Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '08

 
Kategori
Güncel
 

Türban ve kadın!

Hayatı, insan doğduğu andan itibaren sevmek sevilmek üzerine yaşıyor. Hayata daha iyi sarılması, mutlu olması ya da mutsuz olması tamamen cinselliğinin üzerine kurulu. Kadın ya da erkek farketmez. Elbette hayatta bir çok şey var zamanımızı geçirdiğimiz ama hepsi, şekle sevgiye aşka dayalı ve bu bizi yüceltiyor, güçlü kılıyor yada güçsüzleştiriyor. Beğenilmek için giyiniyor, süsleniyor, çalışıyor, evimizi döşüyoruz vs vs.

Bu duyguyu çıkarın hayatınızdan bir an için. Düşünün.

Gelelim tesettür ve yahutta çok açık giyinme meselesine, İnsanın kadın olsun erkek olsun muhafazakar olarak yaşaması onun dindar olması yada karşı cinsin ilgisi ile ilgilenmediği anlamına gelmez. Ne muhafazakar kişiler fantazilerini farklı yerlerde yaşıyor. Kadın ne kadar kapanır ve süsünden uzak olursa, erkeği ; eşinin, sevgilisinin o kadar gözü dışarda olmuyor mu?

Toplum içinde toplumun genel yapısını bozucu davranmak doğru değildir. Ne çok açık olup dikkat çekme ne çok kapalı olup dikkat çekmek ve etrafı rahatsız etmek doğrudur.

Kapalı ya da açık iki genç insanın birbirlerine sevgilerini göstermesi kadar güzel bir şey yoktur. Kötü olan tarafı ise kapalı ya da açık iki gencin sevgi gösterisindeki sınırları zorlamasıdır.

Dinlerde kapanmak, açık ulu orta olmak, inançlı insanın toplumsal düzen için yapmaması gereken bir toplumsal kuraldır. Kuran-ı Kerimde diğer toplumsal kurallardan da bahseder diğer dinlerde olduğu gibi.

Kapalı olmak demek başını örtmek türban takmak değildir. Modern kadın bugün insanlık tarihi içindeki evriminde genetik açıdan da zekası ilerlemiş, muhakeme yeteneği gelişmiş, insan olarak her kuralı detayları ile düşünebilen kişi olmak zorundadır. Giyim kuşam elbette kişinin kendi iradesi ile vereceği karardır. Bunda da sonsuz özgür olmalıdır ta ki toplum içinde olana kadar ve o toplumun düzeni içine girene kadar.

Örtünme dinde de toplumsal modern hayatta da toplum içinde toplumu bozucu olmamak demektir. Kuran-ı Kerimde örtünün denilen zaman diliminde giyim için kullanılan malzemeleri çok iyi tahlil etmek gerekir. Incecik kumaşlarla iç çamaşırsız 40 derece üzerindeki sıcaklıklarda ki insanlara dışarı çıkarken örtünün derken herhalde siyah çarşaflara girin demek istemediler. Velev ki dediler ne amaçlı demiş olabilirler toplumu bozma , dikkat çekme, ortamı bozma demek istediler. Öyle değil midir?

Eğer erkeğe kadının cazip görünmemesi söz konusu ise bugün dahi ipek eşarplar içinde makyajı yüzünde, türbanlı ve ipek pardesüler içindeki kadın çekici değil mi? Dikkat çekmiyor mu? Erkekler onlara bakmıyor mu?

O zaman Iran’dan çarşaflar içindeki kadınların hülle nikahları ile gelişen trajikomik duruma ne diyeceğiz. O zaman işin özü namuslu, kendine hakim, sınırlarını bilen modern, okuyan bilinçli hanımlar yetiştirmek değil mi? Başını kapatmak, kendini kapatmak yerine kadın ve erkeğin modern, birbirini destekleyen, birbirini rahatsız etmeyen, modern, birbirini ne tabu nede cinsel obje olarak görmeyen, gözleri tok , nefsine hakim, birbirine nerede başlayıp nerede durması gerektiğini söyleyebilen, hayatta iki kutup yerine hayatın parçası eşit ve hayatın rengi insanlar haline getirsek daha iyi olmaz mı yani?

Ne hanımlar olur kapalı ama arkasından kem gözle bakılan ne hanımlar var açık ama yanında ceketlerin önleri iliklenen. Yanlış mı?

İngiltere’ye ilk öğrenim için gittiğimde her cuma gittiğimiz publarda yani barlarda bir İngiliz erkek yanımıza yaklaşıp konuşmak istediğinde hayır cevabını alıp ta, özür dileyerek uzaklaştığında kendi kendime çok sormuşumdur benim ülkemde niye böyle değil diye.

Üniversitelere gelince türbanlı, türbansız, fark etmez eğitilmek isteyen kişi yukarıda anlatmaya çalıştığım modern ve hayata dair muhakemeleri tamamlamış kişilerin bulunması gereken yerler ve o kişiler isyan etmez kurallara uyar. Onu diğer eğitimsiz insanlardan ayıran da budur. Modern insan bir mevlide başı açık gitmez, camiye abdestsiz girmez saygı duyar, kurallara uyar. Kilisede , sinagog da kurallara riayet eder saygı duyar, denize iç çamaşırı ile girmez vs vs.

Öyle değil midir?

Bugün özgürlük denilen şey, karışmayalım denilen şey, özgürlük değil isyandır. İsyan toplumları bozar.

Bu durumda suçlu kendini savunmayan kadındır. Ona özgürlükleri ile ilgili sınırlamalar koyan erkeğe veya topluluğa müsaade eden kadındır.

Yoksa saçımızın teli suçlu değil..

 
Toplam blog
: 29
: 872
Kayıt tarihi
: 03.03.08
 
 

1968 İstanbul doğumluyum. 1989 YTU Fen-Ed Kimya Bölümü mezunuyum. Kimyagerim. 10 yıllık evliyim ve..