- Kategori
- Basın Yayın / Medya
Türk basınında yılın transferi

Fatih Sarıbaş'ın Anzak günü kutlamaları sırasındaki enstantenesi...
Yok yok... Ne o çok beklenen Hürriyet'in genel yayın yönetmenliği makamındaki değişiklik gerçekleşti. Ne Hıncal Uluç, Fatih Altaylı'nın açık kapı politikasına cevabı haber sitelerine düştü. Ne Ahmet Hakan Hürriyet'tne ayrıldı. Ne Oray Eğin gazetesini değiştirdi. Ne de Türk basınının sadece savaş boruları örttüren hemen hemen tüm yazarları istifa etti, ve basınımızda devrimsel bir olay oldu da yerlerini hiçbiri 35'ini geçmemiş zekaları şimdikilerin aksine vasatın çok üzerinde pırıl pırıl genç insanlar aldı.
Sadece Fatih Altaylı'nın yeni çıkacak gazeteyle ilgili bir yazısını okudum. Eğer bugüne kadar söyledikleri doğruysa, ve bugünkü yazısı bir senet olarak kabul edilebilirse, Fatih Altaylı yeni gazeteyle bir devrim başlatabilir ve Türk basınını hizaya çekmek için önayak olabilir. Elbette ona yalancı demiyorum, sadece korkum gazete her bebek gibi günahsız doğar, sonra çevredir, ailedir, semttir alır başını gider... Toplumun genel yapısına, içinde büyüdüğü toplumun alışkanlıklarını edinir.
İki sebepten onunla aynı heyecanı paylaşıyorum. Birincisi, basınımızdaki yazar hegemonyasını, yani yazara göre gazete yapılmasını, sayfa çizilmesini, resim seçilmesini, ilan alınmasını, kısaca yazar vesayetini sona erdirebilir. Keyfiyeti azaltır, evrensel habercilik standartlarını yerleştirebilirse belki de uzun zamandır basındaki bir eksiklik azalır. Yazarların Türk basınındaki son yıllarda peyda olan anormal statülerini normalleştirebilir. Yazarların gazetelerin önüne geçmesinie dur der. Gazetelerin sadece yazarların sırtından geçinmesini engellemiş olur. Kolaya kaçılmamasını sağlar. Sözün özü gazetecilik yapar ve yaptırır.
Akademisyeni işi gücü bırakmış, akademik faaliyetlerini dondurmuş gazetede siyasi savaşlara taraf olmuş, eski siyasetçisi zarf atıyor, eski bürokratı hınç alıyor, bazı beyler ve hanımlar enflasyon, deflasyondan, sektörel haberlerden bahserderken ilk zamanlar, bulundukları köşeleri öyle 'elde etmişken' amanın bir de ne göresiniz siyasetin dibine dibine vuruyor... Abartmıyım ama bakkalı çakkalı, sekreteri, doktoru, manikürcüsü, pedikürcüsü, barmeni gazete yazarı olmuş. Bu normalleşmeli. Seversiniz, ya da sevmezsiniz... Fatih Altaylı bu haber-yorum-yazar-muhabir dengesini iyi formüle edebilirse devrimsel nitelikte bir işe imza atmış olur. Merak etmesin Türkiye'de yaşayan halk, alışagörsün bir süre takip eder... Ticari zararı olmaz böyle bir denemenin... Üniversiteden gazetecilik hocam olan Sayın Altaylı'nın cesaretli olmasını temenni ediyorum.
İkinci heyecanım ise, Türk basınının en iyi fotomuhabirlerinden Fatih Sarıbaş'ı fotoğraf editörü yapmasıdır. Yanda bir Anzak Günü kutlaması... Türk askeri burdan seçilmeyen ama muhtemelen ya Yeni Zelenda ya da Avustralya bayrağının arkasından tören geçişi yapıyor... Işık uygun... Bayrağın arkasındaki Türk askeri silüyeti fotoğrafı çok iyi tamamlıyor... Anlamlı ve sinema diliyle 'dramatik' hale getiriyor...
Bana sorulursa, bu ve benzeri birçok işe imza atmış, Reuters bünyesinden yıllarca görev yapmış, eğer yanılmıyorsam ödüllü, bir usta, yeni gazetede harikalar yaratabilir.. Bunun yanında genç nesilden birkaç fotomuhabirini uluslararası bir marka haline getirebilir. Şimdilik bunlar heyecanlarım. Umarım başarılı olurlar. Aralarında birkaç arkadaşım var. Kendilerine bol şans diliyorum...