- Kategori
- Futbol
Türk futbol hakemliği hakkında tespitler ve öneriler

E-posta'daki grubumuzdan sayın Mustafa Cengiz'in futbol hakemliği ile ilgili yorumlarını "yorumsuz" olarak aynen paylaşmak istedim.
Türkiye futbol liglerinde on yıllardır süren hakem komedisinin 2008-09 sezonu 27. hafta sonu itibariyle yeniden ve yeniden tescillenmesi ve daha da tescilleneceği ihtimali üzerine yapılan tespit ve öneridir.
Şu an itibarıyla, bu hafta şampiyonluğu etkileyecek tüm maçlarda maçların sonucunu etkileyecek hakem hataları bariz olarak ortaya çıkmıştır. Bu maçın ve ligin kaderini etkileyen hataların hem önümüzdeki haftalarda, hem de yıllarda devam edeceği kesindir.
Türk hakemleri içinde dünya kupası finali yönetecek kalitede tek bir hakem olmadığı gibi, kararı yanlış da verse iyi niyetle yorumlanacak, güvenilecek tek bir hakem de maalesef yoktur. Futbolseverlerde hakemlere duyulan güven neredeyse sıfıra inmiştir. Eski hakemlerin televizyon ve yazılı medyada gösteriye yönelik tutumlarının (showman denilen türden), bir magazin figürü haline gelmesi, mevcut görevli hakemleri de etkilemekte, onlar da emekli ağabeylerinden aldıkları bu etkiyle her maçta maçın ve takımların önüne geçerek bir ana aktör olma rolüne soyunmaktadırlar. Türk hakemleri artık her maçın baş aktörüdürler.
Futbolda bizden çok geri olan İzlanda, Suriye ve bazı Afrika ülkelerinden bile ciddi uluslararası karşılaşmalara hakem atanırken tek bir Türk hakemi ciddi kupa ve şampiyonalara çağırılmamaktadır. Bu durumu, Türk düşmanlığı, haçlı zihniyetiyle açıklamak sadece ve sadece kendi kendimizi aldatmaktır.
1990 yılından beri UEFA’da görev yapan asbaşkan Şenes Erzik’e üç yıl önce bir toplantıda "Neden Türk hakemlerini Avrupa veya dünya kupalarında görevlendirmiyorsunuz?" şeklinde sorulan bir soruya verdiği cevap "Bana tek bir isim verin, elimden geleni yapayım!.." şeklinde olmuştur ve kimseden çıt çıkamamıştır. Çünkü gerçekten herkesin her anlamda güvenerek önerebileceği tek bir Türk hakem ismi yoktu, halen de maalesef yoktur.
Sorun Merkez Hakem Komitesi ve Oğuz Sarvan sorunu değildir. Oğuz gitse Çulcu, o gitse Çakar, o da gitse Boşat vb gelecektir. Yalnız bu ve bir önceki hakem kuşağı değil, sonra gelecek iki kuşağı da bu hakemler eğittiğinden maalesef onlardan da ülke futboluna hayır yoktur.
Türkiye dünya futbolunda yıllardır ilk 20 de (şu anda 15nci), Avrupa futbolunda ilk 10 da (şu anda 6ncı) sırada ve çok iyi bir yerdedir. Türk hakemliği ise dünya klasmanında 100'ncü Avrupa klasmanın da ise 40'ncı sıralardadır.
Özetle, Türk hakemliği Türk futbolunun ortalama 20 yıl gerisindedir ve gelecek on yıl için de hiçbir umut ışığı yoktur. Takıma, futbolcuya, adama göre eyyamcı, kimilerine çok cesur, kimilerine çok korkak, kimilerine karşı sırıtkan, kimilerine gaddar, ayak bileğine tekme futboluna müsamahakar, sevmediği takım veya futbolcuya karşı acımasız, kişisel sorun ve takıntılarını olduğu gibi sahaya ve futbolculara yansıtan, günlük yaşamında takım taraftarı olması doğal olan ancak bunu sahaya yansıtan, saldırgan futbolcular karşısında kişiliksiz bir görüntü veren, verdiği kararlar art niyetsiz de olsa kesinlikle güvenilmeyen hakemlerle Türk futbolu bulunduğu yeri kesinlikle koruyamaz.
Yukarıdaki genel olarak, her futbolseverin onaylayabileceği bu tespitlerden sonra, özellikle süper lig için yapılacak olanlar tek ve nettir. Öncelikle önemli maçlara (şampiyonluk ve kümede kalma maçları gibi) UEFA’dan yabancı hakem istemek ve o maçları bu hakemlerin yönetmesi şart olmuştur.
Ayrıca, mevcut hakemleri eğitim, sıkı kontrol (mal beyanları dahil) altında alt kümelerde staj ve yetiştirmek şarttır. İki kuşak sonra daha güvenilir, daha kişilikli, daha dürüst hakemler, çok daha yüksek maç başı ücretler(*) ödenerek süper ligde maç yönetmeye hazırlanmalıdır. İki kuşak sonra yabancı hakeme de gerek kalmayacaktır.
Ülkemizin hakem sorunu 3'ncü ve 2'nci liglerde maç yönetecek kapasite ve yetenekte olan hakemlerin alt liglerde en az 10 yıl pişerek yetişmesi yerine, 3-4 yılda doğrudan süper lige verilmesidir.
Özellikle önemli maçlara yabancı hakem ataması yaklaşık 25-30 yıl önce (milli lig dönemi) de uygulanmış ve Türk hakemliği üzerinde olumlu etki yapmıştır.
-
(*) Maç başı ücret konusu özellikle önemlidir, yüzmilyonların döndüğü bir eğlence sektörü (show business) halene gelen futbolda hakemlere, profesyonelce yüksek ücret ödemek şarttır. Bu nedenle, mal beyanı aile ve yakınlarını kapsayacak şekilde genişletilmelidir.
Mustafa Cengiz