iş hayatından insanlarla sohbet ettim. Hep dikkatimi çeken binaların duvarlarında veya ofislerde yer alan liderlerinin resimleri idi. Mısır'da Hüsnü Mübarek, Tunus'ta Zeynel Abidin Bin Ali... Kimdir şimdi halkının sopayla ülkeden kovduğu, bir zamanlar fotoğrafları her yeri süsleyen iki lider?
Tunus... Kurucu lideri Habib Burgiba'dır. Burgiba Tunus Cumhuriyetini 1957 de kurup ilk Cumhurbaşkanı olduktan sonra Cumhurbaşkanlı'ğının elinden alındığı 1987 yılına kadar tam 30 sene ülkenin tek yöneticisi idi. 30 sene sonra Cumhurbaşkanlığı Zeynel Abidin Bin Ali yani şu anda halkının sopayla kovduğu kişi tarafından alındı!.. Zeynel Abidin Bin Ali 30 sene değil de 24 sene dayanabildi... 6 sene daha dayansa Tunus Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana geçen 60 seneyi 2 liderle tamamlayacaktı.
Mısır... 1952 yılında Cumhuriyet ilan edildikten sonra 1981'e kadar geçen 29 senede Muhammed Naguib (Kurucu), Nasır ve Sedat olmak üzere 3 tane Başkan tarafından yönetilmiştir. Fakat 1981 yılında Başkan olan Hüsnü Mübarek 30 sene ülkenin tek hâkimi olarak gelmiştir. 59 Senede 4 lider… Fena bir rakam değil.
Yani Tunus'ta da Mısır'da da Başkanlık yapma süresi neredeyse 25 yıldan fazladır.
Peki bu liderlerin olduğu ülkelerde yönetim biçimi nedir? Cumhuriyet... Tunus'ta Bin Ali, Mısır'da Mübarek seçimle bu görevlerinde kalmışlardır. Tunus'ta şu an kovalan lider Bin Ali 2009 yılında yapılan seçimde %89, 62 oy oranı ile Başkanlığını sürdürmüştür. Mısır’da Hüsnü Mübarek 2005 yılında yapılan seçimde %88, 6 oy oranı ile Başkan olmuştur.
Tabii diyebilirsiniz "iyi de bu ülkelerde parlamentolar var, Başbakan var, hükümet var". Maalesef iki ülkede de Başkanlık sistemi öylesine inanılmaz yetkilerle donatılmıştır ki bunların olması sadece gösteriş niteliği taşır. İngiltere Kraliçesinin ülke yönetiminde etkisi kadar diyelim…
Ne kadar enteresan değil mi? Sen iki sene önce %90 oyla Başkan ol şimdi seni arkandan teneke çalıp kovalasınlar. Ne oldum değil ne olacağım diye işte buna denir.
Ben bu ülkelere yaptığım gezilerime ve bu iki ülkenin tarihlerine dayanarak bu ayaklanmaların özgürlük falan getireceğine inanmıyorum. Hani askerde hırsızlık yoktur sadece eşyalar yer değiştirmektedir diye espri yapardık ya bence bu harekette böyle bir şey. Normal olarak 30 senede bir yapılan klasik yer değiştirme hareketidir bu.
Muhtemelen bu liderleri başa getiren güçler, yola bunlarla devam etmek istemedi. Ülke içindeki egemen güçler'den (ordu, muhalefet) destek alamayınca Askeri darbe yolunu değilde Halk darbesi yolunu seçtiler. 1960 larda yaşanan el değiştirmelerden belki de tek fark budur. Emin olun şimdi bu halk kendi içinden birisini lider yapar, onu seçer ve 20 sene sonra onu da alaşağı edip yollar.
Yalnız ben bu iki ülkede yaşanan olaylara farklı bir pencereden bakıyorum. O da BAŞKANLIK SİSTEMİ. Hali hazırda Başbakanımızın şu aralar sıklıkla dile getirdiği Başkanlık sistemi sanki yaşanan bu olaylara CUK diye oturuyor.Bu konuda kendi partisinden eleştiriler alsa da Başkanlık sistemine Başbakan’ın ilgi duyduğu apaçık ortada ve 2011 seçimlerinden sonra bu konuda faaliyete geçecek gibi. Bu sistemin iyi taraflarını sadece ABD ile gösterip tanıtmak en kolay yol fakat bunun yanında özellikle karakter olarak benzediğimiz bölge ülkelerinde bu sistemin ne sonuçlar doğurduğunu iyi görmeliyiz..
Demokrasi ruhunun tam olarak işlemediği veya anlaşılmadığı ülkelerde maalesef Başkanlık sistemi pekte sağlıklı durmuyor.Tabii HALK için bu söylemim..yoksa Başka seçilecek kişinin en az 20 yılı garanti.
%42 oy alıp iktidar olan ve her fırsatta kendini eleştirenlere “%42 ile milletimiz bizi iktidara getirdi, biz yetkiyi milletten alıyoruz” diyen bir kişi acaba %88 le Başkan olup Başkanlıkla yönetilen bir ülkenin başına geçse “Artık yetki bende, ister asarım ister keserim” der mi demez mi ?
Ve bu millet 25 sene dayanır mı dayanmaz mı?
İşte mesele bu.