- Kategori
- Spor
Türk Güreşi'nin sembol ismi Yaşar Doğu'nun sözleri
Türk Güreşinin Sembol İsmi Yaşar Doğu
Türk Güreşinin eşsiz şampiyonu büyük güreş dehası Yaşar Doğu'nun tarihe geçen sözlerinden bazıları.
Yaşar Doğu'nun sözlerinden
Hazırlayan:
Samsun Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Seven
'Türk Güreşinin Sembolü Yaşar DOĞU' Kitabından...
Güreşçi talebelerine nasihati;
Bak yavrum bir takım eğlence ve sporculuk dışı ihtiyaçlarını otuz yaşından önce yaparsan şampiyon olamazsın. Şampiyon ol ondan sonra gez eğlen"
***
1939 Oslo'da yapılan Avrupa Şampiyonası öncesi yapılan seçmelerde haksızlığa uğrayınca söylediği söz;
"Bizim dolambaçlı işlere aklımız ermez. Biz özü sözü bir insanlarız"
***
Mindere çıkmadan önce yaptığı dualardan;
"Allah'ım dostun, düşmanın yanında yüzümü ak et"
***
Güreşçi talebelerine nasihati;
Güreşçi daima çalışmalı, güreş minderinin üzerinde geçirdiği dakikaları her zevkten üstün tutmalı ve elde ettikleri en büyük başarıdan dolayı asla gurur duymayarak elin daima elden üstün olduğunu unutmamalılar.
***
1946 Stockholm Avrupa Serbest Güreş Şampiyonasında kırk dereceye çıkan ateşine rağmen mindere çıkmadan önce böyle mindere çıkamazsın canın tehlikede diyen arkadaşlarına söylediği söz;
"Ölürsem minder üzerinde öleyim. Mukadderatım böyle ise bunu kimse değiştiremez"
***
1947 Prag Avrupa Grekoromen Şampiyonasında Rus güreşçi Kozarski ile karşılaşmadan önce yaptığı dua:
'Allah'ım maksadım şampiyon olmak filan değildir. Fakat şu Rus'un karşısında beni yenilmekten muhafaza et. Beni koru'
***
1947'de güreş için gittiği İran'da halter denemesi isteyen İranlı bir güreşçiye söylediği söz;
'Biz güreşçiyiz hamal değiliz. Türk güreşçileri sadece güreşçidir hamal değildir. Biraz evvel yapılan iş pehlivanlık değil, hamallık hatta cambazlık işidir. Bizim böyle işlere pek aklımız ermez'
1947'de güreş için gittiği İran'da İranlı rakibi Pehlivan Rıza'nın 'Türk güreşçileri nasıl Avrupa Şampiyonu oluyor şaşıyorum' sözlerine verdiği cevap;
'Bu sorunun cevabını yarın akşam yapacağımız güreşte vereceğim'
Ertesi gece minderde karşılaştığı Pehlivan Rıza'ya 3. dakikada pes dedirtmişştir.
***
1948 Londra Olimpiyatlarında rakibi Hintli güreşçinin güreşten evvel; " Şampiyon olacak kimseye benzemiyor her halde karşısına zayıf ve beceriksiz kimseler çıkmış. Ona bir Hint güreşçisinin ne kadar kuvvetli olduğunu göstereyim"demesine karşılık vereceği cevabı mindere bırakmış;
Hintli rakibini eze eze yenip minderde perişan ettikten sonra gözlerinin içine bakarak;
"Nasıl buldun Türk Kuvvetini?" demiştir.
***
1949 Avrupa turnesinde İsveç'te yaptığı müsabakalardan sonra kendisine gelen İsveç Güreş Federasyonu yetkililerinin sizi burada antrenör olarak görmek istiyoruz. Ne ücret isterseniz bize bildirin demelerine karşılık hiç geciktirmeden verdiği cevabı;
"Teveccühünüz için teşekkür ederim. Bugüne kadar böyle bir şeyi aklımdan bile geçirmedim. Memleketimin dışında bir iş kabul edemem"
***
1950 yılında Pakistan'ın Lahor şehrinde yapacağı güreş öncesinde 122 kiloluk rakibi Kalayı görenlerin; Yaşar Ağabey bu adamla güreşecek misin? Bu adamı silindir gibi ezer diyerek düşüncelerini belirtmeleri karşısında Yaşa Doğu;
'Böyle işler güreşten sonra belli olur Ben evvela Allah'a sonra da kendime güvenirim. Bugüne kadar bu irilikte kimseyle güreş yapmadım fakat karakucak güreşlerinde çok karşılaştım. Hiç birinde de Allah yüzümü kara çıkarmadı' diye cevap vermişti.
***
Güreş öncesinde üniversiteli gençlerin rakibini mutlaka yener misin? diye sordukları soruya verdiği cevap;
"Bu işler atmakla tutmakla olmaz çocuklar. Güreş başka şeye benzemez. Falancayı muhakkak yenerim diye bir iddiada bulunmak çocukça, hatta ahmakça bir şey olur. Güreş bu. Büyük söylemeye gelmez. En güvendiği bir zamanda insanı yenip sırtını yere getiriverirler"
***
1950 senesinde Amerikalı güreşçilerin Türkiye'ye gelerek yaptıkları güreşler sonunda Amerikalı yetkililerin 50 bin TL verelim ayrıca bütün imkanları sunalım gel Amerika'da güreşe devam et" diyerek yaptıkları teklife karşı Yaşar Doğu şu cevabı vermiştir;
'Hiç bir zaman yabancı bir memleket adına profesyonel güreşmemek ve antrenörlük yapmamak için ahdim vardır. Bu ahdime ömrümce sadık kalacağım"
***
1952 senesinde Helsinki Olimpiyatlarına katılamayınca oldukça üzülmüş güreş hayatı sona ermiştir. Ertesi sene bu durumdan faydalanmak isteyen Fransızlardan bir teklif gelir. "Gel bizim adımıza güreş yap, güreşçi yetiştir. Ne istersen vermeye hazırız"
Yaşar Doğu bu teklife yıldırım hızıyla şu cevabı verir;
'Biz para için değil, şeref için güreş yapıyoruz. Maksadımız şahsi değil millidir'
***
Güreşçi talebelerinden birisini işe yerleştirmek için gittiği devlet dairesinde Genel Müdür mevkiinde bulunan şahsa;
"Bak öğrencimi sana emanet ediyorum. Gözüm hep üzerinde, O'na zarar gelirse, üzülürse karşında beni bulursun"
***
Güreşlerden evvel yaptığı dualardan;
Allah'ım ne olur bana güç kuvvet ver. Bana rakiplerimi yenme cesareti ver. Ülkemin bayrağını dalgalandırmayı bana çok görme. Onun aşağıda kalmasına dayanamam. Beni utandırma"
***
"Bugüne kadar yüzlerce güreş yaptım. Ve bir o kadar güreşçi ile karşılaştım. Tek derdim rakiplerimi mağlup ederek Milletime şampiyonluklar hediye edip yüzünü güldürmek, Şanlı Bayrağımızı göndere çektirmek ve İstiklal Marşımızı okutmak olmuştur"
***
"Bizim yegane gayemiz, Ay Yıldızlı formayı güreşebildiğimiz son devirlerimize kadar sırtımızda taşımak ve memleketimize daha nice şampiyonluklar hediye etmektir"
***
"Bir pehlivan şampiyon olur da madalyasını eline alırsa, iş bitmiş sayılmaz. Madalyayı aldıktan sonra geçmişi unutup, zaferi unutup, sanki hiç bir şey kazanmamış gibi tekrar nasıl şampiyon olacağını düşünürse, işte asıl o adam şampiyondur ve tekrar şampiyon olacağından emin olabilirsiniz. Kazanılan zaferin sarhoşluğuna kapılıp hiçbir zaman işi gevşetmemeli"