- Kategori
- Söyleşi
Türk dünyasının başbuğu olacaktı

AB GEREKSİZ HAYAL TÜNELİ
BBP Lideri Yazıcıoğlu’na göre, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihtiyacı yok. Bu nedenle, AB kapısında ikinci sınıf muamele görmek, aşağılanmak gereksiz.
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 1954 Sivas doğumlu. Mesleği veterinerlik. Öğrenciyken Ülkü Ocakları’nda çalıştı ve başkanlık yaptı. Ülkücüler’in lideri Alparslan Türkeş’in sevgisini kazandı. 1980 sonrası Ülkücü davası nedeniyle 7.5 yıl Mamak’ta yattı, ama bu davadan ceza almadı. 1991’de milletvekili oldu. 1992’de partisi MÇP ile yollarını ayırdı ve BBP’yi kurdu. 1995 seçimlerinde ANAP ile ittifak yapıp Meclis’e girdi. Tek parti hükümetinin Türkiye’yi dönüştürmek için büyük bir fırsatı kaçırdığını söyleyen Yazıcıoğlu, “AB’nin bir hayal tüneli haline geldiğini belirtiyor. İşte o röportaj…
Türkiye’nin en önemli sorunu ne?
En önemli sorun işsizliktir. İşsizliğin çözümü sadece tek boyutlu ekonomik tedbirlerden geçmiyor; sistemin israftan uzak, üretim, istihdam, ihracat çizgisinde ekonomik dönüşümünü sağlamaktan geçiyor.
Bu dönüşüm için formülünüz var mı?
Türkiye’de biz eşkıyalık düzenini falan savunmuyoruz. Bir tarafta bomboş yaylalarımız, arazilerimiz durur, diğer tarafta işsizlerimiz. Bütün dağlarımız çıplak, müthiş bir ormanlaştırmaya ihtiyacımız var. İşte size iş alanları. İnsanımızın sorununu kömür, iki ekmek, bir tas çorba vererek çözemezsiniz. IMF borcunu ödemeye odaklı bir ekonomi, Dünya Bankası’nın doğrudan gelir desteği ile üretimsizleşen bir tarımla bir yere gidemeyiz. Çözüm, daha çok üretim, daha çok ihracat.
Ekonomi dışındaki en büyük sorun ne?
Adalet. Güçsüzlerin altta kaldığı, güçlülerin işini yürüttüğü bir Türkiye. Bugün Türkiye bir hukuk devleti değil. Önce kısa, anlaşılabilir bir Anayasa şart. Bu Anayasa anlayışının üstüne ciddi bir adalet ve hukuk reformuna ihtiyacı vardır Türkiye’nin. Vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışmış bir hakim olmayacak. Halk haklı olduğu için mahkemelerde güçlü olacağına inanacak. Mahkemelerde bıkmayacak, usanmayacak.
Zorunlu din eğitimi ve imam hatip meselelerini nasıl halledeceksiniz?
Farklı din ve inançlara sahip olan insanların başka bir dini öğrenmeye zorlanması kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Ama din eğitiminin en iyi şekilde, ilkokuldan itibaren verilmesinden yanayım. İmam hatip bir ihtiyaçtır. Üniversitede önünün kesilmesi yanlıştır.
Erken seçim bekliyor musunuz?
Erken seçimi her muhalefet partisi ister. Kararı TBMM verecek.
Bu kararı alacaklar mı sizce?
Hala bu ihtimalin olduğunu düşünüyorum.
Bir zamanlama öngörünüz var mı?
Bu sonbahar. Bu sonbahar olmasa da ilkbahara girişte olabilir. Köşk seçiminden daha önce olabilir diye düşünüyorum.
Bu Meclis Köşk’ü seçmeli mi?
Bu soru yanlış. Her Meclis’in seçme hakkı vardır. Bu kurallar ortadayken işimize geldiği gibi konuşamayız. Ben Cumhurbaşkanı’nın doğrudan halk tarafından seçilmesini savunuyorum.
Tayyip Bey isterse Köşk’e çıkmalı mı?
O Tayyip Bey’in sorunu. Burası Tayyip Bey’in çiftliği mi ki o isterse çıkacak.
Meclis’te çoğunluğu var ama?
Belki bozulur o çoğunluk.
Böyle bir şey bekliyor musunuz?
Niye olmasın? Bu kadar yanlışlığa, bu kadar pervasızlığa, bu kadar çürümüşlüğe karşı bir tavrı olmalı bu Meclis’in. Ama Tayyip Bey şu olmak ister mi? Beni ne ilgilendirir.
Hükümeti nasıl buluyorsunuz?
Bu imkan Atatürk’e verilmedi. Ama heba ettiler. Ben olsaydım daha ilk gün bütün gerçekleri anlatırdım halka. Ülkenin yüzde 300-500 faizle borç verenler tarafından nasıl tefeci gibi sömürüldüğünü anlatırdım. Bu borcun fahiş faizini keserdim. Ama tersini yaptılar, borcu yüzde 100 artırdılar. Bu arada IMF ile ilişkileri kesin bitirirdim.
AB’ye karşı mısınız?
Evet. Karşıyım. Çünkü AB’ye müracaat ettiğimiz dönemde bu bir ihtiyaçtı ve doğru bir yaklaşımdı. Şimdi Türk Cumhuriyetleri var önümüzde. Müthiş imkanlarla dolu, soy haritamıza, inanç haritamıza ait insanların yaşadığı yeni bir dünya. Dolayısıyla Türkiye artık kendisini bir bloğun parçası değil, dünyanın merkezi gibi görme, buna göre hareket etme şansını yakaladı. İkinci nedeni şu karşıtlığımın: AB Türkiye’ye şaşı bakıyor, düz bakmıyor, doğru bakmıyor. İkinci sınıf muamelesi yapıyor, Türkiye’nin mayasını ve genlerini bozacak, milli bütünlüğümüzü ve birliğimizi parçalayacak taleplerde bulunuyor. AB, Türkiye için adeta bir hayal tüneli haline gelmiştir.
Kıbrıs için ne düşünüyorsunuz?
KKTC vardır, var olmalıdır ve yaşamalıdır.
Kuzey Irak ve PKK konusunda ne düşünüyorsunuz ve çözümünüz ne?
PKK çekiç gücün kanatları altında büyütüldü. Ve Amerika’nın himayesiyle Irak’ın kuzeyinde bir aşiret devleti kuruldu. Bize hâlâ yalan söyleniyor. Biz Irak’ın toprak bütünlüğünden ve üniter yapısından yanayız. Bizim Kerkük ve Musul gibi şehirler üzerinde manevi bağlarımız, hatta haklarımız var. Demografik yapıyı değiştirecek gelişmelere Türkiye müsaade etmemelidir. Benim nezdimde PKK Kürtler’in temsilcisi değildir. Teröristler özel yöntemlerle terör yaptığına göre mücadelesinin de özel yöntemleri olmalıdır. Özel bir kanuna, özel bir birliğe ve özel bir mücadele metoduna ihtiyaç vardır. Ayağımıza basanın ayağına basmalıyız.
Seçimler yaklaşıyor. Anket yaptırıyor musunuz?
Biz zaten iç içeyiz halkla. Anketimizi yapıyoruz. Ama Türkiye’de siyasetin unsurları çok değişti. Örnekleri var, girdiği ilk seçimde yüzde 34 oy alan partinin başka bir rüzgârla gitmemesi için sebep yok.
Bu millet size niye oy versin?
Siyaset, demokraside gömleğin birinci düğmesidir. Bu düğme yanlış düğmelendiğinde, hepsini açmak zorunda kalırsınız. Türkiye, yıllardır ilk düğmeyi yanlış bağladı. Herkes denendi. Büyük Birlik Partisi, Anadolu çocuklarının hiçbir iç ve dış güç odağına bağlı olmadan kurmuş oldukları özgün, milliyetçi, muhafazakar ve demokratik bir siyasi parti. Türkiye’yi ancak muktedir bir iktidar dönüştürebilir. Millet de bunun için bize oy verecek.
Söyleşi
Kadir KILIÇPARLAR
Mehmet ÇETİNGÜLEÇ
Ece VAHAPOĞLU
Takvim Gazetesi (Temmuz 2006) http://atahun.com/muhsin-yazicioglu/